Antik Hikayeler

  • Antik Çin Hikâyeleri: Dürüst Bir İnsan İle Dolandırıcının Farklı Sonuçları

    Qing Hanedanlığı döneminde Qiu En-Rong adında bir vali varmış. Küçükken aile durumu iyi olmayan Qiu’nun Huang soyadlı ailenin kızıyla büyüyünce evleneceğine dair iki aile birbirine söz verilmişler. Fakat Huang ailesinin kızı büyüdükten sonra, Qiu’yu beğenmemiş ve onunla evlenmek istememiş. Qiu’yu reddetmek için uygun bir bahane bulamayınca, kız ve babası birlikte onu kandırmak için şöyle bir fikir bulmuşlar. Düğün günü, Huang ailesinin kızı ve babası evlerindeki bir hizmetçi kızı zorla Qiu ile evlendirmek istemişler. Hizmetçi kız, buna karşı çıkmaya cesaret edememiş, fakat bu sahtekârlığı sonuna kadar saklayamayacağından da korkmuş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Yao Xiong, Sözünü Tutarak Kızını Evlendirdi

    Song Hanedanlığı döneminde Yao Xiong adında bir general varmış. Henüz daha sıradan bir komutan olduğu dönemde Yao Xiong, zengin bir arkadaşıyla konuşurken, kendisinin yeni doğan kızı büyüdüğünde bu arkadaşının yeni doğan erkek çocuğuyla evlendireceğine söz vermiş. Fakat birkaç sene sonra, o zengin arkadaşı birden ölmüş ve o günden sonra bir daha onun karısı ve oğlundan herhangi bir haber alamamış. Daha sonra, Yao Xiong ordunun sınır koruma birliğinin generali olmuş. Bir defasında, Yao Xiong bir toplantıya katılmak için başkente giderken yolun kenarındaki bir börek standının yanında kıyafet yıkayan yaşlı bir bayan görmüş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Eski Sabibine Yardım Eden Fan Xin

    Bir gün, bu dilenci karı koca dilenirken tesadüfen Fan Xin’in yeni sahibinin kapısına gelmişler ve beklenmedik bir şekilde Fan Xin ile karşılaşmış. Fan Xin, eski sahibini görünce ağlamış ve onları yeni sahibinin evine davet etmiş. Eve girdikten sonra, Fan Xin yeni sahibine, “Bunlar benim eski sahibim, şu anda evsiz ve aç kaldılar. Onların bu durumunu görünce gerçekten dayanamıyorum ve onları kabul etmenizi yalvarıyorum. Onların yemeği ve oturması için ben ve karım gece gündüz çalışabiliriz.” demiş. Fan Xin’in yeni ve eski sahipleri bunu duyunca hepsi duygulanmış ve yeni sahibi Fan Xin’in istediğini kabul etmiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Pei Du ve Değerli Kemer

    Tang Hanedanlığı döneminde peş peşe dört İmparatora da bakanı derecede hizmet etmiş Pei Du adında bir kişi varmış. Pei Du devletteki görevine başlamadan önce çok fakir bir durumda yaşıyormuş. Bir defasında, Pei Du falına bakması için bir falcıya gitmiş. Falcı ona, “Kaderinde akademik onur zaten gözükmüyor. Üstelik, yüzündeki çizgilere göre, birkaç yıl içinde mutlaka açlıktan öleceksin.” diye söylemiş. Pei Du zaten kadere çok inanan bir kişiymiş ve küçükten beri çok kötü bir durumda yaşadığından falcının sözlerini fazla kafasına takmamış. Bir gün, Pei Du bir tapınağı ziyaret ederken, tapınak içindeki bir masanın üstünde altından bir kemer görmüş.
  • Budizm Hikâyeleri: Zihinden İyilik veya Kötülük Çıkar

    Cennetteki bahçelerin birinin içinde bir kuyu varmış. O normal bir kuyu değilmiş, kuyunun içinde bir cehennem varmış -gerçek bir cehennemmiş. Kuyu içinde su yokmuş, ateş varmış, durmaksızın yanan bir ateş kuyusuymuş. Onun dibi oldukça kalabalık insanlarla doluymuş, onlar durmadan “yardım” isteyerek bağırıyorlar ve acı acı inliyorlarmış. Bir gün, bir Buda tek başına bu kuyunun kenarında otururken kuyudan çok kalın ve yüksek sesli bir bağırma sesi gelmiş. Buda, kuyu içine bakmış, diğer kişilerin üzerinde basarak yukarıya var gücüyle bağıran şişman bir kişi görmüş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: “Olmaz, Olmaz”

