Ödül ve Ceza

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Dün sabah otobüste giderken kafama bir şey dank etti. Kendimde sürekli olarak gördüğüm bir durum vardı. Yaptığım her şey de başkalarının onayını arıyordum ya da yaptığım şeylerden dolayı ret edilmekten korkuyordum. Bu iki uç arasında dolanıp duruyordum. Bütün hareketlerimin bu iki uç arasında dolaştığını fark ettim. Ödül ve Ceza! İnsan davranışının sürekli olarak bu iki uç arasında dolaştığını fark ettim ve insanlığın bu olduğunu fark ettim.

Yaptığım şeylerden eğer bir ödül beklersem veya kendi egomla ilgili herhangi bir beklenti içindeysem o davranışı aslında yapmamış olurum. Eğer yüksek mevkili bir hâkim olmak için yasayı işletiyorsam aslında ben yasaya saygı duymuyorum demektir. Ben güce, paraya ve kendimi insanların üzerinde hissedebileceğim bir mevkie takıntılıyım demektir. Sadece en kısa yoldan nasıl yükselebilirim diye düşünüyorum demektir. Kendi kişisel çıkarlarıma aşırı düşkünüm ve yaptıklarımı yaparken de sadece o mevkii düşünüyorum demektir. Bu da beni sürekli diğer insanlara bağlar ve sürekli kendimi hissedebilmek ve de değerli olduğumu görebilmek için diğer insanlara bağımlı kılar ve hiçbir zaman yasayı değil, Doğruluğu – Merhameti – Hoşgörü'yü değil o mevkii düşünürüm ve yaptığım her şeyi aslında kendim için yaparım.

Shifu Zhuan Falun’da şöyle diyor:

“İnsanların, sıradan dünyanın kocaman bir boya kazanını andıran bu kirlenmişliğinin güçlü akıntısına kapılarak doğru diye algıladığı çoğu şey aslında yanlıştır. Herkes iyi bir hayat sürmek istemiyor mu? İyi bir hayat sürmek istedikleri için diğer insanları incitebilirler, daha da bencilleşir ve başkalarının edinimlerini ellerinden alırlar, diğer insanları istismar edebilir veya onlara zarar verebilirler. Ve kişisel çıkarları için sıradan insanlar ile savaşır ve mücadele ederler. Bu, evrenin karakteristik özelliklerinin tersine bir gidiş değil midir?”

Korku da aynı şekilde insan davranışının diğer ucunda kalır. Biz insanlar materyale ve mevkilere ve statülere çok düşkünüz, her şeyden daha fazla düşkünüz. Kendi egomuza, kendi durumumuza çok düşkünüz. Eğer benim hedefim yasa doğrultusunda davranmak değil de belli bir sonuç için hareketlerimi gerçekleştirmekse o zaman ben yasadan değil de o noktaya gelememekten korkarım. O mevki benim eğer takıntım ise ve düşüncelerim oraya bağlı ise o zaman oraya gelememe korkusu beni bağlar ve beni yönetir. Takıntım ne kadar güçlüyse korkum ve arzum o kadar büyük olur. Ama yasaya asla saygı duyamam. Çünkü benim için değerli olan yasa değil fakat o statü ve yerdir. Ve yasa umurunda olmadığı için benim için önemli olan mevki olduğu için tabii ki oraya çıkmak için her şeyi yaparım hatta yeri geldiğinde yasayı bile çiğnerim çünkü benim için anlamlı olan yasa değil orasıdır.

Shifu Zhuan Falun’da bize şöyle diyor:

“Çünkü insanları kurtarmak hiçbir karşılık beklemeden, bedelsiz ve ün yapmaya bakılmaksızın yapılır. Bu yüzden onlar sıradan insanların kahramanlarından çok daha asillerdir. Yaptıkları her şeyi tamamen merhametlerinden dolayı yaparlar.”

İşte insanlıktan öteye adım atmanın, canlı varlıkları kurtarmanın, tamamen bu iki davranışın dışına çıkmak anlamını taşıdığını fark ettim. Yani ödül ve cezanın zevk ve acının, arzu ve korkunun dışında hareketlerimizi motive eden tek bir şey olmalıdır. Bu da biz uygulayıcılar için Zhen – Shan – Ren (Doğruluk – Şefkat – Hoşgörü) olmalıdır ve evrende bu davranışın herhangi bir karşılığı anladım ki yoktur. Yani biz belli bir seviyede Zhen - Shan - Ren (Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü) oluruz. Karşılık bekleyen hareket Zhen - Shan - Ren değildir. Bu bizi bir insan gibi bütün bunlara bağımlı kılar ve köle haline getirir. Aslında biz insanlar arzularının ve korkularının tutsakları olan varlıklar değiliz de neyiz? Ben bir uygulayıcı olarak kendi takıntılarım için Doğru, Şefkatli ve Hoşgörülü olduğumu belli bir seviyeye çıkmak ve yok olmaktan korktuğum için yasayı gerçekleştirmeye çalıştığımı ve hatta insanların beni onaylaması ve yüceltmesi için xiulian uyguladığımı ve yasayı ihmal ettiğimi tekrar fark ettim. Dün sabah otobüsteyken kafama dank etti. Hala karşılık beklediğim ya da bir şeylerden korktuğum için Falun Dafa uyguluyordum.

Sevgili uygulayıcı arkadaşlar. Biz hiçbir şey beklemediğimiz, kendimizi hiç düşünmediğimiz ve hiçbir şeyden korkmadığımız zaman tamamlanacağız.

Şu anda kendi kavradıklarım bunlardır ve eğer herhangi bir yanlış anlayış varsa lütfen düzeltiniz.

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.