Mayıs ayı yaşam ve hareketlilik ile doludur. Dün gece gök gürledi, yağmurlar yağdı ve havadaki bütün kiri aldı götürdü. Bugün hava tertemiz, güneş pırıl pırıl, toprak, otlar ve çiçekler mis gibi kokuyor. Bilgisayarımdayım, kendimi çok mutlu ve rahat hissediyorum.
Liseye giderken bir karahindiba (havada tüy tüy uçuşan bir çiçek çeşidi) hakkında okuduğum bir şiiri hatırladım. Anlamı hemen hemen şöyleydi: Bu tüy çiçekleri nereden geliyor? Geldikleri yerden geliyor. Tüy çiçekleri nereye gidiyor? Gittikleri yere.
Şiir kafamı karıştırmıştı, çünkü tüy çiçeğinin nereden geldiği, nereye gittiği hakkında açık ve net bir şey söylemiyordu.
Birçok insan hayatın belirsizlikleri, iniş ve çıkışları karşısında içlerini çekip dururlar. Küçüklüğümüzden bu yana bir sürü sorular sorar dururuz: Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Binlerce yıldan beri bizler için hayatın anlamını araştırmak, insanın orijini ve nereye gittiği konusu bitip tükenmeden konuşulan bir konu olmuştur.
Hayatın anlamını araştırmak isteyen diğer birçokları gibi, bende bir ara kendimi bu konu hakkında bilimsel araştırmalar yapmaya vermiştim. Fakat yaptığım bu araştırmalar cevaplar bulmayı bir tarafa bırakın, daha fazla sorular ve kuşkularla karşılaşmama neden oldu ve aslında bilimin hayatın kendisi hakkında ne kadar da yüzeysel kaldığını anladım. Bu defa da felsefe ve dinlerle ilgilenmeye başladım, fakat hala bulmak istediğim cevapları bulamadım.
Bir gün Falun Dafa ile karşılaştım. Falun Gong uygulamasının ana metni olan Zhuan Falun benim sorularıma cevap verdi, bütün şüphelerimi yok etti. Aynı zamanda da hayatın anlamını gerçekten anlamama ve evrenin prensiplerini de öğrenmemi sağladı. Doğruluk, Merhamet, Hoşgörü vücudumu ve zihnimi temizlemeye başladı, endişelerimi yok etti, hayatımı anlamlı kıldı ve en sonunda geri dönmem gereken yere dönebileceğim konusunda güvence verdi. Falun Gong uygulamasının bana verdikleri sözlerle anlatılamayacak kadar çok.
Şimdi birçok kişi Falun Gong’a gerçek bir hayranlık geliştirdi. Bunca işkence ve baskılardan sonra hala tüm dünyada böylesine yayılmasını ve hala nasıl bu kadar güçlü olabildiğini görerek insanlar bunun altında yatan nedenin ne olduğunu merak ediyorlar.
Falun Gong uygulayıcıları hayatın gerçek anlamını ve evrenin prensiplerini bir kere anladıktan sonra Çin Komünist Partisinin onları, yalanları ve işkenceleri ile inandıkları şeylerden ve yeni elde ettikleri bu yaşama sevincinden geriye döndürmesi diye bir şey asla söz konusu olamaz.
Bazı insanlar Falun Gong çok iyidir diye düşünüyor olabilirler, fakat aynı zamanda da kendilerinin Falun Gong uygulamasının pek de olanaklı olmadığını da düşünüyorlar. Bakmaları gereken aileleri, her gün gitmeleri gereken işleri var. Bu yüzden de bu kadar işlerinin arasında sakin bir zaman bulup Falun Gong uygulamanın imkânsız bir şey olduğunu sanıyorlar. Aslına bakacak olursanız, geçmişte gerçeği bulmak için yaptığım araştırmalarda gündelik hayatıma devam etmemi engellemeyecek fakat aynı zamanda da beni geliştirecek bir şeylerin arayışındaydım. İşte Falun Gong tam olarak böyle bir uygulama. İnsanlara yüksek seviyelere doğru gelişmekte rehberlik ederken, uygulayıcıların normal yaşamlarına devam etmeleri gerekir.
Bu inanılmaz bozulmuş düzende, insanların ahlaklarının bu denli bozulduğu, çıkarların ve sadece kendini düşünmenin hat safhada olduğu bu dönemde, umarım daha fazla insan Doğruluk, Merhamet, Hoşgörü’nün kıymetini anlar ve rüzgârda bir bu yana bir o yana sürüklenen bir tüy çiçeği olmayı seçmez.
* * *
Here is the article in English language:
http://en.clearharmony.net/articles/a33096-article.html
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.