    Ming Hanedanlığı döneminde, Zhejiang Eyaletine bağlı Yuhang şehrinde Chen soyadlı bir doktor varmış. Bir defasında, bir kişi çok ciddi derecede hastalanmış ve Doktor Chen’in dikkatli tedavisi sonucu ölümden kurtulup en sonunda tamamen iyileşmiş. Fakat hastanın ailesi çok fakir olduğundan Doktor Chen ondan hiçbir tedavi masrafı istememiş. Daha sonra, bir akşam Doktor Chen tam olarak o hastanın evinin önünden geçerken büyük bir yağmur yağmaya başlamış. Oralarda yağmurdan kaçabileceği başka bir yer olmadığından, Doktor Chen, o hastanın kapısını çalıp içeri girmek zorunda kalmış. Hastanın tüm ailesi Doktoru görünce çok mutlu olmuşlar.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Dilencinin Kaderi

    Qing Hanedanlığı döneminde kişinin kemiklerine dokunarak fal bakan Chen soyadlı çok ünlü kör bir falcı varmış. Bir gün Zhangzhou Eyaletindeki general bu kör falcıyı davet edip kendisine bir fal baktırmak istemiş. General, kendisinden önce ilk olarak karargâhtaki diğer kişilere fal bakılmasını istemiş ve falı bakılan herkes falcının çok doğru söylediğini anlatmış. Sıra en son generale gelince, kendisinin kim olduğunu kör falcıya söylememiş. Kör falcı, generalin vücudundaki kemiğe dokunduktan sonra, “Bu bir dilenci, daha fazla bakacak bir şey yok.” demiş. Generalin yanındaki herkes kalkıp falcıyı suçlamak istemiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Hoşgörü ve İyi Kalple Başkalarına Davranan İhtiyar

    Ming Hanedanlığında Zhang Taizu adında hoşgörülü ve iyi kalpli bir ihtiyar varmış. Bir akşam, Zhang Taizu dışarıdan eve döner dönmez, Tanrıya Tapma Odasından gelen hafif bir ses duymuş ve bir mum yakıp odasını incelerken, bir hırsızın saklanmaya çalıştığını görmüş. Zhang Taizu yüksek sesle hırsıza, “Sen mutlaka yolunu kaybettin ve yanlışlıkla evime girdin.” demiş. Ondan sonra, Zhang Taizu hırsıza biraz para vermiş, korkmaması gerektiğini söylemiş ve kapıyı açıp hırsızı bırakmış. Zhang’ın aile üyeleri ve komşuları sıkça bu olaydan bahsederek başkalarına iyi kalpli davranmak gerektiğini söyleyerek birbirlerini uyarmışlar.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Tahta Çekiç

    Yan Rusi, Qing Hanedanlığı İmparatoru Qianlong’un iktidarının ilk yıllarında Shanxi Eyaletine bağlı Wenxi Kasabasının Başkanıydı. Yan Rusi, zanlılara suçlarını itiraf edilmek işkence yaparak zorlamayı çok severmiş ve bu yüzden, zanlıların bacak kemiklerine vurmak için özellikle tahtadan bir çekiç yaptırmış ve bu işkence metodu ile zanlılara çok fazla acı çektirmiş. Yan Rusi’nin karısı çok hünerli ve iyi kalpli biriymiş, kocasının yaptıklarının yanlış olduğunu bildiğinden dolayı sıkça işkence yapmaktan vazgeçirmek için kocasını ikna etmeye çalışırmış. Fakat Yan Rusi hiç dinlemezmiş. Ertesi sene, Yan Rusi’nin ilk erkek torunu dünyaya gelmiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Tanrı Tarafından Verilen Cezalarda Hata Olmaz

    Qing Hanedanlığının on birinci yılında, başkent Pekin’de peş peşe patlamalar olmuş. En büyük patlama ise o senenin Nisan ayında gerçekleşmiş ve patlama olurken yerdeki taşlar bile göğe fırlamış. Bir ailenin sos dolu kavanozu da fırlayıp evin çatısının üzerine gitmiş, fakat kavanozdaki sostan bir damla bile dışarıya akmamış. Daha inanılmazı ise bir eşeğin üzerinde aceleyle ilerleyen bir kişi tam patlama anında “Bom!” diye bir gürültü duymuş ve eşeği ile göğe uçmuş. Eşeğin karnı tamamen parçalanıp bağırsakları dışarı çıkmış. Fakat eşeğin üstündeki kişi herhangi bir şekilde yaralanmadan yere inmiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Hırsızlar Asil Kişiliğe Sahip Bir Beyefendiyi Soymadı

