Suçluluk takıntısından kurtularak görevimi doğal olarak yerine getirmeye
Yıllarca ailemle birlikte birçok kez yurtdışına seyahat ettim. İlk başlarda seyahat etmekten ve hayat zevklerine müsamaha göstermekten suçluluk duyuyordum. Sıradan insan toplumunda yaşantımı dengelemek, uygulayıcı olmayan eşim ile ailem arasında ve uygulayıcı olarak yükümlülüklerim arasında parçalara ayrılıyordum. Bu seyahatlerin rastlantı olmayabileceğini fark ettiğimde, iki yükümlülüğümü de birleştirebilirdim.
Ne zaman yurtdışına gitsem yerel uygulayıcılarla iletişime geçmeye çalışırdım. 8 yıl önce ailemle Slovenya’ya gittiğimde bunu yaptım ve internet üzerinden Slovenya’da yaşayan uygulayıcı ile bağlantı kurdum. Egzersizleri yapıyordu, fakat güçlükle Fa çalışıyordu ve doğru düşünceler yollamak gibi konularda hiçbir şey duymamıştı. Temel olarak seyahatlerde suçluluk duygumun bana eşlik etmesinden endişeli iken, diğer yandan buna rağmen bu değersizlik hissinin üstesinden gelmem gerektiğini ve oynayacak bir rolüm olduğunu fark ettim. Fark ettim ki, o belirli ülkeye seyahatim tesadüf değildi ve eşim o uygulayıcının yaşadığı yerle aynı şehirde kalmamızı ayarlamıştı. Böylece, şehirde kaldığımız birkaç gün boyunca uygulayıcı ile mümkün olduğu kadar çok zaman geçirmeye çalıştım. Bu kolay değildi, çünkü ailem buna şiddetle karşı çıktı ve o uygulayıcıya yardım etme isteğim ile aileme karşı yükümlülüğüm arasında kendimi yeniden çok iyi değerlendirmem gerekti. Ailemin, onlarla yeterli zaman geçirmediğimden dolayı bana güceneceklerinden korktum. Eve döndüğümde o uygulayıcı ile e-mail üzerinden bağlantı kurmaya çalıştım, fakat en sonunda ortadan kayboldu ve yeteri kadar denemediğim için hüsrana uğradım.
Yunanistan
Bir yıl kadar önce eşimle, eşimin bir arkadaşını ve karısını ziyaret etmek üzere Yunan adasına gittik. Gitmeden önce iyi tanıdığım bir Atina’dan Yunan bir uygulayıcıya, o adada bir uygulayıcı olup olmadığını sordum. O da “evet, sadece bir uygulayıcı var, oldukça yeni, eğer onunla iletişim kurabilirsen bu harika olur” dedi. Adaya geldiğimizde bu uygulayıcıyı aradım. Görünüşe göre bizim kaldığımız şehir merkezinde değil, adanın güney tarafında kalıyordu. Şaşırmıştım. Fakat Ustam aniden eşimi o uygulayıcının oturduğu yere yakın bir tanıdığı olup olmadığını aramaya yönlendirdi. Ve biz araba kiralayarak güneye gittik. Uygulayıcı ile buluştum, birlikte Fa çalıştık ve sohbet ettik. Eşim kararlılığımı gördü ve benim onun aradığı kişiyi bulmaya çalıştığı sıradaki sabrımı hatırlayarak, aynı sabrı bana gösterdi ve beni sabırla bekledi.
Şehre döndüğümüzde arkadaşımızın karısıyla tanıştım. Bir anda ortak bir dilden konuşmaya başladık. Ona Falun Dafa’dan bahsettim ve egzersiz müziğinin bir kısmını dinlettim. Bana egzersizleri onlara göstermemi istedi. Tüm bunlar turistler için bir hediye dükkânında oldu.
Eşim etraftaki müşterileri kaçıracağından endişelendi ve durmamı söyledi. Bu sefer gerilmedim, normalde gerilirdim. Bunun dar pencereli bir fırsat olduğunu ve kaçırmamam gerektiğini fark ettim. Çok sakin bir şekilde benden bunu onun yapmamı istediğini söyledim. Ayrıca zaten olduğu gibi pozitif enerjinin yeni müşterilerin dikkatini çekebileceğini söyledim.
Sonraki gün arkadaşımızın karısını Atina’daki ve adanın güneyindeki uygulayıcılara yönlendirdim ve hemen Zhuan Falun’un bir kopyasını istedi.
