Shifu Zhuan Falun’un dördüncü konuşmasında bize şunu öğretiyor:
“Biz, iyilik ve kötülüğün, kişinin anlık düşüncesinden geldiğini ve o anki düşüncenin farklı sonuçlar doğurabileceğini söylüyoruz.”
Dafa uygulayıcıları olarak hepimiz, düşüncemizin sıradan insan düşünce prensiplerinden mi yoksa tanrısal bir yaşam zihniyetinden mi ortaya çıktığını belirleyebildiğimizi biliyoruz. Fakat edinmiş olduğumuz insani kavramlar içimizde oldukça derine yerleşti ve onlar sık sık bizim gerçek doğamızın ortaya çıkmasını engelliyor, bunun sonucu biz Dafa’da uygulamamızın üstünlüğünü sergileyemiyor ve doğrulayamıyoruz.
Gördüğüm kadarı ile imkânsız saydığımız şeyleri gerçekliğe kavuşturabilmek sadece kendimiz için belirlemiş olduğumuz beklentilere bağlı. Sonuçta bizim düşüncelerimiz sonucu belirliyor.
Eğer bir üniversite öğrencisi sınavda iyi bir puan elde etmek istiyorsa, muhtemelen çok çabayla sınava hazırlanacak ve bunun sonucu olarak sınavda iyi bir sonuç elde edebilecek. Öte yandan, başka bir öğrenci hiçbir zaman sınavda iyi bir puan alabilme olasılığını düşünmüyor ise ve sadece sınavı geçmek için yeterli puanı almayı düşünüyor ise alacağı puan muhtemelen orta derecede olacaktır. Bu, bir uygulayıcının sadece konaklayabilecek bir yeri ve karnını doyurabilecek bir şeyleri olmasını yeterli hissetmesine benzer, bu tür kişi hayatını sınırlı bir gelir ile yaşar. Tam tersi, bir uygulayıcı Dafa uygulamasının nimet getirdiğine güçlü bir şekilde inanıyor ise, bu tür kişi çok yorucu olmayan fakat iyi maaşlı bir işe sahip olabilir. Kendime gelince, ben ikinci kategoriye aidim. Evimde İngilizce dersi vererek para kazanıyorum. Bu işe ilk başladığımda tek düşünceye sahiptim, bu iş benim için yük olmayacak ve ben yeterli parayı kazanabileceğim. Her şey benim istediğim gibi gelişti ve ben yeterince öğrenci edinebildim, ne daha fazla ne de az. Onlara iyi bir şekilde yardımcı olmak için elimden geleni yaptım ve hemen hemen tüm öğrencilerim yüksek notlar aldılar. Hatta devlet okullarında ders veren öğretmenlere göre daha fazla para kazanıyordum. Aynı zamanda bu iş benim üç işi yapmam için de daha fazla zaman sağlıyordu. Aslında uygulayıcı arkadaşlarımın bazıları da Dafa ile ilgili projeler gerçekleştirmek için aynı benim gibi fazladan müsait zamana sahip olmak istiyorlar.
Dafa uygulayıcıları olarak biz xinxing’imize sıkı şartlar dayatmaya çalışmalıyız. Dafa prensiplerinin bilincinde olarak biz kendimize daha da yüksek hedefler koymalıyız. Daha da yüksek zirvelere ulaşmaya çalıştığımızda, büyük olasılıkla biz “ulaşılamaz”ı “ulaşılabilir”e dönüştürebiliriz. Bizim ulaşabileceğimiz mükemmel sonuçlar, sıradan insanlara daha da fazla Dafa’nın mucizelerini sergileyecek. Bu, sıradan insanların o olumlu yaklaşımının yanı sıra, bizim Dafa’ya inancımızın daha da sağlam ve sarsılmaz olmasına ilham verecektir.
Bizim büyük hedeflerimizin ne kadarına ulaşabileceğimiz, o hedeflerimizin gerçekleşmesine ve başarılabilir olduğuna ne kadar güçlü inandığımıza bağlıdır. Hedeflerimize ulaşmak için kendi yeteneklerimize inancımız ne kadar fazla ise, varacağımız sonuç da o kadar iyi olacaktır. Örneğin, ben sık sık tanrısal düşüncelerimi günlük hayatta kullanıyorum ve bunun neticesinde harika sonuçlar görebiliyorum.
