Editörün Tavsiyesi: Koreli Bir Budist Rahip, Cennetsel Sahne Sanatları Gösterisini İzledikten Sonra Özlem Duyduğu Şeye Sahip Oldu

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Cennetsel Sahne Sanatları, 2007 yılı dünya turnesini Mayıs ayı ortalarında Amerika’da tamamladı. 81 gösteriden üçü Nisan ayı sonlarında Güney Kore’de gerçekleşti. Bu gösteriler, Çin kültürünün güçlü etkisi altındaki Korelileri derinden etkiledi. Birçok Koreli Budist rahip, Kore’deki bu gösterileri izledi. Budist uygulayıcılar neden bu gösteriyi izlemeye geldiler?

Budist rahip Young-Kyu Oh, Falun Gong oturma meditasyonunu uygularken

Young-Kyu Oh ve Beop-Ryun Cha, Falun Gong kitaplarını çalışırken

85 yaşındaki Young-Kyu Oh, Cennetsel Sahne Sanatları gösterisine katılan Budist rahiplerden biriydi. “Ben artık dünyevi şeylerle ilgilenmiyorum” dedi. “Çocukluğumdan beri çok az gösteri izledim. Daha önce izlediğim gösterilerde hiçbir değer bulamadım, ancak Cennetsel Sahne Sanatları şimdiye kadar gördüğüm her şeyden çok farklı. Bu gösteri basitçe bir performans olarak adlandırılamaz; içeriği çok derin. Kültürel anlamlarla dolu. Güzelliği tarif edilemez.”

Young-Kyu Oh, tüm gösteri boyunca gözyaşlarına hâkim olamadı. Onu bu gösteriye bu şekilde bağlayan şeyin ne olduğunu anlatmak için onun doğduğu zamana gitmeliyiz.

Bir Annenin Hamileliği Sırasındaki Gördüğü Rüya

Young-Kyu Oh’un doğumundan önce annesi dört kız çocuğu dünyaya getirmişti. Bu, erkek çocukların kızlardan daha değerli olduğu bir ülkede bir anne için en büyük talihsizlikti. Bir aile üyesi onu terk etmeye bile zorladı. Bu yüzden Oh’un annesi bir tapınağa giderek Buda’ya ibadet etti ve bir oğul istedi. Sonra tekrar hamile kaldı.

Oh doğmadan önce annesi bir rüya görmüştü. Rüyasında Buda cennetten indi ve ona bir kitap verdi. Ayrıca rüyasında su üzerinde dans eden ve ateşe atlayan, ama ne boğulan ne de yanan, bir çocuk gördü. Annesi Oh’yu bir Buda’dan istediği için, onun özel bir çocuk olacağını düşündü. Bu yüzden büyüdüğü zaman Budizm’i öğrenmesi için oğlunu bir Budist tapınağına göndermeye karar verdi.

Çocukluk Boyunca Özlem Duymak

Oh’un memleketinde, Kral Kojong’un hizmetkârı, yaşlı bir adam vardı. Sekiz yaşından itibaren Oh ondan Çince öğrendi. Adam o dönemde yetmişli yaşlarındaydı. Eski bir Kore kehaneti olan Gyeok-Am Yu-Rok’u araştırıyordu. Antik bir gökbilimci olan So-Go Nam, Kum Gan San Dağı’na gizemli yolculuğuna gittikten sonra bu kehaneti yazmıştı. Ondan tanrısal varlığın kehanetini anlatması istendi. Fakat Nam kehaneti çözemedi. Kaydedilen bu makale sadece bu Gyeok-Am-Rok’un kehanetidir. Ünlü kehanet ismini, Sa-Go Nam’ın takma adı Gyeok-Am’dan aldı.

Oh’un memleketindeki yaşlı adam, Çincenin yanı sıra ona önemli prensipleri de öğretti. Bir keresinde Oh’a 70 yaşına geldiğinde, insan dünyasına inerek gerçek Buda yasasını yayan Buda Maitreya ile karşılaşacağını söyledi. Ondan sonra dünyanın tekrar düzeleceğini ve cennet ve dünyada yeniden yaratılıyormuş gibi muhteşem değişiklikler olacağını anlattı. Oh’a, kendisinin bunu göremeyeceğini söyledi. Çocukları olmayacağını ve bunu çok üzücü bulacağını anlattı. Ardından şöyle söyledi: “Eğer Buda Maitreya’yı görmek istiyorsan ve o kadar uzun yaşamak istiyorsan, daima diğer insanları düşünmeli ve anne babana saygı göstermelisin. Yasadışı hiçbir şey yapmamalısın. Tüm insanlara karşı saygılı olmalısın. Gerçek şu ki: diğer insanlara karşı saygılı olmak, kendine karşı düşünceli olmaktır.”

