Uygulama Sürecinde Kendi İçine Bakmak

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Bu sabah egzersizleri yaparken düşünceler beklemedik bir anda peş peşe gelip beni doldurmaya başladı. Konsantre olamıyordum, bu durum onu kullanarak aydınlanmam gereken bir fırsattı. Uygulamamdaki sorunların çoğu artık benim için son derece açıktı.

Bir sorunla ve anlaşmazlıkla karşılaştığımda hemen kendi içime bakıyordum ama sadece yüzeysel ve sınırlı olarak ya da o anki sorunun başkalarına ait olduğunu düşünürdüm. Bayağı uzun bir süredir, birkaç uygulayıcıyla birlikte uygulayıcı Bayan A’nın evinde Fa’yı okuyordum. Bir erkek uygulayıcı, ev sahibi olan uygulayıcı Bayan A’nın önünde kendisini borçlu –insani düşünce ile- hissediyordu ve o yüzden gelirken ona biraz peçete getirmiş. Uygulayıcı Bayan A sertçe şöyle söyledi: “Bana bu eşyalar gerekmiyor”. Ben uygulayıcı A’nın hemen keskin bir şekilde davrandığını hissettim. Ertesi gün başka bir erkek uygulayıcı, uygulayıcı A’ya ev işlerinde çok sık gerekli oldukları için birkaç tane plastik çuval getirmiş. A yine sertçe şöyle söyledi: “Bir daha bana bu çöp torbalarını getirmeyin! İhtiyacım olan her şeyim var!” Ve karşısındaki o uygulayıcı çok mahcup durumda kaldı.

O zaman şu şekilde düşünmeye başladım, eğer ben onun yerinde olsaydım bu kadar sert davranmazdım, çünkü karşındaki insanın da hislerini düşünmem gerek. Aynı zamanda karakterimin yumuşak, kolayca anlaşılabilir, insanlarla iyi anlaştığımı ve bu konuda benim uygulamam yeterince iyi durumda olduğunu düşündüm. İnsanlara çok sık iyilik yaptığımı hatırladım, aynı zamanda uygulayıcılara da ve iyilik yapmanın hoşuma gittiğini de hatırladım. Kibarlığın anlamının ne olduğunu bildiğimi düşünüyordum.

Eskiden insanlar çok sık şöyle derlermiş: “Onurlu bir insan birkaç yudum su için bile teşekkür etmeye çalışır”. Bir uygulayıcı olarak bu konuda kendimden hoşnutluk duydum, demek ki içimde bunun arkasında saklanan ve geliştirmem gereken belki de bir şeyler yine de vardı.

Kendi içime iyice baktığımda takıntımı buldum: eşyalara sahip olmaktan ve birilerinden eşyalar almaktan hoşlanıyordum. Böyle bir kalp, kendi çıkarlarına ulaşmaya heveslenen bir kalp değil mi? Bu kirli ve bencil bir kalp değil mi? Ben kendi çıkarlarımı yendiğimi düşünüyordum, çünkü takibe uğradıktan sonra artık unvan ve durumlara önem vermiyordum. Dafa’ya binlerce yuan harcayabilirdim. Fakat bu takıntı hala içimde kalbimin derinliğinde yaşıyormuş ve her şey de gayet doğalmış gibi görünüyormuş, fakat çok derinlerde saklanmış. Şu an toplum bozuluyor ve komünist partinin etkisi altında bizlerinde hediyeler verme ve alma alışkanlıklarımız var. Hediye vererek birini mutlu etmek, kendine herhangi bir çıkar sağlamak anlamına gelmiyor mu? Ama ben de hediye almayı severim ve bu da yarar edinmek olmuyor mu? Bu şekilde kalbim hislere gömülüyor olmuyor mu? Ben bunu köküyle koparmalıyım! Bu takıntıyı bulduğumda, hayatın büyüklüğünü ve uygulamanın mutluluğunu hissettim.

Bunlar gerçekleşirken, ilk başta bu konuda uygulayıcı A’ya göre iyi uygulama yaptığımı sandım. Fakat içime baktığımda, düşündüğümün tam tersi olduğunu anladım, uygulayıcı A bu konuda bana göre daha iyi uygulama yapıyormuş, çünkü onun benimki gibi bir takıntısı yoktu.

Tabiî ki insan toplumuna yakın ve uygun olarak uygulama yapmamız gerekiyor. Biz yaptığımız her şeyde Dafa’nın önünde sorumluluk taşımamız gerekiyor ve sıradan insan toplumunda kalplerimizi geliştirirken Fa’ya uyum sağlamamız gerekiyor. Yaptığımız her harekette dayanıklı ve bağımlılıktan uzak sağduyu sahibi olmamız gerekiyor.

Shifu’nun bizim için ne kadar büyük bir iş yaptığını hissettiğim her seferinde gözlerimden yaşlar boşalıyor. Benim kalbim Shifu’ya karşı sonsuz bir minnettarlıkla dolu!


Çince metin: http://minghui.ca/mh/articles/2009/4/24/199550.html
İngilizce metin: http://www.clearwisdom.net/emh/articles/2009/5/9/107158.html

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.