Portekiz
Bir aydan daha az bir zaman sonra, kocam iş için Portekiz’e seyahate gitti ve ben de ona katıldım. Seyahat hakkındaki suçluluk duygum ciddi bir boyuta gelmişti. Uygulayıcı arkadaşlarıma umarım bu seyahati hak ederim dediğimi hatırlıyorum ve bir tanesi: “Usta tüm bu seyahatleri senin için ayarlıyor, çünkü kalbini görüyor.” dedi. Fark ettim ki Ustam benim henüz farkına varamadığım bir şeyi görüyor. Her zamanki gibi, Portekiz’de de uygulayıcı arkadaşlarımı aradım. New York’ta tanıştığım Brezilyalı bir uygulayıcıya e-mail attım ve Portekiz’de bir uygulayıcı tanıyıp tanımadığını sordum. O tanımadığını söyledi, fakat eğer birini bulursam ona haber vermemi, çünkü NTDTV’de çalışmak üzere Portekizce bilen birini aradığını söyledi. Aramaya devam ettim. Şaşırtıcı şekilde internet üzerinden Portekizli bir uygulayıcı buldum ve onunla iletişime geçtim.
Lizbon’a geldiğimde dört uygulayıcı ile Fa çalışma grubuna katıldım. İki tanesi ile konuşurken, Çince Epoch Times’ı kısıtlı bir alanda dağıttıklarını ve tüm Portekizli insanları kurtarmaları gerektiği anlayışını taşımadıklarını gördüm. Ayrıca Lizbon’dan bir uygulayıcıyı Brezilyalı uygulayıcıyla tanıştırdım. İsrail’e geri döndüğümde Portekizli uygulayıcılara Brezilyalı olan uygulayıcıyla iletişimde kalmaları için cesaretlendirici e-mailler gönderdim. Düşünmüştüm ki, o Portekizce olarak anlatabilir ve önlerindeki projenin önemine onları aydınlatabilir, fakat bu hiç olmadı. Endişe takıntısına sahip olarak, başkasının onları aydınlatmasını istememenin görevim olduğunu düşündüm. Fakat en sonunda vazgeçtim.
Konuşma Kontrolü
Ustam konuşma kontrolü bölümünde: “Bir kişi neyi söyleyip söyleyemeyeceğini kavradığı sürece sorun olmayacaktır.” (Zhuan Falun’dan)
Biliyorum ki konuşma kontrolü hakkında çok çalışmalıyım. Biliyorum ki bazen hiç merhametim yok, yargılayan bir tavrım var ve bazen de dedikoduya giriyorum. Bazen sessiz kalmam gerektiği yerde konuşuyorum ve konuşmam gereken yerde susuyorum. Henüz “neyin söylenip söylenemeyeceğini” kavrayamadım. Bu nedenle Portekiz’e birkaç uygulayıcı arkadaşımı ziyaretimden bahsettiğimde, açıklamamın yargılayıcı ve dedikoducu olmasından korkmuştum. Bu yüzden, İsrail’de Portekiz hakkındaki bilgileri iletmek için güç harcamadım. Nihayet, Slovenya’daki hüsrana uğrayışımın aksine, kendimi sakinleştirmeye yönelttim ve Ustam her şeyi gösterdiği ve bildiği için hüsrana uğrayacak bir şey olmadığını yönünde kendimi telkin ettim. Ona güveniyorum ve inanıyorum.
Bulmaca Toplanmaya Başladı – Tekrar Yunanistan
Arkadaşımızın karısı ile konuştuğum sene ve çoğunlukla Atina’daki uygulayıcı ile ondan o bayanla iletişimde kalmasını istemiştim. Atina’daki uygulayıcı ile bir konuşmamızda ona Portekiz’den bahsettim. Dikkatlice dinledi, dedikodu yaptığımı veya eleştirdiğimi düşünmedi ve dedi ki, bu söylediklerim kararını vermesine yardımcı oldu. Açıkça Portekizce konuşabiliyordu ve birisi ona Portekiz’e seyahat edip edemeyeceğini sordu, fakat o reddetti. Ona söylediklerimden sonra, Portekiz’e gitmeye karar verdi.