Young-Kyu Oh bu sözleri asla unutmadı. Yaşlı adamın tavsiyesine uymak için çok çaba gösteriyordu. İhtiyacı olan herkese yardım ediyordu. İnsanları düşünmek, ağır yüklerini taşımak, onun için doğal bir davranış haline gelmişti.

Oh küçükken kız kardeşi ona yeni yıl için birkaç kıyafet dikti. O zamanlar annesi ölmüştü ve durumları çok iyi değildi. Oh yeni kıyafetini giydi ve komşu çocuklarla oynamak için dışarıya çıktı. Oyun arkadaşlarından birinin evine gittiğinde, onu ağlarken buldu. Babası kumar bağımlısıydı ve annesi de ailesini geçindirebilmek için terzi olarak çalışıyordu. Annesinin geliri ile zor geçiniyorlardı; yemeğe bile zor yetiyordu. Komşu çocukları yeni yıl için yeni kıyafetler giyerken onun ailesi bayramlarda yeni kıyafet alamıyordu. Oh bu arkadaşı için üzüldü, bu yüzden kendi yeni kıyafetlerini bu çocuğa verdi. Oh tekrar eski kıyafetlerini giydi. Kız kardeşi ona kızdı, fakat küçük Young-Kye’nin tek düşüncesi, iyi bir insan olmak ve doğru Buda yasası gelinceye kadar yaşamaktı.

Onlarca Yıllık Arayış

Oh Budist tapınaklarına gidiyordu, fakat keşişler sadece sadaka toplamak ile ilgileniyorlardı. Budist tapınaklarının artık uygulama yapılacak bir yer olmadığını fark ettiğinde, kendini dağdaki bir mağarada geliştirmeye başladı. Ayrıca bir süre Taocu bir uygulayıcıyla beraber yaşadı. Ancak o kişinin 30 yıllık bir uygulama süresinin ardından hâlâ önemsiz şeyler için öfkelenebildiğini fark etti. Oh, 100 yıl uygulasa bile, bunun kendi uygulaması için iyi olmadığına karar verdi!

Oh, doğru bir uygulama arıyordu. 60 yaşındayken, Budist yazıtlarını öğrenmeye ve gerçek bir Budist keşiş olmaya karar verdi. Budist derslerine yazıldı. Bir gün bir öğretmen ona Sakyamuni’nin Nirvanaya ulaştığı zaman öğrettiği Budist yasanın, Nirvana sutraların makale koleksiyonunu öğretti. Sakyamuni sonraki yıllarında, 49 yıldır öğrettiği yasanın doğru olmadığını ve bir temel için sadece bir doğru yasanın olduğunu söylüyordu. O tek bir öğrenciye, gerçekleri anlatacağını söylemişti. Nirvana sutrasında, Fa’nın son döneminde ortaya çıkacak olan Dönen Yasa Tekeri Kralından bahsediyordu. Oh bunu duyduğunda aniden gözünün açıldığını söyledi.

Oh daha sonra, Koh Gen Do’daki bir Budist tapınağına gitti ve Budist yazıtlar öğretisine devam etti. Ancak Budist rahipler Budist yazıtlarını sadece yüzeysel olarak öğreniyorlardı. Hepsini incelemek için ortalama 20 yıl gerekirken, onlar bir yıl içinde inceliyorlardı. Oh o günleri şöyle anlatıyor: “Budist bir rahip bizi et yemeye zorladı. Bundan dolayı tapınağı terk ettim ve bir arkadaşımla yaşamaya başladım.”

Arkadaşı, Jeung San Do bölgesini kuran öncü Il-Sun Gang’ın eski malikanesine yakın bir köyde yaşıyordu. Köy 2.000 haneden oluşuyordu ve köylülerin en yaşlıları Il-Sun Gang’ın öğrencileriydi. Oh “Bir defasında yaşlı insanların bir tarlayı işaret ettiklerini gördüm. ‘Buda Maitreya insan dünyasına indi! Neden onun hakkında bir şey duymadık?’ diye heyecanla bağırıyorlardı” diye anlatıyor.

