At, Çin Burçlar Kuşağının yedinci hayvanıdır. Eski Çincede değişik renk ve büyüklükte atlar için çok sayıda kelime kullanılırdı. Bu kelimelerin günümüzde kullanılmamasına bakarak atın yakın tarihte önemini kaybettiğini çıkarabiliriz.
Çin’de atlar her zaman pahalı hayvanlardı. En güçlüleri Moğolistan’dan, daha küçük ancak dayanıklı ve güvenilir olanları Tibet’ten gelirdi. Ancak, çoğu zaman en iyi atlar Batı Asya’dan getirilirdi: bunlar ‘kan terledikleri’ söylenilen Arap atlarıydı. Antik Çağ’da, kendisine kurban adanan bir tür tanrı olan ‘ecdat atı’ kültü vardı. Yi-jing’de, ejderha (erkek) ve at (dişi) iki cinsiyeti temsil etmek için seçilmiş hayvanlardır ama daha sonra ki dönemde mitolojide, at eril ilkeyi (yang) temsil ederken, dişil ilkeyi (yin) inek tarafından temsil edilir.
Sekiz atlı bir süre, M.Ö. 10. yüzyılda yaşamış olduğu varsayılan Kral Mu’nun ünlü atlarını ifade eder. Önemli bir Ming öykü kitabı olan Batı’ya Yolculuk’ta (xi-yao ji) hırçınlık ve kararsızlık anlamında kullanılan yi ma= ‘irade atı’ deyimine rastlıyoruz. Dörtnala giden bir yağız at, General Guan Yu’nun (gelecekte Guan-Yi adını almıştır.) ‘Kırmızı tavşan-at’ adındaki atına gönderme yapar. Budist metinlerinde sıkça rastlanan beyaz at, saflık ve sadakati simgelemektedir.
Sırtında değerli eşyalar taşıyan bir at ve bir erkek resmi, devlet memurluğu ve bunun sağlayacağı rahat hayat dileğini simgeler. Ata binen bir maymun resmi hediye etmek, hediyeyi alanın hemen (ma shang kelimesi kelimesine ‘at sırtında’) asalet unvanıyla (hou) ödüllendirilmesini dilemektir.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.