Yarım sene önce arkadaşımızın karısı beni aradı ve eşinin vefat ettiğini, onu ağır borç altında bıraktığını ve Fa çalışmaya vakti olmadığını, çünkü sabahtan akşama kadar çalışmak zorunda olduğunu söyledi. Ona gelip egzersiz ve Fa çalışmaya destekleyici bir ortam yaratmaya yardım edeceğimi söyledim. Atina’daki uygulayıcı ile de konuştum ve gelmesini istedim. O da kabul etti ve bunun o adada Fa’yı yaymaya başlamak için güzel bir fırsat olacağını söyledi. Ve böylece ben, Atina’daki uygulayıcı ve Yunan adasının güneyindeki uygulayıcı birlikte arkadaşımızın karısının yanına gittik. Onun evinde dört gün kaldık ve birlikte Fa çalışıp egzersizleri yaptık ve deneyimlerimizi paylaştık. O işteyken üçümüz adayı gezdik, sahilde egzersizleri yaptık ve yoldan geçenlere broşür dağıttık.
Bulmacanın Resmi Belirginleşmeye Başlıyor
İki gün sonra öğrendik ki arkadaşımızın karısı bir arkadaşına Falun Dafa’dan bahsetmiş ve ayrıca kitabı okumaya başlamış. Takip eden günlerde dükkânına giderek müşterilerin girip çıktığı sırada egzersiz hareketlerini düzelttik. Adadaki son günümde dükkânına bizzat ben giderek ona birlikte kitabı okumayı önerdim. Fakat canı sıkkındı, çünkü akrabalarından birisi hastaneye kaldırılmıştı. Sakin ve kararlı durdum ve en azından Lunyü’yü beraber okumayı teklif ettim. Sonra öğrendim ki Lunyü’yü daha önce hiç okumamış, çünkü kitabın içindekiler kısmından başladığını düşünmüş. Ben ona anlattıktan sonra hemen kabul etti ve Lunyü’yü birlikte okuduk ve sakinleşti.
O zaman fark ettim ki o aslen Yunanlı değildi ve asıl memleketinde hiç uygulayıcı yoktu. Bunun tesadüf olmadığını ve belki birlikte onun memleketine gidebileceğimizi düşünmeye başladım.
Kendime sordum: dünyadaki tüm insanları nasıl kurtarabilirim? Bu sonsuz bir proje ve imkânsız görünüyor. Her seferinde Ustamın bizim için ayarladıklarına ve nehirdeki dalgalar gibi olayların yayılmasına hayranlıkla bakıyorum. Tek yapmamız gereken Ustaya inanmak ve iyi dinlemek. Adanın güneyindeki uygulayıcının başka bir Yunan adasında okul derecesini tamamlayacağını duydum. Ayrılmamızdan bir hafta sonra, zaten oraya gitmişti. Uygulamayı yaymak için haftalık egzersiz alanı kurmayı planladı. Ayrıca “"Özgür Çin: İnancın Cesareti"” filmini son haftasında birine izletti.
Dinlemeyi Öğrenmek
Adadayken Atina’daki uygulayıcıyla konuştum ve her ne kadar farklı kültür ve yaş aralıklarına sahip olsak da iş uygulamaya gelince olayları benzer şekilde ele aldığımızı fark ettik. Her ikimiz de evimize döndük, fakat sık sık iletişimde kaldık ve birbirimize destek verdik.
Bir keresinde Los Angeles’taki konferansa gitmek isteyip istemediğimi sordu, çünkü o gitmeyi planlıyordu. Aslında ben gitmeyi planlamıyordum, çünkü çok uzun bir uçuş ve New York konferansından yeni dönmüştüm. Birkaç gün sonra gitmeyi planladığını ve bir daha ona katılmak isteyip istemediğimi sordu. Los Angeles’ta 30 yıldır görmediğim bir kuzenim olduğunu hatırladım ve bunun ona ve ailesine gidip gerçekleri açıklamak için fırsat olduğunu düşündüm. Yine de uzun bir yoldu ve oraya gitmek için çok büyük istek duymuyordum. Fakat Atina’daki arkadaşım bana baskı yapmaya devam etti: “Biliyorsun arkadaşının karısı da aynı zamanda gidiyor.” Bu bana onu dinleyip işaretleri görerek gitmek gerektiğini hissettirdi.
Los Angeles’a direkt uçuş ayarladım, fakat dönüşte direk uçuş yoktu. Bir dürtü ile dönüşte birkaç gün New York’ta kalmaya ve uzun zamandır buluşmak isteyen çocukluk arkadaşımla olmaya karar verdim.
Fakat öyle göründü ki New York’a kısa ziyaretimin sebebi için önceden haberimin olmadığı başka nedenler varmış. Bir tanesi Türkiye’deki bu konferansı düzenlemekten sorumlu olan kişilerle tanışmaktı.
Ve her seferinde Usta’nın ülkeler ve bölgelere yayılan olağanüstü planlarına hayran kalıyorum.