Yaptığım her şeyi Dafa prensipleri açısından ölçtüğüm için, sık sık sonucun nasıl olacağını iyi bir şekilde tahmin edebiliyorum. Kendime hedef belirlediğim andan itibaren tereddütte kalma ihtimalim neredeyse kalmıyor ve her şey benim beklediğim gibi gerçekleşiyor. Çoğu uygulayıcı benim başardığım şeylere çok şaşırıyorlar. Çoğu uygulayıcılar da yapmayı yetiştirdiğim şeyler karşısında çok şaşırıyor. Bunları burada övünmek için değil, önemli anın altını çizmek için yazıyorum. Biz sıradan insan toplumunda cennet prensipleriyle kendimizi geliştirirken, Dafa uygulayıcıları bir şeyleri kasıtlı bir şekilde yapmamalı. Bizim sahip olduğumuz doğru düşünceler olumlu sonuçlar getirir.
Demek istediğimi anlatabilmek için, bir başka örnek getirmeme izin verin. Başka bir semte taşındıktan sonra yerel polisler ikamet belgem olmadığından sık sık bana sorun çıkartıyorlardı. Fakat ikamet kaydı için gerekli belgeler için başvuru da bulunduğumda benden kontratımın orijinalini göstermemi istediler. ÇKP’nin kanunlarına göre, satın almak istediğim dairenin beşinci alıcısı olduğumdan dolayı, geçmişte bu dairenin tüm alım-satım işlemlerinden dolayı biriken vergi tutarı olan 10.000 yuan¹’i ödemem gerekiyordu. Zihnimi bu sistemin kurbanı olmayacağıma ayarladım ve hiç sorunsuz bir şekilde bu dairenin ilk sahibini bulabildim. Kısa sürede ikimiz gereken kontratı imzaladık ve bundan dolayı o vergiyi ödemekten kurtuldum.
Ev ile ilgili tüm evrakları kendi adıma yenilemek için tapu idaresine geldiğimde, bana bu dairenin bir önceki sahibinin ismi ile dosyada kayıtlı ismin eşleşmediğini bildirdiler. Orijinal ev tapusundaki el yazıları testi benim tarafımdan herhangi sahtecilik yapmadığımı kanıtlamasına rağmen, tapu memurları benim büyük miktarda ceza ödemem gerektiğinde ısrar ediyorlardı. Ben katiyen böyle bir ayarlamayı kabullenmeyeceğimi belirttim ve onların bu sorunu çözmeleri için doğru düşünceler gönderdim. Mucize gerçekleşti. Aynı günün ikinci yarısında tapu idaresi yönetimi beni tekrar gelmem için davet ettiler. Oraya gittiğimde aceleyle sabah oradan gittikten sonra olanları anlattılar. Emeklilik işlem prosedürünü henüz daha yeni tamamlamış ve ofise tüm çalışanları son kez görmek ve vedalaşmak için eski tapu idaresi başkanı ziyarete gelmiş. Ve hepsine şöyle söylemiş: “Şimdi emekli olmuşken artık ÇKP’yi dinlemeyeceğim. Biz insanlar için iyi bir şeyler yapmalıyız. Haydi, bugün bir müşteri seçelim ve ona özel bir iyilik yapalım.” Ve bir sürü evrak içinde seçtikleri şanslı kişi ben çıkmışım. Tüm çalışanlar durmaksızın benim ne kadar şanslı olduğumu söyleyip duruyorlardı. Bu sayede sadece daha önce belirlenmiş olan o cezayı ödememekle kalmadım, aynı zamanda evrak yenileme prosedürü için ödemem gereken ücret üzerinden yapılan indirimden de yararlandım. Sıradan insanlar bile benim başımdan geçen bu olaya inanamıyorlardı ve uygulayıcı arkadaşlarım da şaşırtıcı bu olay karşısında hayranlıklarını ifade ettiler.
