Yeni Uygulayıcılara Daha Fazla Hoşgörü Gösterilmesi

Birinci Orta Doğu Falun Dafa Tecrübe Paylaşım Konferansından
 
Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Hatırlıyorum, birkaç yıl önce Falun Dafa uygulamaya başladığımda aklımda pek çok aptalca soru vardı ama şimdi hepsinin saçma olduğunu düşünüyorum. Davranışlarım ve düşüncelerim Dafa’nın gerektirdiklerinden çok uzaktı. Dafa ve diğer qigong usullerini insana özgü takıntılar açısından karşılaştırırdım ama şimdi bundan utanç duyuyorum. Ancak kimi zaman geçmişi unutarak yeni uygulayıcılardan beklentilerimizi çok yüksek tutuyoruz. Ben tecrübemi paylaşıyorum.

Yeni uygulayıcılara beden hareketlerini öğretmek istiyor ve onların sadık birer uygulayıcı olabilmesi için konuşuyorum ancak, kimi zaman çabalarım boşa çıkıyor ve diğerleri benden daha başarılı oluyor. Kendi maneviyatımı dikkate aldığımda sıyrılmam gereken bazı takıntılar olduğunu görüyorum.

Bunlardan ilki, bencilliğim sebebiyle kendimi diğerleri ile eşit seviyede tutmak yerine daha üstün görmem. Kendimi tecrübeli bir uygulayıcı saymam sebebiyle Fa’ya ilişkin kavrayışımın daha yüksek olduğunu düşünerek yeni uygulayıcıların beni dinlemesini istiyordum. Her konuyu benimle paylaşmalarını bekliyordum. Aslında bu kendi sığ anlayışımızı çok derin sanarak kaçınmamız gereken davranışlarımıza ilişkin kritik bir sınavdı. Aksi durumda düşmemiz kaçınılmazdır. Shifu’nun Zhuan Falun’da söylediği üzere “Kendi kavrayışınızı Falun Dafa gibi algılayıp yayamazsınız aksi takdirde öğrettiğiniz şey Falun Dafa değildir ve yaptığınız eylem Falun Dafa’ya zarar vermekle eşdeğerdir. Kendi fikirleriniz ya da düşünceleriniz üzerine temellendirdiğiniz şeyler söylediğinizde bu yasa değildir, hiç kimseyi kurtaramaz ve hiç bir etkiye sahip olamaz. İşte bu nedenle başka hiç kimse bu yasayı öğretemez”. Ancak ben, kendi kavrayışımı mutlak doğru olarak değerlendirip diğerlerinin buna uyması için baskı yaptım.

İkinci takıntım yeni uygulayıcılara karşı düşük hoşgörü ve merhamet göstermemdi. Her ne zaman uygulamalarında ciddiyeti bıraksalar ve erken uyanmakta ya da sıra dışı soru sorduklarında onlara kızıyordum. Öfke, hoşgörü ve merhamet yokluğunda ortaya çıkar. Ben başlangıçta kendi durumumun nasıl olduğunu unutmuştum. Başlangıçta sabah erken kalkmak benim için de çok zordu, zayıf yönlerim nedeniyle ben de bazı sıkıntılarla karşılaşmış ve sürekli uygulama ile bunların bazılarından sıyrılabilmiştim.

Üçüncü takıntım ise her şeyin Shifu ve onun Fa bedenleri tarafından gerçekleştirildiğiydi. Üzülüyordum çünkü onların hayatını kontrol edemiyordum; geleceklerini ya da geçmiş karma ilişkilerini bilmiyordum. Kendimi çok ciddiye alıyordum. Onların uygulamasını kaygı içinde takip etmekteydim. Bu sebeple onları zihnimde eleştirmekteydim: neden fırsatları kaçırmaktalardı neden Dafa işlerini gönüllü olarak yapmıyorlardı? Kendime baktığımda başkalarında gördüğüm tüm bu problemlerin aslında bende de olduğunu gördüm. Olmam gerektiği kadar ciddi değildim ve bazen zamanımı boşa harcamaktaydım. Fa’nın gerektirdiği şartlardan çok uzakta olduğumu fark ettim. Fakat kendime çeki düzen vermek yerine hep diğerlerine bakıp kendimi onlara yardımcı olma bahanesinin ardına gizliyordum. Bu, kendi bencilliğimden kaynaklanmaktaydı. Başkalarının takıntılarından sıyrılmaya benden daha çok ihtiyacı olduğunu düşünüyordum. Aslına bakarsanız başkalarının takıntılarını bulmak kendi takıntılarımızın farkına varmaktan daha kolay.

Dördüncü takıntım küçük düşmekti. Tecrübeli bir uygulayıcı olmam sebebiyle başkalarının benim Fa’yı iyi bilmediğimi düşünmelerinden çekiniyor ve kendi problemlerimi paylaşmak yerine başkalarının yanlışlarını düzeltmeye çalışıyordum. Başkalarının bana daha çok bilen gözüyle bakmasını ve böylece onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyen iyi bir uygulayıcı olmayı istedim. Böylece, adeta bir öğretmen gibi onlara hep sorardım: peki, ne haber? Ne yapıyorsun? Sorunun ne? Aslında onlara tavsiyeler vermek istiyordum. Bazen hoşgörü eksikliği sebebiyle onları tam olarak dinlemedim, onlar konuşurken rahatsız olup araya girerek ne yapmaları ya da hatalarının ne olduğunu söylemek için araya girdim.

Beşinci sıkıntım onları kişisel anlayışım ile karşılaştırıp hüküm vermemdi. Hepimiz biliyoruz ki iyi ya da kötüyü belirleyen tek kıstas “doğruluk, merhamet, hoşgörüdür” fakat ben onları uygulamaları, Dafa hakkındaki çalışkanlıkları ve takıntı seviyeleri ile kıyaslamış ancak bunun yanlış olduğunu fark edememiştim. Sadece Shifu bizim durumumuzu görebilir. Bu gerçek karşısında adeta kör olmuş, her birimiz farklı takıntılara sahip olmamıza rağmen Shifu’nun hepimizi kurtardığını unutmuştum.

Sonuçta her zaman hatırlamam gereken istisnasız ne kadar zamandır uygulama yapıyor olsak ya da Dafa hakkında ne yapmış olsak dahi hepimizin sadece Falun Dafa uygulayıcısı olduğumuzdur. Hiç bir zaman unutmamalıyız ki sürekli olarak iç yüzümüze bakıp sorunlarımızı tespit ederek uygulamamıza devam etmeliyiz. Birbirimizi uyararak bizleri kurtaran Shifu’ya müteşekkir olmalıyız.

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.