74 yaşındayım ve gençken ailem hakkında yüzyıllardır anlatılan bir hikayeyi hiç unutmadım.
Qing Hanedanlığı döneminde imparator Kangxi, Chifeng ve Hebei bölgesi arasında bir yere vahşi hayvanlar avlamak için gitmişti. Kangxi 90 yaşı üzerinde olan bir lama (Tibetli budist rahip) ile karşılaşmıştı ve sordu, “Burada ne yapıyorsun?” Lama cevapladı, “İmparator burada zekat istememiz için izin verdi ve böylece Chengde bölgesinde Tibet’teki Potala Sarayına benzer bir tapınak inşa edebileceğiz.” İmparator Kangxi sordu, “Şimdiye kadar ne kadar paranız var?” Lama, “Çok az, çünkü burası seyrek bir nüfusa sahip.” diye yanıtladı. Biraz düşündükten sonra, İmparator Kangxi, “Pekala, sana ve ailene çiftçilik yapabilmeniz için 750 dönüm arazi vereceğim. Çiftlik ürünlerini satmaktan elde edeceğiniz para ile tapınağınızı yapabilirsiniz.” Lama imparatorun kararını takip etti. Tapınak inşa edildiğinde 100 yaşının üzerindeydi.
Lama ölmek üzereyken, üç kardeşini alarak, “Ben sizi terketmek üzereyim. Yaşam harcamaları dışında hiçbirşeyi tutmayın ve geri kalanı devlete verin. Ailemiz bu düzenleme ile üç nesil daha devam edecek. Bundan sonra bu düzenlemede değişiklikler olacak.” dedi.
Sözlerin devam etti, “Fakat, Buda’ya olan inancımız devam etmeli. Her nesilde ailemizin bir kolunun dört kardeşi olacak, diğer yandan diğer kolunun nesli devam etmeyecek. O zaman çiftçilik yapmak için ineklere ihtiyacımız olmayacak ve başka bir çeşit gübrelemeye sahip olacağız.” Sonra, önceden şunu haber verdi, “Adı Li olan bir aziz, gelecek ve Falun Dafa’yı yayacak. O zaman ailemizde hiç lama olmayacak, fakat ailemizin üyelerinden biri Falun Dafa uygulayacak. Falun Dafa ile karşılaşmak ve uygulayabilemek kolay değil. Önceden belirlenmiş bir ilişki olmalı ve bu kişi kutsal olmalıdır. İyi olun ve ne olursa olsun ahlak standartlarına uyun.”
Gerçekleşen Bir Efsane
Aslında, her nesilde birimiz dört çocuğa sahip olduk diğerimiz ise hiç. Benim neslimde en büyük kardeşimin hiç çocuğu yok. Falun dafa uygulayabildiğim için çok şanslıyım.
Acentem tarafından 1980lerde qigong öğrenmem istenmişti, böylece iş arkadaşlarıma da öğretebilecektim. Qigong’un birçok çeşidi var,dı fakat hiçbirisi vaadettiklerini yapmıyordu. Bu sebeple, qigong uygulamak ve öğretmek istemedim.
Eşim sonra akrabalarından Falun dafa’yı öğrendi ve ilk dört egzersizi yaparken bir enerji alanı olduğunu hissetti. Aynı zamanda egzersiz müziğini de sevdi. O zamanlar tek kitap Falun Dafa’nın Büyük Tamamlanma Yolu idi. Onu okudum ve gerçekten uygulama teorisini öğrettiğini ve egzersizleriçok net açıkladığını gördüm. Falun Dafa egzersizlerini aynen kitaptakileri takip ederek yapmaya başladım. Egzersizleri yaptığımda, başından vücudumun her yerine yayılan ılık bir akım hissettim. Usta’nın bana yardım ettiğini biliyordum. İki gün sonra, eşim Falun Dafa uygulama merkezinden eve Zhuan Falun kitabını getirdi. Onu okumaya akşam 4’te başladım ve sabah 9’da bitirdim. Karnımda hareketler hissedebiliyordum ve biliyordum ki bana bir Falun verilmişti.
Mucizeler Deneyimlemek
Uygulamamın ikinci ayında, yatakta uzanırken, hareket edemiyordum. Göğsümün sol tarafının açıldığını ve kalbimde hareketler olduğunu hissediyordum. Bir süre sonra açılan yer kapanmış gibiydi. Benim yorumum Usta’nın kalbimi iyileştirdiği yönündeydi, çünkü koroner kalp hastalığından müzdariptim. Yaklaşık yarım ay sonra, aynı şey yatakta uzanırken oldu ve kıpırdayamadım. Bu sefer Falun’un tüm vücudumda hareket ettiğini hissettim. Sonra, bu birçok kereler 2002’ye kadar tekrar etti, ve tamamen durdu. Usta’nın büyük merhametinden çok etkilendim.
Dafa uygulamaya başlamadan önce, kalp problemi, yüksek tansyon ve artrit gibi birçok hastalığım vardı. İki aylık uygulamadan sonra, tüm hastalıklarım kayboldu. Artık yorulmadan uzun mesafeler yürüyebiliyordum. Fiziksel bir check-up’tan sonra, doktor bana kalbimin 30 yaşında bir insan gibi çalıştığını söyledi.
Ağustos 2008’de karşılaştığım bir olay daha oldu. Bir arkadaşımla birlikte bir şehre yolculuk yapıyordum. Yolda keskin bir dönüş noktasında büyük bir kamyonla traktörün çarpıştığını gördük. Kamyon yokuşta duruyordu. Pencereleri kırılmıştı ve sürücü yüzünde kanlar akarak bayılmıştı. Traktör mısır yükü taşıyordu. Arka lastiği çimento iskelesine yakalanmıştı, ön lastiği ise havaya kalkmıştı.
Beş veya on dakika kadar sonra, traktör şöförü traktörden indi ve cebinden bir tılsım çıkardı. Gözlerinden yaşlar iniyordu ve bağırarak, “Falun Dafa iyi. Usta beni kurtardığın için sana minnetarım.” diyordu.
Dört polis memuru geldi ve bir tanesi sordu, “Sen Falun Dafa uygulayıcısı mısın?” Şöför cevapladı, “Falun Dafa uygulayıcısı olan bir bayan, bana bu tılsımı verdi. Bana güvenliğim için ‘Falun Dafa iyi’ sözlerini sık sık tekrarlamamı söyledi.”
Memurlar bundan sonra sessiz durdular. Çekici kamyonu enkazı kaldırdı. Traktör şöförü orayı terkederken, onun da Falun Dafa uygulamak istediğini söylediğini duydum.
İngilizce metin: İngilizce Metin İçin tıklayınız
Çince metin: Çince Metin İçin tıklayınız
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.