    Korsanların başı, Bay Chen Xianzhang’ın adını ve erdemini çoktan duymuş olduğundan dolayı, hemen başını eğerek Bay Chen’e saygısını göstermiş ve demiş ki, “Beyefendi burada olduğunuzu bilmiyorduk. Sizi rahatsız ettiğimiz için bizim gibi küçük insanları lütfen suçlamayın! Gemide sizinle birlikte yolculuk edenler Beyefendinin arkadaşları sayılır, bizler size duyduğumuz saygıdan dolayı, arkadaşınızın eşyalarını da alamayız.” Sonra bu korsan şefi, diğer soygunculara gemiden aldıkları her şeyi iade etmeleri için emir vermiş ve tekrar Bay Chen’e saygılarını sunduktan sonra gemiden ayrılmışlar.
  • Antik Çin Hikâyeleri: İnsanın Kaderi Önceden Tayin Edilmiştir

    “Tanrı, insanın hayatıyla ilgili her şeyi önceden tayin etmiş olduğundan, kişinin zenginliği ve fakirliği tamamıyla göğe (cennete) bağlıdır.” diye bir atasözü vardır. İnsanın kaderini sıradan bir insan değiştiremez. Çin halkının tarih boyuca hayır ve servet şansı için inandığı ve taptığı Tanrı, Zhao Gongming’di. O, bir kişinin sahip olduğu erdem miktarına göre onun hayır ve servet şansını ayarlıyor ve en ufacık bir yanlışlık bile yapmıyormuş. Bir gün, Zhao Gongming, diğer dört tanrı ile birlikte Shandong Eyaleti bölgesine gelmiş ve senelerdir tanıdığı bu bölgeyi yöneten tanrı Huang Feihu’yu görmesi üzerine, aşağıya inip Huang Feihu’yu ziyaret etmeye karar vermiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Hayırlı Küçük Kız Babasını Kurtardı

    Qing Hanedanlığı İmparatoru Jiaqing’in 17. yılında, Sichuan Eyaletine bağlı Chongqing şehrinde She Chang-an adında bir kişi yaşarmış ve o işlediği suçtan dolayı Hubei Eyaletinin dağlık bir bölgesine sürgün edilmiş. She Chang-an’ın 11 yaşındaki kızı memleketi Sichuan’dan binlerce kilometre uzağa tek başına yürüyerek başkent Pekin’e gelmiş ve Adalet Bakanlığındaki liderlere, “Büyükbabam ve büyük annem ikisi de 80 yaşlarında ve şu anda onlara bakabilecek kimse yok. Sizden babamı serbest bırakmanızı rica ediyorum. Babam eve dönüp büyükbabam ve büyük anneme baksın, ben babamın yerine cezasını çekmek istiyorum!” diye yalvarmış.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Cesur Yürekli ve Ülkeye Sadık “Karnı Açılan General”

    Qing Hanedanlığının İmparator Kangxi döneminde Çin’in güney bölgesinde bir savaş olmuş ve İmparator Lan Li adındaki bir kişiye generallik görevi vermiş. Savaş sırasında, düşman tarafından atılan bir bomba onun karnına isabet ettiğinden, Lan Li’nin bağırsağı dışarı çıkmış ve kanı durmadan akmaya başlamış. Yanındaki askerlerden biri hemen Lian Li’nin dışarıda duran bağırsağını karnının içine geri sokmuş, başka bir asker ise büyük bir parça beyaz kumaş ile onun sırtından itibaren karnını iyice sarmış. İki asker onun yarasını sarmakla meşgulken, Lan Li hayati tehlikesini tamamen umutmuş hala askerlere emir vermeye devam ediyormuş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Hayırlı Evlat ve Balık

    Çok çok eski zamanlarda, kör annesi ile birlikte yaşayan bir delikanlı varmış. İhtiyar annesi hastalıktan dolayı yıllardır yatakta yaşıyormuş. Bir senenin en soğuk kış ayında, dışarıda büyük bir kar durmaksızın yağarken, delikanlının annesi birkaç gün boyunca herhangi bir yemeği kabul etmemiş. Oğlu çok endişelenmiş ve annesine ne yemek istediğini sormuş. Annesi aslında bu defa kendi kendine açlıktan ölmek istiyormuş, çünkü seneler boyunca sırf kendi yüzünden oğlunun kazandığı paradan hiç kalmamış ve evde dört duvarın dışında hiçbir şey yokmuş. Kendisinin oğluna getirdiği bu ağır yükten bir an evvel kurtulmak için açlıktan ölmeye karar vermiş.