Çin Komünist Partisi (ÇKP) tarafından hapsedildim, el emeğine dayalı işlerde çalışmaya zorlandım. O zamanlar bir Dafa uygulayıcısı olarak zulme uğradığımı sanıp, bunu yapmayı reddediyordum. Gerçeği açıklayarak yanlış bir şey yapmamıştım ve beni tutuklamalarının yasadışı olduğunu biliyordum.
Tutuklanmamı açlık grevi yaparak protesto ettim ve gardiyana şunları yazdım: “Dafa’yı yaşamımla koruyorum. Falun Dafa, doğru Fa’dır.”
Hapishanedeki diğer mahkûmlara beni takip etmelerini emrettiler hatta bunun karşılığında onları bazen ödünlendiriyorlardı bile. Bir gün birkaç mahkûm kollarımı arkadan bağladılar ve parmaklarıma çelik iğneler batırmaya başladılar. İlk önce her bir parmağıma bir iğne batırıyorlardı. Benim acıdan bağırmadığımı görünce her bir parmağıma ikişer iğne batırıp orda bıraktılar. Fakat ben hiç acı hissetmiyordum ve hala da işkenceye tepki vermedim.
Mahkûmlar bunun üzerine öfkelendiler ve işkencenin başka yollarını aramaya başladılar. Onlar elektrikli copları kulaklarımı zedelemek için kullandılar, sonuç olarak kulaklarım kanamaya başladı. Ama bana işkence etmek için ne yaptıkları fark etmeksizin hiç acı hissetmedim. Shifu’nun benim için çektiğim tüm acıları kendine çektiğini anlıyordum. Shifu bir uygulayıcının sorusunu cevaplarken şöyle söylemişti:
“Shifunuz olarak sizin için ıstırap çekebilirim, hatta sizin yerinize acıları üstlenebilirim, fakat bunun gibi zalim ve sert baskı altındayken doğru bir şekilde zihninizi konumlandırabilir misiniz? Kendinize bir Tanrı olarak mı yoksa bir insan olarak mı davranıyorsunuz? Yeterince doğru düşünceye sahip misiniz? Bütün bunların hepsi size, kendinize bağlıdır.” (2005 San Francisco Fa Konferansından)
Çince metin: http://minghui.ca/mh/articles/2009/6/9/202418.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.