Eğer kendim deneyimlemiş olmasaydım, Heilongjiang Eyaleti, Harbin'deki cehennem gibi olan 2 Nolu Gözaltı Merkezi içindeki işkence ve zihinsel eziyetin şiddetini asla hayal edemezdim.
Çırılçıplak Sorulma ve Zıplamaya Zorlanma
Falun Gong'u uyguladığım için tutuklandım ve Harbin'deki 2 Nolu Gözaltı Merkezi'ne götürüldüm. Orada gözaltına alınan herkes, bir Falun Gong uygulayıcısı olup olmamasına bakılmaksızın ilk olarak iki mahkumun kişinin tüm kıyafetlerini düzinelerce başka mahkumun önünde çıkardığı ve onları bacakları geniş açıda açılmış bir şekilde üç kez zıplamaya zorladığı aşağılayıcı bir üst aramasına maruz bırakıldılar. Mahkumlar, orada gizli bir şey olup olmadığını görmek için özel bölgelerini de kontrol edeceklerdi.
Bazı durumlarda gardiyanlar, bütün uygulayıcıların iç çamaşırları da dahil olmak üzere kıyafetlerini tutuklandıkları polis merkezine verdiler. Uygulayıcıların aileleri onlara kıyafet gönderene kadar, giyecek hiçbir şeyleri yoktu ve diğer gözaltında tutulanlara istemedikleri giysileri olup olmadığını sormak zorunda kaldılar.
Hem erkek hem de kadın gardiyanların hepsi, uygulayıcıları hücrelerinde bulunan gözetleme kameralarından görebiliyorlardı.
Bir uygulayıcı hücreden ayrıldığı her seferinde, ya avukatlarıyla görüştükten ya da polisin sorularını cevapladıktan sonra geri döndüğünde, mahkumlar onları tekrar çırılçıplak soyar ve küçük düşürmek için zıplamaya zorlardı.
Fiziksel işkence
Oraya vardığımız ilk birkaç ayda, sabah saat 4.00'te kalkmaya ve bütün gün hiç hareket etmeden küçük bir taburede oturmaya zorlandık. Hareket etmemize izin verilen tek an tuvaleti kullanmaktı. Tuvalete giderken, gardiyanlar yürürken bizi eğilmeye zorladılar.
Her bir kişinin tuvaleti günde beş veya altı kez, ancak bir kerede sadece iki dakika kullanmasına izin veriliyordu. Eğer zamanında bitirmediysen, gardiyanlar seni tuvaletten uzaklaştırıyordu.
Bazı uygulayıcılar haftalar hatta bir ay boyunca tuvaletlerini yapamama problemi yaşamış olsalar da, gardiyanlar hala onları her gün üç tam öğün yemek zorunda bıraktılar, aksi takdirde onları zorla besleyeceklerdi.
Elimizdeki tek şey su gibi olan sebze çorbasıydı. Yiyeceklerin kalitesi sadece dışarıdan gruplar ziyarete geldiğinde iyi oluyordu. Ziyaretçiler gittikten sonra, yine aynı şeyi alıyorduk.
Gardiyanlar Falun Gong uygulayıcılarının kimseyle konuşmasına izin vermiyordu. Eğer iki uygulayıcının birbirleriyle konuştuklarını veya bir diğerine yardım ettiklerini bulmuşlarsa, uygulayıcıların birkaç gün boyunca sabahtan akşama kadar hücrelerini ve tuvaletleri temizlemeleri gerekirdi. Mahkumlar böyle hissettiklerinde bizi dövüp sözlü olarak istismar edebilirlerdi.
Hücreler o kadar kalabalıktı ki, sadece yan yatarak uyuyabiliyorduk, bütün mahkumlar yerde birbirlerine karşı sandviç gibiydi. Nefes almakta zorlanıyordum ve kalçalarım ve bacaklarım ağrıyordu. Uykuya dalmak çok zordu.
Her odanın girişinde bir öneri kutusu vardı, ama sadece bir dekorasyondu, hiçbirimizin kalem veya kağıt bulundurmasına izin verilmediğinden, endişelerimizi veya şikayetlerimizi ifade etmemize izin verilmiyordu.
Çince metin: http://www.minghui.org/mh/articles/2018/5/3/哈尔滨市第二看守所扒光衣服侮辱人格的“检查”-364880.html
İngilizce metin: http://en.minghui.org/html/articles/2018/5/10/169784.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.