Zhu Yuanzhang (M.S. 1328-1398), yoksul köylü bir aileden geliyordu, 1352’de Yuan Handenlığının Moğollara karşı isyancı ordusuna katılmadan önce çoban bir çocuk, dilenci ve bir rahip olarak zor bir hayat geçirdi. Birkaç yıl içinde yükseldi ve kendisini önemli bir askeri figür olarak sivriltmeyi başardı. Zayıf eğitimine rağmen, olağanüstü kavrayışı birçok entellektüeli danışmanlık çevresine davet etmesine ve onların dikkatini çekmesine rehber oldu; bu arada resmi geleneksel Çin dilini, Konfüçyüs klasiklerini, devlet yapısını ve Çin tarihini danışmanlarından öğrendi. 1367’de Zu, diğer isyancıları bozguna uğrattı ve Güney Çin’i birleştirdi, böylece Yuan hanedanlığında Moğollara karşı isyanların tek ulusal lideri haline geldi.
Ocak 1368’de Zhu, kendisini Ming (“aydınlık, parlayan” demek olan) Hanedanlığı İmparatoru ilan etti, Hongwu ünvalıyla (“Olağanüstü Savaşçı, veya Büyük Savaşçı”). Başkentini Nanjing’te kurdu ve ordusunu Moğolların hala hakim olduğu kuzeyi ele geçirmek için gönderdi. Ordusu, Ağustos 1368’de Moğolların başkenti Khanbaliq veya Dadu’yu (sonradan Beijing olarak adlandırıldı) aldı, ve resmi olarak Moğolların Çin’de hakimiyetini sonlandırdı. Zhu tarafından kurulan Ming hanedanlığı, Çin’de 270 yıldan fazla hüküm sürdü.
Zhu’nun ordusu Yuan handeanlığının başkenti, Dadu’yu aldığında, generalleri onu saraydan ve şehirden elde ettikleri zarif mücevherlerle sundular. Kraliçe: “Tüm bu mücevherler gerçekten değerli, fakat nasıl olur da Yuan Hanedanlığı yine de başkentini kaybeder, böyle mücevherlerle bile?” Sözlerine devam ederek, “Biz imparator ve kraliçeyiz, fakat alçakgönüllü doğamızı asla unutmamalıyız. Duydum ki lüks kibire sebep olur, ve ihmal tehlike getirir. Bu nedenle her zaman aklımızı görünmeyen zorluklara karşı hazır tutmalıyız, barış zamanlarında bile. Efendim, size ülkenize hizmet etmek için tüm yetenekleri diliyorum.”
Zhu onun sözlerini takdir etti ve yeteneklerin önemini onayladı, asla lükse boyun eğmeyeceğine taahhüt etti. Hemen kendisine servet sunulmasını yasaklayan bir kararname yayınladı ve ulus çapında yetenekleri göreve aldı.
Gençliğinde Moğol hakimiyetinde sefalet içinde olan Zhu, birçok politika uygulayarak insanların yaşam kalitesini artırmasına ve ekonominin düzelmesine yardım etti. Yerel kademelerde Neo-Konfüçyüsçü okullar kurulması emrini verdi. Bilim adamları ve öğrenciler sivil hizmete girebilmeleri için devlet tarafından finanse edildi. Her seviyedeki sınavlar devletteki en iyi yetenekleri seçmek için tanıtıldı. İnsanların vergi yükünü azaltmak için, askeri gruplara mahsul yetiştimeleri adına huzurlu bir şekilde kendilerini destekleyecek toprak verildi, weisu adında bir system ile. (“koruma görevi”). İdari yolsuzluğun neden olduğu sefaletin bilinciyle Zhu, suçluları derisini yüzmek ve halkın içinde ölene kadar kalın bamboo sopalarıyla dövdürmek gibi acımasız tavırla cezalandırdı. Görevi kötü kullanma konusundaki böyle vahşi cezalardan kendi akrabaları bile muaf değildi.
Saltanatının ilk zamanlarında Zhu, ekonomiyi savaştan sonra iyileştirmek adına, yolsuzluktan güç sahibi olanları engellemek için katı yasal çerçeveler kurdu. Komşu ülkelerde çay nadir olduğundan, kuzeybatı ve güneybatı sınırlara, Ming devleti çayı kısıtlanmış ihraç ürünü olarak belirledi. Çayın sadece devlet tarafından diğer ülkelerle atlar için ticaretinin yapılabileceği, ve çay kaçakçılığı aktivitelerine ölüm cezasını şart koşan “Çay Yasası”na karar verdi. Ayrıca, Yasa aynı zamanda çay kaçakçılığında ihmalkar olan sınır memurlarının şiddetli bir biçimde cezalandırılacağını vurguladı.
İmparatorun damatlarından biri batıya diplomatik görevlerden birindeydi, ve pozisyonunun avantajlarını kullanarak büyük kar için sınır dışına çay kaçakçılığı yapıyordu. Düşük rütbeli bir memur dışında hiç kimse onu durdurmaya cesaret edememişti, fakat o da hizmetkarları ve korumaları tarafından dövülmüştü. Memur durumu imparatora açmaya karar verdi. Zhu, görevini kötüye kullanma konusunda çok öfkelendi ve damadı ile suç ortaklarının halkın önünde ölüm cezasına çarptırılması emrini verdi. Yerel memuru ise ödüllendirdi. Zhu’nun “hiç kimse yasadan üstün değildir” hikayesi bugüne dek saygınlık kazanmıştır.
Hayatı boyunca Zhu Yuanzhang devlet reformu konusunda olağanüstü bir gayretle çalıştı. Alçak gönüllü doğasından ve gençliğinde zayıf eğitim alışından, okullar kurarak ve çeşitli seviyelerde sınavlar oluşturarak, vilayetten ulusal seviyelere kadar, ülkeden yetenekleri seçmeye kendini adadı. Askeri işleri kontrol etmeleri için, askeri generallerin güçlerini kısıtlamak adına sivil hizmetkarlar atadı. Weisu (“koruma görevi”) sistemi kurarak halkının vergi yükünü azalttı. Sarayda devlet işlerine engel olmaması için katı bir şekilde harem ağalarını yasakladı. Görevi kötüye kullanmaları yolsuzlukları yok etmek adına şiddetli bir şekilde cezalandırdı. Ayrıca, ulusal yasa sistemini düzene sokmak için Büyük Ming’in Kanunnamesi’ni veya Büyük Ming Yasaları’nı yayınladı. Asıl amacının saltanatı döneminde yüksek oranda merkezileşmiş bir sistem oluşturmak olduğuna inanılsa da, saltanatı döneminde aldığı önlemler; şeffaf bir kanunname, adil istikrarlı topluluklar, ekonomik refah ve insanlar için daha iyi bir hayat getirdi.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.