Antik Hikayeler

  • Antik Çin Hikâyeleri: Nüwa’nın İnsan Yaratışı

    İnsanoğlunun, Eski Yunan efsanelerinde Prometheus, Musevilerin efsanelerinde de Yehova tarafından yaratıldığı söyleniyor. Çin masallarına göreyse, insanlar Nüwa adında insan vücutlu ve ejderha kuyruklu bir tanrıça tarafından yaratılmıştır. Büyük kahraman Pangu’nun gökyüzünü ve yeryüzünü birbirinden ayırmasından sonra Nüwa gök ve yer arasında gezmeye başlamış. O zamanlarda yeryüzünde dağlar ve nehirler oluşmuş, çeşitli hayvanlar yaşamaya başlamış, ancak insanlar henüz ortaya çıkmamış. Nüwa, konuşabileceği birine rastlamadığından çok yalnızlık hissetmiş ve hayvanlardan daha üstün olan bir canlı yaratmaya karar vermiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Pangu’nun Dünyayı Yaratması

    Çin’in antik efsanelerinde, yaşadığımız bu dünya Pangu adında bir tanrı tarafından yaratılmış denmiş. Ne annesi, ne de babası olan Pangu’nun kocaman bir yumurtadan çıktığı söyleniyor. Pangu, bu kocaman yumurtada insan oluncaya kadar tam 18 bin yıl uyumuş. Uyandığında nefes alamayacak kadar sıcaklık hisseden Pangu ayağa kalkmak istemiş, ancak yumurtanın kabuğu onu sıkı sıkı sarmış. Pangu, güçlü kolları ve bacaklarıyla yumurtanın kabuğunu kırmaya çalışmış ve sonunda kulağını sağır edecek kadar büyük bir sesle kabuk kırılmış. Yumurtanın içinden çıkan hafif şeyler yukarıya yükselmişler ve gökyüzünü oluşturmuşlar.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Yao ve Shun'un Taht Verişleri

    Çin’in uzun feodal tarihinde taht, genellikle babadan oğla geçmiştir. Ancak Çin masallarında adları geçen ilk üç imparator olan Yao, Shun ve Yu arasındaki taht geçişi kan bağına bağlı değildir. Yao, efsanelerdeki ilk Çin imparatorudur. Yao, yaşlandığında kendisinin yerine geçebilecek birini bulmak amacıyla kabile liderlerini çağırmış, konuyu birlikte ele almışlar. Yao, düşüncesini açıkladıktan sonra Fang Qi adındaki biri söz almış ve “Oğlunuz Danzhu açık görüşlü biri, yerinizi alması çok uygun” demiş. Yao, ciddi ciddi “Olmaz, oğlum erdemli biri değil, başkalarıyla tartışmayı çok sever” diye konuşmuş. Görüşme sonuçsuz kalmış, Yao arayışına devam etmiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Sui Ren’in Ateşi Buluşu

    Sui Ren, Çin tarihinde ateşi bulunan ilk kişiymiş ve onun sayesinde antik çağdaki Çinliler karanlık, üşüme ve çiğ yemeklerden kurtulmuş. Antik çağda, insanların ateşin varlığından haberleri yokmuş, ateşi kullanmayı bilmiyorlarmış. Akşam olup karanlık bastığında insanlar üşür, havlayan, kükreyen hayvanlardan korkar, birbirlerine sokulurlarmış. Ateşin olmamasından dolayı yiyecekleri çiğ yiyen insanlar sık sık hastalanır ve kısa yaşarlarmış. Gökte yaşayan ve Çinlilere bakan bir tanrının, insanların bu halini görünce yüreği burkulmuş. Bu tanrı, insanlara ateşin faydalarını öğretmek istemiş ve ormana gök gürültülü bir yağmur yağdırmış.
  • Antik Çin Hikayeleri: Şahin Hakkındaki Efsane

    Çok iyi kalpli ihtiyar bir kadın varmış. O hayatı boyunca çok iyi işler yapmış. Erdemli olmasına rağmen, uygulama yapmıyormuş, çünkü uygulamanın ne olduğunu bile bilmiyormuş. O öldükten sonra Cehennem hâkimi ona şöyle söylemiş: “Senin tüm hayatını inceledim. Sen çok iyi kalpliydin ve çok sayıda iyi işler yaptın. Şöhrete ve kendi çıkarlarına takıntın yoktu. Senin yaptığın bütün iyi işleri Cennetin Yeşim Kralına bildirdik ve o senin tanrısal seviyeye kadar yükselmene izin verdi. Bunu istiyor musun?” İhtiyar kadın cevap vermiş: “Tabii ki, bir tanrısal yaşam olmak isterim! Fakat evimde civcivlerim kalmıştı, onlardan ayrılmak istemezdim...
  • Antik Çin Hikâyeleri: “Kalbimin Sahibi Olmaması Nasıl Mümkün Olabilir?”

