Güneybatı Çin’de geçtiğimiz günlerde yapılan bir duruşmada, bir devlet savcısı, Çin ruhsal disiplin sistemi olan Falun Gong’un yasaklanması ve cezalandırılması için hiçbir yasal dayanak bulunmadığını dolaylı olarak ifade etti. Bu ifade yaklaşık 20 yıldır resmi olarak suçlanan ve uygulayıcıları şiddetli bir saldırı altında bulunan Falun Gong’a karşı çok sıra dışı bir ifade olarak kabul edildi.
23 Aralık tarihinde, Falun Gong uygulayıcısı Zhang Jun ve onun savunma avukatı Chongqing şehrindeki Ba’nan ilçe mahkemesinde bir duruşmaya katıldı. Zhang Jun 24 Mayıs’ta uygulama ve Çin’de uygulamaya karşı nasıl davranıldığı ile ilgili insanlarla konuşuyordu. Zhang Jun’un Chongqing’den avukatı güçlü bir savunma yaparak davayı müvekkili için sorguladığında, savcı, Ekim 1999 tarihinden beri uygulamayı resmi olarak tanımlayan ‘sahte bir din’ ifadesini kullanarak: “ Falun Gong’un ‘sahte bir din’ olduğunu kanıtlayabilecek hiçbir delil bulamadık ve Falun Gong’u ‘sahte bir din’ sayabilecek hiçbir yasa ya da yönetmelik de bulamadık” dedi.
Minghui sitesine göre, savcının ifadesi, kendisinin daha sonra bu ifadeyi imzası ile doğrulamasıyla, dava kayıtlarına geçirildi. Minghui sitesi avukatın güvenliğini düşünerek kimliğini açıklamadı.
Savcının ifadesi, 17 yıldır Falun Gong uygulayıcılarına karşı devlet tarafından sürdürülen kampanyayı resmi bir oturumda yasa dışı olarak kabul etmesi bakımından önemli. Çin hukuk sistemi, uygulayıcıları, 300. madde altında suçluyor: “ Kanunun uygulanmasını sahte bir din kullanarak zafiyete uğratmak.”
Uygulamaya karşı yürütülen mücadelenin önemli bir çoğunluğu, yine de, yargı sisteminin dışında gerçekleşiyor ki bunlar da işten atılma, mülklerinin ellerinden alınması, adam kaçırma, zorla “yeniden-eğitim” sınıfları, aşırı işkence ve araştırmacıların söylediğine göre rızasız organlarının zorla alımı gibi uygulamalar.
Davalarda uygulayıcıları savunan avukatlar 300. madde’nin çok belirsiz olduğunu hatta anayasaya aykırı olduğunu söylüyorlar. Yıllar boyunca Çin hükümeti bu maddenin hukuka aykırılığını ret ederek, savunma stratejilerinin merkezi yaptı.
Örneğin Falun Gong uygulayıcısı Zhang Jun’un davasında savcı, Zhang Jun’un evinden alıkonmuş bilgisayar hafıza kartlarını ve flash diskleri suçlayıcı delil olarak gösterdi.
Zhang Jun’un avukatı, Çin yasalarına göre dijital depolama cihazlarının, üzerlerinde çok kolay değişiklik yapılabildiği için, kanıt olarak kullanılamayacağını ileri sürdü. Avukat aynı zamanda Falun Gong materyallerinin insanlara toplumun yararı için “şefkatli olmalarını ve gerçekleri açıklamalarını” söylediğini ve bu yüzden de “kanıtların” Zhang Jun’un suçsuz olduğunu kanıtladığını ileri sürdü.
Savcının Falun Gong’u “sahte bir din” olarak tanımlaması için hiçbir yasal dayanağı olmadığını kabul etmesi, şu anda 300. madde’nin Zhang Jun’a karşı kullanamayacağı anlamına geliyor.
