Geçen yıl bir uygulayıcı grup Fa çalışmasından sonra beni eleştirdi. Açıkçası ondan böyle bir çıkış beklemiyordum ve adeta nutkum tutuldu. Daha sonra ona açıklamaya çalıştım ama ''Bahane yok, sen asla başkalarını dinlemiyorsun!' dedi. Ben sakinleşmem gerektiğini fark ettim ve sessizce onu dinledim.
O, “Neden bir şey söylemiyorsun? Bize ne kadar iyi olduğunu mu göstermeye çalışıyorsun? Herkes senin iyi olduğunu söylese de bu senin iyi olduğun anlamına gelmez. Sessiz kalarak takıntılarını gizlemeye çalışma.” dedi.
Kendi kendime onun tutumuna, özellikle de net olmayan, sadece düşündüğü bir şeyden bahsetmesine dayanamadığımı düşündüm. Sakin kalmaya çalıştım ama aklım birkaç gün boyunca rahatsızdı ve moralim de bozuktu.
Her şeyin Bir Nedeni Var
Bir uygulayıcının yaşadığı her şeyin bir nedeni vardır. Bu yüzden, bu olayın neden olduğunu anlamaya çalıştım. Birçok uygulayıcı bana iyi karakterli ama anlaşmazlıklarla karşılaşınca sakin kalamadığımı söyledi.
Kendi kendime, “Neden bu kadar üzgün ve depresif hissediyorum?” diye sordum. Uygulayıcının tutumu mu yoksa gerçeklere dayanmayan eleştirileri yüzünden mi? Hala derinlerde gizli takıntılarım olabilir miydi? Ya da bana karşı davranış biçimi yüzünden mi? Acaba merhamet eksikliğim olabilir miydi?”
Takıntılarımı bulmaya ve onları ortadan kaldırmak için içime bakmaya karar verdim. Kıskançlık, eleştiriyi kabul edeme, merhamet eksikliği, fikirlerimi kabul ettirme arzusu ve zorluklardan korkma gibi birçok takıntım vardı.
Tüm çabalarıma rağmen hala sakinleşemiyordum ve kırılmış hissettim. Pek çok zor durumu beraber aşmış olmamıza rağmen bu uygulayıcının neden beni farklı bir ışıkla gördüğünü hayal edemiyordum. Gerçekten benim gelişmemi isteseydi, farklı bir yaklaşım göstermeliydi.
Kendi içime bakarak sorunun bu uygulayıcı da olduğu sonucuna vardım. Kırıldığım için utanıyordum, çünkü “kırgınlık” bir takıntıydı. Ancak tamamen sakinleşene kadar bu konu üzerinde çalışmaya devam ettim.
Falun Dafa Bana Bilgelik Verdi
Birkaç gün sonra gerçeği açıklarken Zhuan Falun'dan bir paragraf aklımda belirdi:
“Buda Okulu, insanları kurtarmanın hiçbir koşula bağlı olmaksızın yapıldığına inanır ve neye mal olursa olsun, bunu hiçbir karşılık beklemeden yapar. Bu yüzden, biz de uygulayıcılar için birçok şey yapabiliriz.” (Zhuan Falun, Birinci Ders)
Şok olmuştum. Shifu bizi kurtarmak için bizim için koşulsuz birçok şey yapmıştı. Bu nedenle kayıtsız şartsız Fa'yı takip etmeliydim. Çabalı bir şekilde Fa çalışmalı ve kararlı olmalıyız. O an doğru düşüncelerden yoksun olduğumu fark ettim.
Shifu diyor ki:
“‘Düşüncelerin doğru olmaması’ ne demektir? Bununla, kişinin zor zamanlarla karşılaştığı her defasında, kendisini bir uygulayıcı olarak görememesi kastedilmektedir.” (Zhuan Falun, Altıncı Ders)
Kendi kendime, “Kalbimde her zaman Dafa’yı tuttum mu? Herhangi bir sorunla karşılaştığımda hep Shifu’ya ve Dafa’ya gerçekten inandım mı?” Cevabım hayırdı, bunun yerine, kendimi sefil, üzgün ve mutsuz hissetmiştim. Diğer uygulayıcılar hakkında şikâyet ediyor ve kendimi çaresiz hissediyordum. Bu duygular, düşüncelerimin gerçekten doğru olmadığını yansıtıyordu.
Bu düşüncenin çıktığı anda günlerdir taşıdığım ağır yük ortadan kaybolmuştu. Rahatlamıştım ve zihnim açıktı.
Fa'yı çalışıyordum ve Shifu’nun şiirinde söylediği gibi içime bakmaya devam ettim:
“Bir uygulayıcı olarak,
Kişi daima dönüp kendi hatalarına bakmalıdır
Takıntıları yok etmenin en etkin yolu budur
Sıkıntıları es geçmenin hiçbir yolu yoktur, ister büyük ister küçük olsunlar.
[Bir sıkıntı esnasında]
"O haklı,
ben haksızım" yaklaşımını hatırlayabilirsen
Geriye tartışacak ne kalır?”
(Hong Yin lll, ‘Kim Haklı Kim Haksız’)
Gelişme İçin Engel
Falun Dafa’yı uygulamadan önce, iyi ve sakin bir insan olduğuma inanıyordum. Ancak arkadaşlarım benim her zaman haklı olma isteğimi gördüler.
Falun Dafa’yı uygulamaya başladıktan sonra, bir çalışma kampında gözaltında tutulduğumda bile, sakin ve huzurlu kalmaya çalışıyordum. Kendimi geliştirmek zorunda olduğumu biliyordum ama en azından “karakterimin” yeterince iyi olduğundan emindim.
Kendimi Fa ile ölçtüğümde, gelişmemi sağlayacak birkaç fırsatı kaçırmıştım. Birkaç uygulayıcı benim sorunumu işaret etmişti. Yüzeyde mütevaziydim ama sadece kabul ettiğim (işime gelen) sorunları yok ediyordum. İyi yaptığımı sanıyordum ve kendimi savunmadan eleştiriyi kabul ediyordum. Artık bu bencilliğimi bırakmam gerekiyordu.
Daha da içime baktığımda, kıskanç olduğumu da öğrendim. Uygulayıcı kendi eksiklerini anlatırken şunları düşünmüştüm: “Bu kadar uzun süredir uygulama yapıyor olmasına rağmen, nasıl hala böyle davranabilir?”
Beni eleştirdikten sonra “Kendi iyi uygulama yapmıyorken, nasıl beni eleştirebilir?” diye düşündüm. Bana söylediklerini diğer uygulayıcılara anlatmasından ve yüzümü kaybetmekten (küçük düşmekten) endişe ettim. Bu adeta benim için bir dönüm noktası oldu. Kıskançlığımı yok etmek zorunda olduğumu biliyordum.
Sonunda bir uygulayıcı sorunlarıma işaret ettiğinde, bunu insani düşünce ile değil de sadece ve sadece Fa ile değerlendirmem gerektiğini anladım.
Çince metin: http://www.minghui.org/mh/articles/2014/11/21/面对严肃批评-把心摆正-300543.html
İngilizce metin: http://en.minghui.org/html/articles/2014/12/3/147141.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.