Yakın bir zaman içinde başka bir semtte tutuklanan bir uygulayıcıyı kurtarmak için gösterdiğim çabalar sonucu bir olay gerçekleşti. Ben o uygulayıcının dosyasını takip eden savcı ve diğer hukukçulara cep telefonumdan mesajlar gönderirken tam o sırada ÇKP benim cep telefonumun sim kartını bloke etti. Aklım karıştı ve ilk başta eve dönmeye karar verdim. Sonra zihnimde aniden şöyle bir düşünce parladı: “Peki, eğer siz benim sim kartımı devre dışı bırakıyorsanız, ben de sizin izleme programınızı devre dışı bırakırım!” Kötülük ile mücadele etmek için olağanüstü yeteneklerimi kullandım ve aradan sadece birkaç dakika geçmesiyle cep telefonum yeniden iyi bir şekilde çalışmaya başladı. Bir düşünün, eğer ben bu olayın devam etmesine izin verseydim bunun sonucunda neler olacaktı? Bu fırsatı kaçıracaktım ve kötülüğün planlarını kabul etmiş ve uygulayıcı arkadaşımı kurtarma sürecini durdurmuş olacaktım.
Maalesef ki, uygulayıcıların sık sık bilinçsizce kendilerini sıradan insan kavramlarıyla sınırladıklarını kabul etmemiz gerekir. Özgüven eksikliğinin sonucunda onlar sadece olağanüstü yeteneklerini ortaya çıkartamamakla kalmıyor aynı zamanda zor durumda da kalıyorlar ve zar zor halledebiliyorlar. Kendimizin ve çevremizin nasıl olması gerektiği hakkında doğru beklentilerimiz yoksa, o halde nasıl sıradan insanlara Dafa’nın mucizelerini sergileyebiliriz?
Şöyle bir anlayışa sahibim, Dafa uygulaması içindeyken Dafa bize kutsama verecek. Böylece, Dafa uygulamasının olağanüstülüğü sadece bizim Fa’yı doğrulama faaliyetlerimizde ortaya çıkmakla sınırlanmamalı, aynı zamanda bizim günlük hayatımızda da her daim etkisini göstermeli. Xinxing’imizi yükselterek, bu ister bizim ailemizle ister işimizle bağlantılı olsun fark etmeksizin yaptığımız her işte başarılı olmamız gerekiyor. Dafa uygulayıcıları, en azından orta sınıf insanların üstünde olmaya çabalamalılar. Çünkü Dafa’nın gücü, kendimizi geliştirmeye ve uygulama ortamımızı iyileştirmeye yardımcı oluyor. İdeal duruma ulaşamayan durumların hepsi, bizim Dafa uygulamasında doğru anlayışa ulaşmada eksikliklerimizin sonucudur.
Shifu net bir şekilde bize şunu belirtmişti: “Aslında herkese madde ile düşüncenin aynı şeyler olduğunu söyleyeyim.” (Zhuan Falun’dan) Benim anladığım kadarıyla, yüksek xinxing seviyesine sahip olan bir uygulayıcının hayatta iyi koşullara sahip olmaya hakkı var. Eğer biz sürekli ve her durumda xinxing seviyesini yüksek düzeyde tutabiliyorsak, o durumda bize finansal rahatlık sağlayan, istikrarlı ve güvenilir bir işe sahip olma fırsatı elimizde olacak. Uygulayıcı olmayan sıradan insanların imkânsız saydıkları şeyler, biz uygulayıcılar için doğal ve sıradan bir şey olmalı. Bunlar kendimizi göstermek için değil, tüm insanlara Dafa’nın mucizevî gücünü sunabilmek için bir fırsata sahip olmamız için yapılıyor.
Bazı uygulayıcılar, sıradan insanlar gibi hissettikleri şeylerin normal olduğunu düşünmeye meyilliler ve böylelikle kendilerinin bir insandan tanrısal bir varlığa dönüşümünü geciktirmekteler. Dafa uygulayıcıları olarak her zaman Tanrısal düşüncelere sahip olmalıyız ve bizim aydınlanmış parçamızın ana rolü oynamasına izin vermeliyiz. Bizim mümkün olduğu kadar sıradan insan toplum durumuna uymamız gerek ve aynı zamanda sıradan insanla ve uygulayıcılar arasındaki farkı sergilemek için çaba göstermeliyiz. Yaptığımız her şeyde iyi sonuçlar elde etmeliyiz. Bizim başarımızın seviyesi, Dafa ile ne kadar çok asimile olduğumuzun seviyesini gösterir. Her şeyden önce bizim başlangıç noktamız Dafa’yı doğrulamak ve Dafa’yı temsil etmeye dayanmalıdır.
Not:
1. "Yuan": Çin para birimidir; 500 yuan kentte çalışan bir işçinin aylık gelirine eş değerdir.
İngilizce metin: http://clearwisdom.net/html/articles/2012/3/6/131929p.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.