Çin’deki sayısız yetkili hakkında insanlık suçu işledikleri iddiası ile yasal şikayette bulunan Washington merkezli İnsan Hakları Hukuk Vakfı’nda araştırma ve politika yöneticisi Yiyang Xia’ya göre savcının, Falun Gong’u ‘sahte bir din’ olarak tanımlamak için hiçbir yasal dayanağının olmadığını kabul etmesi, 300. maddeyi Zhang Jun’a karşı kullanamaması anlamına geliyor.
Yiyang Xia “Savcı, olguları bu şekilde ifade ederek, bu cezalandırmanın hukuki olmaktan ziyade, Falun Gong uygulayıcılarının en başından beri itiraz ettiği gibi politik bir kampanya olduğunu kanıtlamıştır” dedi.
Yiyang Xia savcının bu ifadede büyük olasılıkla kişisel görüşünü yansıttığını ve bu durumun da resmi politikadaki bir değişikliğe henüz işaret etmediği anlamında geldiğini sözlerine ekledi.
Çin Komünist Partisi eski lideri Jiang Zemin, Falun Gong’a karşı 20 Temmuz 1999 tarihinde, 10.000 uygulayıcının Nisan ayında Pekin’deki barışçıl protestosuna atıfta bulunarak bu ruhsal uygulamanın Parti iktidarını tehdit ettiğini ifade ederek bir zulüm kampanyası başlatmıştı. Bu zulüm kampanyasından önce Parti ve Falun Gong kaynaklarına göre Çin’de yaklaşık 70 ila 100 milyon Falun Gong uygulayıcısı vardı.
Şu anda Kanada’da yaşayan eski Yargıtay Hakimi Xie Weidong, savcının vicdanı ile davrandığına inandığını ama Xi Jinping yönetiminin yargıdaki yetkililerin hüküm verilen davalarda hesap verebilir olmaları konusunda yasal reformlar çerçevesinde yaptıkları çağrıyı dikkate alarak aynı zamanda kendisini korumak için yapmış olabileceğini ifade etti.
Xie Weidong Çin’deki yetkililerin “delil yetersizliği”ni Falun Gong davalarını ret etmek için kullandıklarını ve kamu güvenliği yetkililerinin suçlamaları yürürlüğe koymak için hiçbir gerçek yasal dayanakları olmadığı için uygulayıcıların sonunda serbest kaldığını söyledi.
Bu davalar Minghui tarafından 2016’da bu tipte yaşanan pek çok olayı örnek gösteren bir rapor ile belirtildi.
Pekin’de yaşayan ve pek çok Falun Gong davasına bakan bir insan hakları avukatı olan Yu Wensheng, şu anda Çinli hukuk yetkililerinin yasal açıklamaları ve “suçsuz” savunma beyanlarını dinledikten sonra Falun Gong’u ve onun meşruluğunu çok daha iyi anladıklarını söyledi. Bu yüzden de bazı yetkililerin vicdanlı davranarak Falun Gong lehine kararlar verdiğini ifade etti.
Yu Wensheng son yıllardaki toplu tutuklamalara atıfta bulunarak bu bir avuç olumlu sonuçlanan davanın Çin komünist rejiminin Falun Gong üzerindeki baskısını gevşettiği anlamına gelmediğini söyledi. 7 Aralık tarihinde polis, Tianjin’de yaklaşık 20 uygulayıcıyı tutuklamıştı. Wensheng; “Çin Komünist Partisi var olduğu sürece gerçek bir inanç özgürlüğü olmayacak” dedi.
Gerçekten de savcının beklenmedik ifadelerine karşın, Falun Gong uygulayıcısı Zhang Jun’un davası henüz bitmedi.
Hakim 23 Aralık’ta yapılan davanın kararını onu serbest bırakmadan ikinci kez erteledi. Zhang Jun Ba’nan İlçe Tutuklama Merkezi’nde tutuluyor ve kendisini ya mahkum edecek ya da serbest bırakacak davanın sonucunu bekliyor.
Kaynak: The Epoch Times
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.