Amerika’ya seyahatim çok endişeli olma eğilimimle başa çıkmak için iyi bir fırsattı. “…fazla kaygılı olmak bir takıntıdır.” (Zhuan Falun’dan) Los Angeles’ta, ilk kez orada karşılaştığım Yunanistan’dan iki genç uygulayıcıyla kalışım, kendi uygulamamda ve onların uygulamasında da çok özel zamanlardı. Yaş ve bölgesel farklılıklara rağmen, başka ülkelerden insanlar tarafından destek gördüğüm ve verebildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. New York’ta aynı zamanda fazla endişeli olma takıntımı geliştirmek için fırsata sahip oldum. Oraya seyahat ederken kiminle nerede buluşacağımı bilmiyordum. Fakat endişelerimi serbest bıraktığımda ve Ustaya inandığımda, tüm buluşmalar kendiliğinden geldi. Buluşmayı planladığım her insanla ve ayrıca daha önce tanışmadığım insanlarla buluştum ve bunlar tesadüfî bir şekilde göründü. Usta: “Uygulamada bir kişi niyet taşımadığı bir durumda olabilmelidir. Ahlaki karakterinizi geliştirmeye odaklanırsanız, seviyenizde ilerleme sağlarsınız ve kesinlikle hak ettiğinizi elde edersiniz.” (Zhuan Falun’dan)
Geri dönüp baktığımda, tüm süreç boyunca daha öncesinden daha az telaşlı olmayı öğrendim. Ailemi nasıl daha iyi anlayacağımı, stresli olduklarında onlara nasıl daha merhametli olacağımı, onların bakış açılarını anlamayı öğrendim. Fakat görevimin gerekli taraflarından vazgeçmeden hala kim olduğum duygusunu ve önümdeki görevin büyüklüğünü, rolümün gerekli kısımlarını bırakmak zorunda olmadan taşıyorum. Kolayca vazgeçmeme neden olan rahata düşkünlüğüm ve kendimi değersiz görme duygum olmasına rağmen, benim için gerçekten anlamı olan şeyler için büyük kararlılığım ve gayretim var. Hareketlerimin sonuçlarını gördüğümde, beni doğru yolda olduğuma dair cesaretlendiriyorlar.
Shen Yun
Birkaç yıl önce, İsrail’e Shen Yun’ün gelmesi hakkında konuşmaya başladığımızda, grup üyelerinden birinin, eğer Shen Yun gelirse, bu ancak bölgedeki büyük bir turun parçası olabilir dediğini duymuştum. Bu cümle zihnime yazılmıştı, fakat etrafımıza baktığımda etrafımız Arap ülkeleriyle çevriliydi. Sonra baktım ve gördüm ki neredeyse hiçbir Arap ülkesinde uygulayıcı yoktu ve İsrail’de de Arap bir uygulayıcı yoktu. Bu bana doğru bir durum gibi gelmemişti ve böylece bu konferansı düzenleyenlerin bir parçası olmaktan büyük mutluluk duydum.
Umuyorum ki bundan sonra, bölgemizde insanların uygulama yapmasını engelleyen tüm boyutlardaki engelleri aşabiliriz. Umuyorum bizim ve Arap ülkeleri arasında ve Yunanistan ile Türkiye arasındaki çok uzun süren karma çözülür. Ve Shen Yun bölgemize geldiğinde gerçekten de Yunanistan’dan Türkiye’ye, Lübnan’a, İsrail’e devam eder.
Sözlerimi Ustamın, Hong Yin III’ten bir şiiri ile tamamlamak istiyorum:
SHEN YUN’Ü İZLEMEK
Perde açılıyor ve orada cennet var
Tanrısal canlılar, Budalar, Pusalar ve talihli bulutlar
Muhteşem enstrümanlar tanrısal bir müziğe başlıyorlar
Dizginler kanat çırpıyor, cennetsel kızlar dans ediyorlar
Luohanlar, Rulaylar ve Göksel Krallar kendilerini gösteriyor
Sahnedeki fon bir gökkuşağı gibi, ivme görkemli.
Fa'nın merhamet dolu ışığı, seyircilerin kalbini eritiyor
Güçlü bir enerji alanı, beş bin şaşkın göz.
Bir gösteriden ziyade, bir rüya gibi.
Tanrısal varlıkların tam yanındaki bir âlem
İnsanlar bu seyahatten dolayı minnettarlar, sanki henüz kurtarılmışlar gibi
Gelecek yılın gösterisini beklemek çok zor gelecek gibi.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.