Çin'den Değerli Uygulama Deneyimleri Özel Koleksiyonu

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Bu özel koleksiyonda, Çin'den özellikle değerli tecrübe paylaşımlarından alıntılar periyodik aralıklarla yayınlanmaktadır. Makaleler uygulama deneyimlerinin özünü ve çeşitli konuları temsil etmektedir.

"Başkalarına Hayran Olarak veya Fa'yı Değil Başkalarını Takip Ederek Kendimize ve Başkalarına Zarar Veririz"den Alıntı

Hayran olmak ve yağcılık birbiriyle bağlantılıdır. Bir kişiye hayran olunca ona yağcılık yapmak isteriz. Ona sadece duymak istediklerini söyleriz. Onun zihniyeti ile eşleşir ve iltifat ederiz: Onun tüm farkına vardıklarının doğru olduğunu düşünür ve ne diyorsa veya ne yapmışsa doğru buluruz. Onu daima savunur ve onunla çatışma içerisinde olanlarla daima kavga ederiz. Kendimizi ona göre yönlendiririz. Bu, onu daima doğru bulduğumuz, onun gibi davrandığımız ve onu dinlediğimiz anlamına gelir. Son olarak ise, onu körü körüne takip ederiz.

Fa'yı takip etmek yerine başkalarına hayran olmak, iki ucu keskin bir kılıç gibidir, kişi kendisine ve başkalarına zarar verir. Böyle bir kalp ve zihin onu başkalarına bağımlı yapar ve en kısa yoldan gitmek istemesine sebep olur. Kişi başkalarına bağlı olunca gerçek benliğini kaybeder. Kendi fikri yok olur ve kendisine inanmaz ve tutunamaz bir hale gelir. Sonunda Shifu'ya ve Dafa'ya inanmak yerine sadece onlara inanır. Bu artık kişinin Dafa ile uygulama yapmamasına sebep olur. Çünkü kişi inanır. Fakat o sadece bir uygulayıcı. Uygulamada başarıya ulaşıp ulaşamayacağı belli değil. Bu sıradan insanların meselesi değildir: Onunla iyi anlaştığın için, onunla olan iyi ilişkini kendi çıkarların için kullanıyorsun, bu şekilde olmaz. Söyler misin, kendine zarar vermek üzere değil misin?

Fa yerine başkalarına hayran olma ve takip etme takıntısının ardında, belki daha birçok takıntı saklı, mesela kıskançlık, sevinç (aşırılık), kendini ispatlama, çabalı kalp, tamamlanmaya tutunmak vb. Onun zihninde şeytani engellemeler oluşur: O, kendisini harika bir kişi gibi görür ve diğer kişilere yüksekten bakar. Başkalarının fikirlere tahammül edemez veya başka bir şey bulur ve bambaşka bir davranış biçimi oluşturur. Bu takıntıyı bırakmak için Fa'yı daha fazla çalışmak ve Dafa'dan bir şey elde etme takıntısını bırakmak gerekir. Kişi sadece saf olduğunda zihin ve kalp sakinleşir.

"Başkalarını Değil, Kendinizi Değiştirin"den Alıntı

Bir gün uygulayıcı A'ya özel tasarlanmış bir cihazda nasıl broşür kesildiğini öğretecektim. Ona tekrar tekrar kolay yolu anlattım. Dışarıdan bakıldığında çok sabırlı gibi görünüyordum. Fakat gerçekten endişeliydim ve tam olarak benim talimatlarıma göre yapmasını istiyordum. Arkada yatan takıntımın farkında değildim. Yakında bulunan uygulayıcı B yüksek sesle bana: "Sakın diğerlerinden daha iyi olduğunu düşünme. Bizden herkes bu işi yapabilir. Bu kadar çok söze gerek yok." Kendimi rahatsız hissettim: "Nasıl bu şekilde konuşabilir?" diye düşündüm ve cevap verdim: "A'nın bir yanlış yapmasını istemiyorum!"

Daha sonra evdeyken kendi içime baktım ve bunları fark ettim: A kişisinin tam olarak benim gibi kesmesini istedim. Bunun arkasında başkalarını değiştirme isteği yatmıyor mu? Kendimden çok utandım ve uygulayıcı B bana ipucu verdiği için çok minnettar oldum. Eğer beni yüksek sesle eleştirmeseydi kendimi ispat etme takıntımı bulamazdım. Başkalarını değiştirme isteğimi kontrol edecek ve bundan sonra her fırsatta kendi içime bakacak ve bunu nasıl yok edebileceğim üzerinde çalışacağım. Artık her uygulama fırsatını daha da takdir edeceğim.

"Başkalarına Gerçekten İyi Davranmak"tan Alıntı

Uygulayıcılar tutuklandıkları zaman her seferinde hemen bir avukat aramaya başlıyorlar. Bu gayet tabi bir olay fakat kendime soruyorum: "Neden bir şeylerin ters gidince bu uygulayıcılara yardım teklif etmiyoruz? Neden uygulayıcıların eksik parçasını görünce söylemiyoruz? Belki böylece zulüm önlenirdi."

Uygulayıcı W iyi bir örnekti. W, bir polis baskını sırasında tutuklandı. O bana daha önceden, kimsenin ona eksiklerini söylemediğini söyledi. Sorunları görünüyordu fakat kimse ona bir şey söylemiyordu. Herkesin düşüncesi: "Fa çalışırsa kendi farkına varır!" Eğer bu şekilde ise, neden uygulayıcılar deneyim paylaşım konferansı düzenliyorlar? Her durumda olaylara makul ve net bir şekilde bakamıyoruz. Karşılıklı konuları fark ettirmek bir uygulayıcının iyi kalpli bir yöntemidir.

Gerçek bir uygulayıcı zayıflıklarına işaret edilince kabul eder. O an fark etmemiş ise, daha sonra gözden geçirir. Başkalarının eksiklerini fark edince söylememiz çok önemli. Bazıları onu kızdırmaktan korkuyor veya iyi bir kişi olarak görünmek istiyorlar. Bu yüzden başkalarının eksiklerini söylemek istemiyorlar. Fakat bu onların yüzeysel olarak iyi olduklarını gösterir. Bu gerçekten başkalarını düşündükleri anlamına gelmez. Aslında en derinliklerinde bencildirler.

Eğer başkalarını gerçekten düşünüyorsak, kötü olarak etiketlenmekten korkmayız. Başkalarına eski güçlerin şeytani zorluklarını önlemek için cesaret edip hatalarını gösteririz. Tabii ki, ses tonumuza dikkat etmeliyiz. Yolun sonuna dek gelişinceye kadar hepimizn fark etmediği insani yanları var. Bu yüzden sözlerimiz muhtemelen kirli faktörler taşır. Fakat genelde başkaları için iyi bir şey yapmak bizi engellememeli.


Çince metin: http://qikan.minghui.org/qikan.aspx?id=178796

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.