Uygulama yolunda her birimiz çeşitli sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Geçmişten gelen karmalarımız yüzünden maddi manevi acılar çekiyoruz. Bu karmaları ödeyebilmek için daha ne kadar sıkıntı çekeceğimizi veya çekmeyeceğimizi bilmiyoruz.
Shifu ‘’Biz De (erdem) kazanmaya çalışmayız, De’yı korumaya inanırız’’ diyor. Dolayısıyla genlerle, önceki yaşamlardan veya uygulayıcı oluncaya dek getirdiğimiz karmalarımız bir dağdan bile daha yüksekken ve de bunu biliyorken yenilerini eklemeye çalışmayız.
Bizim ortamımız en saf, en temiz, en doğru, en merhametli ortamdır. Gerçek uygulayıcılar bunu suistimal etmez. Her uygulayıcı kendi oto kontrolünü sağlar, yani içine, doğru bir şekilde bakar, büyük bir hata yaptığını anladığı zaman onu düzeltinceye kadar kendisini geri çeker, diğer uygulayıcıları bunu söylemek zorunda bırakmaz. Ancak kişi eğer sebep olduğu zararın farkında değilse bu ona söylenebilir, düzeltmesi için ona farklı bir ortamda fırsat verilebilir, isterse yardım edilebilir. Diğer uygulayıcılara engel yaratmak ve onları meşgul etmek de çok büyük karma yaratır. Zaten Shifu: ‘’Gerçekten uygulama yapan bir kişi yaşadığı testlerden dolayı düşmez ‘’diyor.
Herkes, bu toplumda insanların neden bir türlü yanlışlara karşı duramadığını anlamakta zorluk çekiyor. Çünkü diyor Shifu: ''Bu sınırsız kozmos içindeki seviye seviye varlıklar, bütün bu şeytani olaylar gerçekleşirken, bu olayların şeytaniliğini algılayamadılar. Bunun sebebi, bütün varlıkların bozulmasıdır. ''
2001 Kanada Konferansında, Shifu ''Günümüz insanları kendi çarpık düşüncelerinin farkına varamıyor, çünkü insanların en temel doğaları değişmiş durumdadır. Hangi xiulian uygulama yolu benimsenirse benimsensin, sadece farkında olabildikleri şeyleri değiştirebilir, en derin doğalarındaki çarpıklaşmış şeyleri değiştiremezsiniz.'' diyor.
Shifu şöyle devam ediyor, ‘’Peki, eğer onların bütün bu ayarlamaları kabul edilmezse, iyi davranamamış olan uygulayıcıların Tamamlanmaya doğru uygulama yapmaları doğru mu? Hayır, doğru değil. Eğer bu gerçekleşmemiş olsaydı, tüm canlılara merhametli çözümler sunabilir ve onların hepsinin Tamamlanma standartlarına ulaşmasını sağlayabilirdim. Fakat bu şeytani sıkıntı gerçekleşti. Çok sayıda uygulayıcı, Dafa'yı onaylamak, gerçeği açıklamak ve dünya insanlarını kurtarmak için değişik biçimlerde kendini ortaya attı. Bazıları tutuklandı, dövüldü veya zulümden öldü; hatta Shifu'ya bile zehirli yalanlarla saldırdılar. Yaşamın ve ölümün karşısında, uygulayıcılar ileri adım atacak cesareti buldular -her şeyi kaybetmeyi göze alarak ileri adım attılar- ve bir Dafa uygulayıcısının yapması gereken, muhteşem olan her şeyi yaptılar. Öte yandan ileri adım atamamış olanlar, kendilerini saklayanlar ve sahip oldukları anlayışta şeytani varlıklarla aynı tarafta yer alanlar nasıl hala Dafa uygulayıcıları olabilirler? Düşüncelerinde, Dafa'ya zulüm eden o şeytanla taraf olanlar ve kötü şeyler yapanlar hala Dafa uygulayıcısı olabilirler mi? Onlar Tamamlanmak için gerekli olan diğerlerinin sahip olduğu o kudretli erdeme sahipler mi? Dahası, Tanrılar insanlar gibi değillerdir. Örneğin; bazı uygulayıcılar tutuklandılar ve hapsedildiler. Şiddetli zulme dayanamadıklarında pişmanlık ifadesi yazdılar. Fakat içlerinden şöyle düşünüyorlardı: "Bu onları aldatmak için. Çıktığım zaman yine uygulama yapmaya devam edeceğim. Yine Fa'nın doğruluğunu anlatıp Tiananmen'e gitmeye devam edeceğim." Fakat bu kabul edilemez bir şeydir. Çünkü bu türde bir fikir, insanların dünyada yozlaşmasının ardından geliştirilmiş bir fikirdir. Ama Tanrılar böyle değillerdir. Onlar böyle düşünceler taşımazlar. Bir yola karar verdiklerinde kesinlikle ona bağlı kalırlar.”
----------------------
Shen Yun grubu Türkiye’ye geldiği zaman onların her sabah gösteriye çıkmadan önce egzersiz yaptıklarına şahit olduk. Hatta ilk gün erkek dansçıların kulisinde bir dansçının mp3’ten egzersiz müziğini açıp o kadar valizin arasında egzersizleri yaptığını gördüğümde bu durum bana tuhaf gelmişti. Sonradan anladım ki belki de o günkü egzersize katılamamıştı ve bunu tamamlamak için orda egzersiz yapıyordu. Shifu’nun söylediği gibi uygulama yapmak için herhangi bir koşul yoktur. İnsan her koşulda uygulama yapabilir.
Özellikle Dafa için yapılacak çalışmalardan önce mutlaka Fa çalışmalı, egzersiz ve - veya doğru düşünceler göndermeli. Yoksa yapılan işler sıradan insan işlerine benziyor. Fa’ya çalışmadığı zaman bir uygulayıcının zihni kolayca ve çok hızla Dafa’dan uzaklaşabiliyor. Bu durum yapılan işin sonucunu da etkiliyor.
Fa’ya çalışma konusunda herkes kendisine ve diğer uygulayıcılara karşı sorumlu. Bana göre Fa’ya çalışmayan, bir kişi Dafa projeleri için de herhangi bir şey yapmamalı. Çünkü sıradan insan zihnini yaptığı işe (veya yazıya) aktarmış oluyor.
Uygulama yapan bir kişinin zihni daha net, daha berrak, daha sakin, daha bütünleşmiş , kolay etkilenmeyen , doğruyu yanlışı görebilen bir duruma ulaşıyor. Dolayısıyla bu durum yapılan işin daha iyi sonuç vermesine neden oluyor.
Yazılanlar şu andaki anlayışımı ifade etmektedir. Seviye değiştikçe anlayış da değişecektir.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.