Başkalarının Eksikliklerini Merhametle Göstermek ve Kendi İçine Bakmak

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Yakın zamanda bir bayan uygulayıcı internet yoluyla yerli uygulayıcılara bir soru gönderdi: “Neden başka birinin (uygulayıcı veya değil fark etmeden) eksikliklerini merhametle göstermek o kadar zor?” Ben de ona (o uygulayıcı benim cevabımın ona yardım ettiğini söyledi), yazdığım cevapta bu konuda kendi düşüncelerimi paylaştım ve tecrübemi yazdım ve şimdiyse onu tüm uygulayıcılarla paylaşmak istiyorum.

Kendi tecrübeme dayanarak şunları söyleyebilirim, eğer başka birinin herhangi bir eksiğini merhametle gösteremiyorsam demek ki o eksiklikler benim kendi sorunlarımı da etkiliyor. Şunu da fark ettim, eğer bir kişide bazı şeyler benim asabımı bozuyorsa demek ki bende de çözülmeyen sorunlar var ve o sorunlar diğer kişiyle alakalı değil. Kendimde ne gibi sorunlar gördüm? Biri, kendimi değil dünyayı ve başkalarını değiştirme isteğim, durumu iyiye değiştirme isteğim ve “tüm yanılsamaları değiştirmeye” çalışmam. Buradan da şöyle bir sonuç çıkarttım, aslında insanları ve dünyayı onları değiştirmeye çalışmanın yerine olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmek gerekiyor. Dünyayı olduğu gibi kabul ettiğimde, çok sık olarak artık sorunun ortadan kalktığını fark ediyorum. Bu başkalarının eksikliklerini hiç göstermek gerekmiyor anlamına gelmez, fakat bu reddedip ve tartışmak yerine kendinizin kabul edebileceğiniz durumdan çıkması gerekiyor.

Bir şey daha var -bu işleri “benim istediğim gibi” yönetmek, dünya “benim etrafımda dönsün” istemek, bu düşüncelerimle ayak uydurmam gereken durumlarda ben uyum sağlamıyordum. Bazı şeyleri kendime bırakmayı, anlaşmayı ve ilk olarak başkasını düşünmeyi bilen birisiyim. Şimdiyse bunlar bana belli bir zorluk olarak görünüyor. Bir uygulayıcı yakın bir zamanda bana, benim bir huyumu gösterdi: “Sen devamlı her şeyin senin istediğin gibi mi olsun istiyorsun?” Bu bizi saran dünyayı ve insanları değiştirmek isteği -bu her şeyi kontrol altında tutmak takıntısı, her şeyi kontrol altında tutma takıntısı ise arkasında daha da derin bir takıntı taşıyor -bu korku ve kendini koruyamamaktan korkma takıntısı. Kendi uygulamamda ben, takıntılarımı bırakmayı öğrenen ve Shifu’nun benim için ayarladığı planı takip etmeye çalışan biriyim. Shifu, tüm Dafa uygulayıcılarının hayatını çoktan planladı, o zaman daha neyi kontrol etmeye çalışıyorum ki, neden korkuyorum ki? Bizim hayatlarımız artık değiştirildi ve hayatlarımız uygulamamıza bağlı.

Shifu 2004 yılındaki Uluslararası New York Fa Konferansında şunları söylemişti:

"Eğer bir kişi iyice uygulamasını yapmaz, başka bir Dafa uygulayıcısı veya birçok Dafa uygulayıcısını etkileyerek onların uygulamasının başarısız hale gelmesine yol açarak, Dafa uygulayıcılarının uygulamasını engellemesi en büyük günahtır ki, bu kişi cehennemin on sekizinci katına indirilse bile affedilemez. Bazı öğrenciler uzun süre takıntılarından vazgeçemedikleri yüzünden şeytani kötülük tarafından engellenmelere yol açtı. Hepiniz, bu kişiler bittiler ve bir daha yapamayacaklar diye düşünüyorsunuz. Şu anda siz bu şekilde düşünemezsiniz. Bazı öğrenciler aslında birçok başka takıntılarından vazgeçtiler, birçok takıntıları giderildi ve kendilerini göstermeyecekler, fakat onların uygulamada henüz bırakmadıkları o takıntıları hala gösteriyorlar. Shifu mutlaka o takıntıları meydana çıkartacak ve çatışmalarda görülecek, mutlaka herkesin onları görmesini sağlayacak, amacı ise onların o takıntılarından vazgeçmelerini sağlamaktır. O takıntıları gördüğünüzde, onları işaret etmelisiniz. Eğer onları işaret etmezsiniz, demek ki başka kişileri kırmaktan korkma takıntınız var. O durumda, o kişilerin sizinle çatışmalar yaşaması sağlanacak, böylece siz ve o kişiler aynı zamanda takıntılarınızın farkına varacaksınız. Amaç, o insani takıntılardan uygulayarak vazgeçmenizdir. Fakat takıntıları gösteren öğrencileri görünce, onların iyi olmadığını düşünemezsiniz. Bu yüzden Dafa uygulayıcılarının arasındaki anlaşmazlıklar ve hatalar kaçınılmaz. Kilit nokta, aranızda gerçek çatışmalar ve anlaşmazlıkların ya da birbirine güvensizliklerin olmaması gerekir.

Bana göre başka birini üzmekten korktuğumuzda aslında, söylediklerimizin karşımızdaki insana dokunması, bizi anlayamayacaklarından veya aramızdaki iyi ilişkiyi kaybetmekten korkuyoruz. Fakat en büyük engel çıkartan insanın zihninden çıkan o andaki düşünceler değil, hayat sürecinde edinilen zihnimizdeki hayallerdir. Edinmek istediğin her şeyi kendi içinde bulabilirsin ve bu şekilde sevgi veya takdir etme, kendini doğrulama gibi şeylerde başkasına bağlı kalmazsın. O zaman artık, başkalarından bazı şeyler bekleyen bir politikacı gibi davranmama gerek yok ve ben gerçekten de başkalarına yardım edebilir durumdayım. Fakat durumların çoğunda bir şeyleri merhametle söyleyemediysen, söylemek istediğin insanın sorunları ve eksiklikleri senin kendi sorunlarının yansıması demektir.
Bu benim sınırlı seviyemdeki kendi düşüncelerim. Lütfen herhangi bir hata varsa gösteriniz.

İngilizce metin: http://www.clearwisdom.net/html/articles/2009/9/21/111001p.html

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.