Doğruluk – Merhamet – Hoşgörü Ahlaki Asaletin Kilometre Taşını Oluşturuyor - Bölüm 3

--25 Nisan 1999 Yılında 10,000 Falun Gong Uygulayıcısının Barışçıl Başvurusunun Sekizinci Yıl Dönümü Üzerine Yorum--
 
Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

10,000’den fazla Falun Gong uygulayıcısı 25 Nisan 1999 yılında barışçıl şekilde başvuruda bulunmak için Pekin’deki Danıştay Başvuru Binasına gittiler.

Üç tane talepleri vardı: Tianjin şehrinde yasadışı bir şekilde tutuklanan 45 Falun Gong uygulayıcısının serbest bırakılması, Falun Gong uygulayıcılarına yasada belirtildiği gibi rahatsız edilmeyecekleri bir çevre sağlanması ve Falun Gong kitaplarının basımının üzerindeki yasağın kalkması.

Danıştay’ın başında bulunan Başbakan Zhu Rongji’nin gelip uygulayıcılarla kişisel olarak buluştuktan sonra durum ele alındı ve bir anlaşma sağlanabildi. Uygulayıcılar gece ayrıldılar ve bütün başvuru barışçıl ve düzenli geçti.

Bu olay bugün “25 Nisan Başvurusu” olarak adlandırılan şeydir ve “Çin tarihindeki en geniş, en akılcı, barışçıl ve tatmin edici başvuru” olarak övülmektedir. Dünya Falun Gong uygulayıcılarını barışçıl, akılcı davranışları ve doğru inancı ve adaleti korumadaki karalılıkları için yüksek derecede takdir ettiler.

Buna rağmen, Çin Komünist rejiminden Jiang Zemin ve Lou Gan grubu 20 Temmuz 1999 yılında Falun Gong uygulayıcılarını hedef alan soy kırım tipinde bir zulüm başlattılar. Komünist Parti 25 Nisan Başvurusunu karalayarak “ Zhongnanhai’yi politik amaçlarla bastılar” dediler ve zulmü yürütmek için başlıca sebep olarak kullandılar.

Sekiz yıl sonra, yabancı bilginler ve yorumcularla, 25 Nisan Başvurusu’nun Çin toplumu üzerindeki etkisi üzerine düşünmek ve tartışmak için bir araya gelelim.


25 Nisan Başvurusu ve Tolerans

Bazı insanlar “Falun Gong tolerans hakkında konuşmuyor mu? Neden yapılan baskıyı tolare etmektense, başvuruda bulunuyorlar diyebilirler?” Bazıları “Partinin ne kadar şeytani olduğunu biliyordunuz ama yinede başvuruda bulunmak için ısrar ettiniz. Siz kendinizden çok daha büyük bir şeye karşı hareket ettiniz. Zulmü aramıyor muydunuz?” diyebilirler.

Amerika’da yaşayan bir bilim adamı olan Bay Qu “Bir uygulayıcının bakış açısından bakarsanız, bir varlığın gerçek doğası “Doğruluk – Merhamet – Hoşgörü ‘dür; bir kişinin gerçek doğasından vazgeçmesi ‘tolerans’ değil ‘çürümedir.’ Bir kere temiz berrak bir su saflık karakteristiğinden vazgeçerse, çamurlu bir pisilikle dolacaktır ve kendisi artık temiz su olmayacaktır.”

Doğruluk –Merhamet – Hoşgörü’nün bozulması evrensel olarak kabul edilen ahlaki standartlara açıkça bir saldırı olacaktır bu da Parti’nin insanlara artık daha fazla iyi insan olamayacaklarını söylemesi anlamına gelir.