Oh duydukları karşısında sarsılmıştı. Şu soruyu sordu: “Ne demek istiyorsunuz? Buda Maitreya nerede?” Ona Gang’ın, gün gelip de köyün önündeki çam ağaçları bir dut çiftliğine ve daha sonra da pirinç tarlasına dönüştürüldüğünde, Buda Maitreya’nın ortaya çıkacağını öngördüğünü anlattılar. Bir yol çalışmasından dolayı dut çiftliği bir pirinç tarlasına dönüştürülmüştü.

“Bu olay 1982 yılında oldu. Kehanetin gerçekleştiğini öğrendiğimde arkadaşıma şunu söyledim: ‘Kendime bir ev aramam gerekmiyor, Buda Maitreya’yı bulmak için yola çıkmam gerekiyor.’” Arkadaşına veda etti ve bütün Kore’de dolaştı fakat Buda Maitreya’yı bulamadı. Daha sonra aniden Il-Sun-Gang’ın ne dediğini hatırladı: “Buda Maitreya’yı ararsan onu bulamazsın. Ahlakını geliştirirsen Buda Maitreya gelecek ve seni bulacak.” Oh rahatladı. Budist bir tapınağa gitti. Zorluklara dayanması gerekiyordu ve kendini geliştiriyordu. Sadece kendi gelişimine odaklandı.

Kutsal Budist Yazıtlarında Tarif Edildiği Gibi, Yasa Tekerinin Kutsal Kralı

Young-Kyu Oh, 1988’den beri Nirvana sutralarına çalışıyordu. Onun içeriğini anlamak çok zordu, fakat Oh içeriğini ve anlamlarını anladığını düşünüyordu. Bu nedenle Nirvana sutraları hakkında ders veriyordu, fakat onun derslerini takip edebilecek çok az sayıda insan vardı. Nirvana sutralarında Yasa Tekerini Döndüren Kutsal Kral gelene kadar, gerçek bir Buda olmayacağı yazıyor. Hinayana Budizm'inde sadece Yasa Tekerini Döndüren Kutsal Kralın gelişi için hazırlık yapmaktan başka yapacak bir şey olmadığı söyleniyor. Bu, Nirvana sutranın en önemli mesajı.

Nirvana sutralar da, sonsuza dek sadece tek bir kutsal Yasa Tekeri Kralı olduğunu ve Yasa Tekeri Kralı gelene kadar gerçek bir Buda yasası olmayacağını söylüyor. Ayrıca, Yasa Tekerini Döndüren Kutsal Kral insan dünyasına geldiğinde, dünyadaki bütün hırsızların iyi insanlar olacağını söylüyor.

Nirvana Sutra ayrıca, Kutsal Yasa Tekerini Döndüren Kral’ın, her şeyin değişeceği dönemde, bir sabah kendilerini dünyaya gösterecek ve dünya halkını şok edecek Bodhisatva'lara ve daha büyük Bodhisatva'lara talimat verdiğini söylüyor.

Önceden Belirlenmiş Fırsatın Ortaya Çıkışı

Young-Kyu Oh’a göre hayatının amacı doğru Buda yasasını beklemekti. Gyeok-Am-YuRok’da gerçek Buda yasasının 1993 yılında resmen yayılacağı ve 2005 yılına kadar tüm dünyaya yayılacağı söylenir. Ayrıca insanın doğru Buda yasasında uygulama yapma fırsatını kaçırmaması ve cenneti ve dünyayı değiştirecek olan değişimden kurtulup hayatta kalmaya çabalaması gerektiği söylenir.

Gyeok-Am Yu-Rok'da ayrıca bu kehanetin tam doğru olmayabileceği, çünkü nihai kararı verecek kişinin Buda Maitreya olacağı da belirtilir. Dolayısıyla yapacakları tam olarak kehanette yazıldığı gibi olmayabilir. Mevcut gelişim okullarının hiçbirinin insanları tamamlamaya ulaştıramadığını bilen Yong-Kyu Oh, Nirvana sutraları hakkında kendi kişisel anlayışlarını insanlara anlatmaya başladı. Oh insanlara kendi anlayışlarının özetini yayarken, Buda Maitreya’yı bekliyordu.

Bir gece uygulayıcı arkadaşı yaşlı Budist rahibe Beop-Ryun Cha'ya ertesi sabah Seul’e gidip gitmeyeceğini sordu. Oh gidecekse, Cha ona kahvaltı hazırlamak için erken kalkacaktı. Oh ona Seul’e gitmesine gerek olmadığını söyledi ve odasına gitti.

