28 Haziran 2010’da, çalışmak için Pekin’e geldim. Fa çalışmamı ve egzersiz yapmayı hiç azaltmadım, fakat her gün yapmam gereken görevlerimi sanki yetiştiremiyor gibi hissediyordum. Uygulama durumum da bazen iyi bazen kötüydü. Zihnim altüst oluyor ve azim gösteremiyordum. Aklımda sürekli, Fa-düzeltmesinin son aşamasındayız deseler bile, günlere geçiyor ve her şey hala olduğu gibi devam ediyor, bu işin ne zaman sona ereceğini merak ediyordum.
Böyle bir durumdayken, Shifu benim geri kalabileceğimden kaygılanıyor ve ilerlememi yüreklendirmek için sıkça benim diğer boyutları görmemi sağlıyordu. 22 Temmuz 2010 günü, Zhuan Falun’un ikinci dersini okuduktan sonra, beş takım egzersizi yaptım. Beşinci egzersizin ikinci hareketini yaparken, derin dinginliğe ulaştım ve sanki bir dağın tepesinde oturuyormuş gibi hissettim. Dağın yüksekliği neredeyse 9 bin fit idi ve etrafımda bir sürü Buda çember şekilde oturarak benimle aynı hareketi yaptığını gördüm. Oturdukları yer aşağı yukarı benden bir fit düşüktü ve bedenleri de benimkiden biraz küçüktü. Ondan sonra, birinci çemberin etrafında bir fit daha düşük bir yerde ikinci bir çember halinde oturan Budaları da fark ettim. Ben daha dikkatle aşağıya baktığımda, gittikçe oturan Budalardan oluşan daha büyük çemberlerin var olduğunun farkına vardım ve çemberler ne kadar dışarıda kalırlarsa oturdukları yerler o kadar düşük. Ben uzaktaki en son çemberdeki Budalara baktım, benden yaklaşık 6 bin fit uzaktılar. Onların bedenleri sadece yumruğum kadar küçük olmasına rağmen, diğer çemberlerdeki Budalar gibi benim yaptığım hareketin aynısını yapıyorlardı. Oturdukları yer benden çok uzak olsa bile, onların her birini çok net bir şekilde görebiliyordum. Oturan bütün Budaların hepsinin mavi saçları vardı ve sarı kıyafetleri giymişlerdi. Onlara baktığımı fark ettiklerinde, hepsi ağlamaya başladı ve birlikte tek ağızdan bana, “Efendim, siz en son uyandınız! Biraz daha geç uyansaydınız, hepimiz hayatlarımızı kaybedecektik.” dediler. Onlar sanki çok uzun bir zamandır bu meditasyon pozisyonunda oturarak beni bekliyorlardı ve benim uyanıp tekrar azimli olduğumu gördüklerinde herkes rahatladı. Ondan sonra, tüm kalpleriyle benimle beraber beşinci takım egzersizi yapmaya başladılar.
Bu görüntüyü görünce ağladım. Geçtiğim yola geri baktığımda, hakikaten çok tehlikeli olduğunu fark ettim. Ben neredeyse illüzyon içindeki bu dünyada “ebedi bir suçlu” olacaktım. Gevşekliğim ve gayretli olmayan eksikliğim ile sayısız Buda’nın korkmasına yol açtım. Ben onların kurtulmasının tek ümidiyim. Eğer ben tarih önceki yeminlerimi gerçekleştirmezsem, onların hepsi yok edileceklerdi ve onların her biri de kendine ait bir cennete sahiptir. Sırf benim yüzünden, ne kadar fazla canlı varlık yok edilebilir? Sorumluluğum ölçülemez derecede büyük, çünkü o sayısız canlı varlıkların yok edilip edilmeyeceği tamamen bana bağlı.
Asıl olarak uygulayıcı arkadaşlarımın belki bu deneyime inanmayabileceğinden korktuğumdan bugüne kadar bunları yazmaya cesaret edemedim. Yine de, tüm dünyadaki uygulayıcılar arasında bu derece sersem olan tek ben değilim? Benimle aynı durumda kalan uygulayıcı arkadaşlarımın bir an evvel uyanmaları için, onlara yüksek sesle seslenmek istedim, “Lütfen, artık uyanın! Söz vermiş olduğunuz o bütün canlı varlıklar endişe içinde size bakıyorlar ve onları kurtarmanızı bekliyorlar. Eğer hala sersem bir halde olursak, nasıl onların karşısına çıkabiliriz? Uygulayıcı arkadaşlar, ne olursa olsun, lütfen tarih önceki yeminlerimizi tamamlamayı unutmayalım!”
Çince metin: http://www.minghui.org/mh/articles/2010/10/30/231652.html
İngilizce metin: http://www.clearwisdom.net/html/articles/2010/11/11/121362.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.