Kuzey ve Güney Hanedanlıkları döneminde, Wutai Dağı'ndaki Lingjiu Tapınağı'nda ikamet eden üç genç keşiş vardı. Wutai Dağı ünlü bir Budist dağ olarak bilinirdi. Üç keşiş, Wutai Dağı'nda yaşadığı söylenen ölümsüzleri araştırmaya başladı. Erzaklarını doldurdular ve yolculuklarına başladılar. Sayısız sık ormanlardan geçtiler ve hemen hemen tüm erzaklarını yediler, acıktıklarında ağaç yapraklarını tüketmek zorunda kaldıkları halde ölümsüzleri görmeye kararlıydılar.
Üç genç keşiş dağın dört bir yanında üç ay boyunca arandılar. Bir gün bir ağacın altında dinlenirken, olağanüstü bir aura yayan büyük bir adam gördüler. Adama yaklaştılar ve ona ölümsüz müsün diye sordular. Adam onları görmezden geldi ve yürümeye devam etti. Bir mağaraya girene kadar adamı takip ettiler. Mağaranın dışında onu beklediler. Bir süre sonra, yukarıdaki bulutlardan zarif görünümlü bir adam indi, ve üç genç keşişi mağaraya girmeye davet etti. Mağarada kısa bir yürüyüş yaptıktan sonra mağaranın iç kısmı değişti, Artık dünya da değillerdi, ancak çarpıcı bir manzaranın olduğu muhteşem başka bir dünyaya girdiler. Karanlıkta ışık saçan parıldamalar, uzakta hazine dolu birkaç düzine mağaraya yumuşak bir parlaklık kazandırıyordu.
Keşişler, cennet gibi bir dünyaya girdiklerini gördüler ve böylece şık görünümlü adamın onlara öğretmesini istediler. Alışılmadık adam onlara bazı ilaçlı şaraplar verdi ve "Hepsini için, sonra size öğreteceğim." Üç genç keşiş yanıtladı "Biz Buda'nın öğrencisiyiz ve alkol içmeyiz." Adam soğukkanlı bir ifade ile "Şarap içmezseniz göksel varlık olmayı size nasıl öğretebilirim?" Genç keşişler kararlılıkla " İstekliyiz fakat, Buda Sakyamuni'nin koyduğu kurallar yücedir.
Şarabı içmek zorunluysa, o zaman ayrılmamız gerekecek. " Onlar orayı terk etmeye hazırlanırken, adam "Geç oldu ve seyahat etmek için iyi bir zaman değil. Geceleyin burada kalabilirsiniz. " diye onları kalmaya ikna etti. Her biri uyumak için bir mağaraya geçti ve orada kaldılar. Sürpriz olarak, adam gecede onlara eşlik edecek bazı güzellikler ayarladı. Her biri kendi kendilerine "Bize göksel varlık olmayı öğretecek birini bulmak için yola çıktık, bunun yerine şehvetin şeytanını bulduk" diye düşündüler ve bunları kabul etmediler.
Sonra bir araya gelip mağarayı terk ettiler. İlk birkaç mil boyunca geriye bakmadan çabucak yürüdüler, sonra bir delikanlı onlara doğru uçtu ve şöyle dedi: "Gördüğün adam bir Budist Ayyaştı. Siz kurallara sıkıca tutundunuz ve övgüye değer sınamalardan geçtiniz. Bu büyük Ustayı memnun etti. Bu yüzden her birinize olağanüstü birer hap verdi. ‘’ Mucizevi hapların dokusu beyaz yeşimlere benziyordu; Hapları aldıktan sonra havaya uçmaya başladılar ve sonra Lingjiu Tapınağı'na geri döndüler.
Hikayede, üç keşişin sadece güzel kızlar tarafından baştan çıkarılmakla karşı karşıya kalmış olması değil, aynı zamanda göksel yetenekler öğrenmek için ilaçlı şarap içmekle de karşı karşıya kaldılar. Bununla birlikte, kararlılıkla kurallara uyarak sonunda testleri geçtiler. Davranışları takdire şayandı.
Bugün ki uygulamanızda, her koşulda insan dünyasındaki başarıya ya da iblisler tarafından manipüle edilen diğer boyutlardaki kâr ve cazibeye karşı ne olursa olsun, inançla Usta’ya güvenin ve Dafa'ya sıkı sıkıya sarılın. Usta'nın bize öğrettiği Fa'yı sürekli olarak çalışın ve Usta’nın öğrettiği şeyi yapın.
İngilizce Metin İçin tıklayınız
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.