Ama odasına gittikten sonra Seul’e gitmesi gerektiğini hissetti. Hisleri sanki orada onu harika bir şeyin beklediğini söylüyordu. Oh fikrini iki kez değiştirmişti, bu yüzden Cha’ya fikrini tekrar değiştirdiğini söylemekten utanıyordu. Sabah kahvaltısında kendisine makarna hazırlamaya karar verdi.

Oh sabah mutfağa geldiğinde, Cha’nın ona kahvaltı hazırlamış olmasına şaşırdı. “Neden kahvaltı hazırladın?” diye merakla sordu.

Sonra Cha, Oh’ya gizemli bir hikaye anlattı. Cha uyurken lise öğrencisine benzeyen genç bir adam kapıya vurmuştu. Kapı ve perde çok garip bir şekilde aniden şeffaflaştı; böylece kapının dışında neler olduğunu görebiliyordu. Kapıyı açmak istediğinde genç adam havanın içinde kayboldu. Cha çok uykuluydu, çok fazla düşünemedi ve tekrar yatağa gitti. Kısa bir süre sonra aynı genç adam tekrar kapıya vurdu. Geçen seferki gibi kapıya birkaç kere üst üste vurdu. Cha kapıyı açmak üzereyken vurmayı bıraktı. Sonra Cha birden uyandı. Şöyle düşündü: “Acaba bu, Young-Kyu Seul’e gideceği için benim kahvaltı hazırlamam gerektiğini gösteren bir işaret mi?”

Bir Mucize Gerçek Oldu

Oh Seul’de metroya bindiğinde karşısında oturan bir kadının, elinde altın kapaklı bir kitap tuttuğunu gördü. Bu kitap şimdiye kadar gördüğü Budist yazıtlardan biri değildi. Kitabın ismini okumak için eğildi. Kapağın üstünde Zhuan Falun yazıyordu. Oh irkildi ve derhal Budist sutralarda yazıldığı gibi, insan dünyasına inen Yasa Tekerini Döndüren Kralı hatırladı. Yasa Tekerini Döndüren Kral'dan başkası, yasa tekerini döndürdüğünü söylemeye cesareti edebilir miydi? Oh kadına dedi ki: “Bu çok değerli bir kitap!” Kadın ona şunu sordu: “Okumak ister misin?” “Gerçekten, çok isterim. Fakat böyle değerli bir kitabı, ücretini ödemeden kabul edemem. Lütfen bana telefon numaranızı verin, size kitabın ücretini sonra postayla yollarım.”

Hevesle Zhuan Falun kitabını açtı. İlk okuduğu Lunyü idi. Young-Kyu Oh dedi ki: “O kadar sarsılmıştım ki, beynim tamamen boşaldı. İçeriği o kadar derindi ki, tüm evreni görmüş gibiydim.”

Oh Lunyü’yü okuduktan sonra, Cha’yı aradı ve dedi ki. “Nirvana sutralarını okumayı bırak. Sana eşsiz bir kitap getireceğim. Şu andan itibaren, sadece bu kitabı çalışacağız.”

Oh tapınağa geri döndüğünde, Cha’ya Zhuan Falun kitabını gösterdi. Cha kitaba baktı ve açtığında Li Hongzhi’nin fotoğrafını görünce şaşkına döndü. “İşte bu, bu sabah beni uyandıran genç adam!”

O zamandan beri Beo-Ryun Cha, Falun Gong’u uyguluyor ve davranışlarını Zhuan Falun’a göre düzenliyor. Cha meditasyon egzersizi yaparken Shifu’yu gördüğünü söyledi. “İlk gördüğümdeki gibi genç görünüyor. Shifu bir eli cebinde, bir lise öğrencisi gibi görünüyor” dedi.

Oh, “Shifu’nun yazdığı Hong Yin’i her okuduğumda ağlıyorum. Zihnimde tek şey var, daha fazla insanın Falun Gong’u bilmesi gerekiyor. Düşündüğüm tek şey bu” diyor.

Cennetsel Sahne Sanatları gösterisini izledikten sonra, yaşamı boyunca aradığını doğru seçtiğine tamamen ikna olduğunu söyledi.


Çince metin: http://www.minghui.org/mh/articles/2007/7/14/158854.html

İngilizce metin: http://www.clearwisdom.net/emh/articles/2007/8/2/88253.html

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.