    Xu Heng (1209-1281), Çin’in Henan Eyaletine bağlı Qinyang Kasabasında doğmuş ve Song Hanedanlığının son döneminde yaşamış ünlü bir bilgindir. Yaşamı içinde “Lu Zhai Ji” gibi birkaç önemli kitap yazmıştır. Xu Heng gençken, çok sıcak bir öğle vakti bir yere yetişmeye çalışıyormuş. Hava çok sıcak olduğundan, Xu Heng ter içinde kalmış ve dayanılmaz derecede susamış. Tam o sırada, yolun kenarında büyük bir armut ağacı görmüş. Ağaç hem büyük hem de sulu armutlar ile doluymuş ve birkaç yolcu susuzluğunu gidermek için armutları toplanmakla uğraşıyormuş. Xu Heng ağacın gölgesinde oturmuş ve diğerleri gibi armutları koparmaya çalışmamış.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Beş Kuşağın Yaptığı İyilikler Sayesinde Sel Felaketinden Kurtuldu

    Qing Hanedanlığının Qianlong iktidarının 26. yılında (1761), yağan şiddetli yağmurlardan dolayı Çin’in en büyük nehri olan Sarı Nehrin aşağı kısmındaki bentte 26 yer çökmüş ve bunun sonucu büyük bir sel meydana gelmiş. Bu sel felaketi yüzünden, Henan, Shandong ve Anhui gibi 3 eyalette birçok şehir ve kasaba su altında kalmış, bazı bölgelerde suyun yüksekliği 2 ile 3 metreye ulaşmış ve evlerin büyük çoğunluğu sular altında kalmış. O sırada, Nehrin güney kıyısında bulunan Chen Liu Kasabasında sel 3 metre yüksekliğe ulaşmış.
  • Antik Çin Hikâyeleri: “Dong Feng’in Kayısı Ormanı”

    Dong Feng, üç-ülke döneminde (220-280), Wu Ülkesinde oldukça meşhur ve yüksek ahlaka sahip bir doktormuş. Dong Feng, hayatı boyunca tedavi ettiği hastalardan hiçbir zaman tedavi masrafı almazmış, sadece iyileştirdiği hastalardan onun adına belli sayıda kayısı ağacı dikmelerini istiyormuş: ağır hastalar beş tane, hafif hastalar ise bir tane. Yirmi yıllık bir süre geçmeden Dong Feng’in yüz binden fazla kayısı ağacından oluşan bir ormanı olmuş ve Dong Feng onu “Kayısı Ormanı” olarak isimlendirmiş. Daha sonra, Dong Feng büyük bir depo inşa ettirmiş ve olgunlaşmış kayısıları satın almak isteyenlere “Kayısı para ile satılmıyor” duyurusunda bulunmuş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Halkın Durumuna Önem Gösteren Kral

    Kışın büyük kar yağdığı bir gün, Wei Ülkesinin Kralı sıcacık bir sobanın yanında otururken, birdenbire dışarıda sırtında ağaç dalları taşıyan bir kişinin ağlayarak yürüdüğünü görmüş. Kral onu çağırtmış ve niçin ağladığını sormuş. Kişi, “Majestelerim, kar yağıyor ve hava çok soğuk, oysa benim ne sıcak tutabilecek kalın kıyafetim ne de karnımı doyurabileceğim yemeğim var. Soğuk ve açlığa dayanamadığımdan ağladım.” diye cevap vermiş. Bunu duyduktan sonra, Kral gözyaşlarına hakim olamamış ve saraydaki bütün liderlere, “Bir ülkenin Kralı olarak, halkın durumu hakkında bu kadar az bilgim varsa, o zaman kim beni Kral olarak görebilir ki?”
  • Antik Çin Hikâyeleri: Öğretmene Saygısız Davranan Kişinin Kaderindeki Akademik Onur Yok Edildi

    Qing Hanedanlığı döneminde Wang soyadında doğuştan normal bir kişiden daha akıllı bir kişi varmış. Antik Çince makalelerde cümlelerin arasında ne virgül ne de nokta bulunmayan bir makaleyi okurken, nerede kısa nerede uzun durmak gerektiğini kestirmen gerçekten çok zor bir iştir. Genelde herkesin bir makaleyi okumadan önce ilk olarak bir iki defa alıştırma yapması gerekir ve ancak ondan sonra doğru bir şekilde okuyabilirmiş. Fakat Wang’ın bu tür makaleleri okumak hiçbir zaman önceden alıştırma yapması gerekmezmiş ve ne zaman eline alsa hemen en doğru şekilde okuyabilirmiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Kabiliyetli Kişilere Doğru Yerde Görev Vermeyi Bilen Başbakan