Eğer “Doğruluk – Merhamet – Hoşgörü” inancına yapılan şeytani zulüm başarılı olsaydı, insanlık aldanma, şiddet, vahşet ve çatışmalar içinde yaşıyor olurdu ve tamamen bir yok oluşa doğru yuvarlanırlardı. “Tolerans” insanları zehirleyen ve yok eden suçları görmezden gelmek veya şeytanla işbirliği yapmak ve şeytanı bağışlamak değildir. “Tolerans” evrenin gerçeğini korumak için benliksiz, şefkatli ve kararlı xiulian( kendini arındırma uygulaması) uygulayıcıları tarafından gösterilir. “Toleransı” ahlaki sorumluluktan kaçmak ve şeytanın dizginsiz bir şekilde koşmasına izin vermek bir Falun Gong uygulayıcısının muhteşem şefkati ve toleransı değildir.

Bay Ye, sosyal gruplar arasındaki çatışmaları çözmenin asıl yolunun olguları açığa çıkarmak ve akılcı bir şekilde iletişim kurmak olduğunu işaret ediyor. Hiçbir uygulayıcı uygulamaya zulmü aradığı için başlamadı. Korkunç adaletsizliklerle, karalamalarla ve zulüm ile karşılaştıklarında uygulayıcılar “dişe diş göze göz” davranmadılar. Yasal bir yoldan samimi niyetlerle başvuruda bulundular ve çok yüksek düzeyde bir kişisel disiplin ve dayanıklılıkla hareket ettiler.

Bay Ye şunları söyledi; “Eğer insanlara normal, rahat bir çevrede, ‘insanların birbirlerine samimiyetle, şefkatle ve tolerans ile davrandıkları bir dünya ister miyiz? Doğruluk –Merhamet – Hoşgörü prensipleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Onları uygulamalı mıyız?’ diye sorarsak çoğu insan bize olumlu cevaplar verir. Ama Doğruluk – Merhamet – Hoşgörü karalandığında ve bastırıldığında bir kişi her şeyini kaybedebileceği bir olasılıkla karşılaşırsa, biz hala bu prensipleri koruyup, onlarda azimli olabilir miyiz? O zaman insanlar farklı cevaplar verecektir.”

Bazı insanlar cesur ve bencil olmayan eylemleri ‘aptalca’ olarak ve pratik çıkarlar için prensipleri kurban etmeyi ‘zekice’ olarak görüyorlar Bu insanların seçimleri üzerinde yorum yapamam, özellikle Parti sistematik bir şekilde geleneksel Ortodoks değerleri yalanlarla ve şiddetle yok etmişken. Ama bir alt çizgi olmalı. Eğer bir kişi bencil olmadan kendinden başkaları için feragat edemiyorsa, bir kişi buna şehit olurken kalbinde böyle asil eylemlere karşı olmamalıdır.

Tabii ki güçlü olan ile taraf olup, bilincin bu sınanmasına direnen güçsüz olan tarafı ‘hatalı’ olarak gösteren insanlarda var. Umuyorum ki bu insanlar en azında şu bir tek soruyu göz önünde bulundururlar: cezayı kim hak ediyor? Başvuruda bulunanlar mı yoksa zulüm edenler mi? Eğer bir rejim iyi olma hakkını almak ve insanları iyi olmak ve sadece hayatta kalmak arasında bir seçime zorlarsa, böyle bir rejim şeytani bir rejim değil midir? Bu durumda şeytana masumlara zulüm etmesi için yardım mı etmeliyiz veya şeytana direnen ve adaleti koruyan insanların yanında kenarda mı durmalıyız?

Bu dünyada yaşayan inanlar için belli standartlar var, cennetsel prensipler her şeyi yargılıyorlar. En temel ahlaki değerleri bir kenara atan o kişiler burada dünya üzerinde hala yaşamayı hak ediyorlar mı? Falun Gong uygulayıcıları iyi olma hakkı için başvuruda bulundular ve diğer herkes için iyi bir çevre yaratmak için de. Onlar yorulmadan gerçeği açıkladılar –bunu herhangi bir sempati kazanmak için değil ama tüm insanlara karşı duydukları şefkatlerinden ve onların bilinçlerini uyandırmak ve tehlikeli bir yerden çıkmalarını sağlamak için yaptılar

(devam edecek)

* * *

Here is the article in English language:
http://en.clearharmony.net/articles/a39149-article.html

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.