    Kuzey Song Hanedanlığı döneminde Başbakan olan Lu Meng-Zheng, bir gün oğullarına, “Halk benim hakkımda neler konuşuyor?” diye sormuş. Çocukları birbirlerine bakmış ve başlarını önlerine eğerek ses çıkarmamışlar. Lu Meng-Zheng, oğullarının kendisini kızdırmak istemediklerini anlamış ve gülümseyerek demiş ki, “Duyduklarınızı söyleyin, kızmayacağım.” Çocukları bunun üzerine, “Halk diyor ki Başbakan olduğun dönemde, sınırlarımız içinde iç savaş olmadı ve azınlıkların da birbirleriyle ilişkileri iyi. Ama halk senin kabiliyetsiz olduğunu söylüyor.” diye karşılık vermişler.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Hoşgörülü Zhu Chong

    Jinchao Hanedanlığı (265-316) döneminde Zhu Chong adında bir kişi varmış. Zhu Chong küçük yaşlarından itibaren öğrenmeyi seven ve kendi arzularını kontrol etmeye çok dikkat eden biriymiş. Ailesinin durumu kötü olduğundan, tarlada çalışarak yaşamını sürdürüyormuş. Bir defasında, komşularının danası kaybolmuş ve Zhu Chong’un danasının kendilerine ait olduğunu zannedip alıp evlerine götürmüşler. Birkaç gün sonra, bu komşu ormanda kendi kaybolan danasını bulmuş, çok utanarak yanlışlıkla aldığı dana geri getirerek Zhu Chong’dan özür dilemiş. Zhu Chong’un yüksek ahlakını yavaş yavaş ülkedeki birçok kişi öğrenmiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Sadece Diğer Kişinin İyi Yanlarını Hatırlamak ve Kendine Yapılan Kötülüklere Önem Vermemek

    Xia Yuan-Ji, Ming Hanedanlığı döneminde Hunan Eyaletinde yaşamış ve Chengzu İmparatorluğunda devlet bakanlığı görevi yapmıştır. Hayatı boyunca herkese devamlı dürüst, samimi ve hoşgörülü davranan Xia Yuan-Ji, kendisine çamur atan meslektaşlarına hiçbir zaman misillemede bulunmamıştır. Bir defasında, Lu Zhen adında bir devlet lideri herkesin önünde Xia Yuan-Ji’nin hilekâr olduğunu İmparatora şikâyet etmiş ve kullandığı sözler aşırı derecede kötüymüş ama sunduğu kanıtlar hiçbir şekilde doğrulanmamış.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Hoşgörülü Han Kang

    Donghan (25-220) döneminde Xian şehrinde yaşayan Han Kang adında bir ilaç satıcısı varmış. Han Kang, sattığı ünlü bir ilacın fiyatını 30 yıl boyunca hiç değişmediğinden dolayı halk arasında geniş çapta takdir görmüş ve bu yüzden çok meşhur olmuş. İmparator Hengdi, Han Kang’ın yüksek ahlakını duyduktan sonra çok sevinmiş ve onu başkente çağırmak için bir elçi yollamış. Elçi, İmparatorun talimatıyla Han Kang’ın evine varmış ve İmparatorun davetini aktararak, kendisinin halletmesi gereken ufak bir işinden dolayı, Han Kang’dan kendisini beklemeden yola çıkmasını söylemiş. Han Kang hiç gecikmeden kendi öküz arabasıyla yola koyulmuş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Di Ren-Jie’nin Geniş Kalbi

    Tang Hanedanlığının Çin tarihindeki tek kadın imparatoru olan Wu Ze-tian (624-705) döneminde, Di Ren-jie adında daha sonraları başbakan olmuş önde gelen ünlü bir politikacı varmış. Di Ren-jie henüz eyalet valisi konumundayken, bir defasında başkente gelip İmparator Wu Ze-tian ile yaptığı bir görüşmek sırasında, Wu Ze-tian ona, “Henan Eyaletinin Runan Kasabasındayken, görevini çok başarılı yerine getirmişsin, fakat biri sürekli olarak senin hakkında bana şikâyette bulunuyordu. Bu kişi kim olduğunu öğrenmek ister misin? Sana söylebilirim.” demiş. Di Ren-jie, İmparator Wu Ze-tian’a çok teşekkür etmiş...