Holywood'un en gözde kuaförlerinden biri olarak, Gabriel Georgiou'nun hayatı hayal edebileceğiniz kadar popülerdi: göz alıcı, yoğun ve ünlülerle dolu. 1990'lı yıllarda Gabriel Georgiou tonlarca para kazanıyor ve en havalı partilere gidiyordu. Cate Blanchett ve Robert Downey Jr. gibi isimlerle çalıştı. Saç stilleri kırmızı halıda dolaştı ve Vanity Fair ve Vogue'un sayfalarını süsledi. Her şeye sahipti.
Neredeyse her şeye
Görünürde Georgiou'nun milyonlarca kişinin hayran olduğu ve çok az kişinin ulaşabildiği bir yeteneği vardı. Ancak derinlerde başka bir Georgiou yaşıyordu; gençliğinde Budist ve Taoist kitaplara gömülen, memleketi Yunanistan'daki Athos Dağı'ndaki Ortodoks manastırlarını keşfeden, "hayat, evren, insanlar, ıstırap" hakkındaki sorularına cevap bulmak için "dışarıdaki pek çok tuhaflığa ve hileye" göğüs geren bir Georgiou.
Magnifissance ile yaptığı bir röportajda, "Kimsenin bana cevaplarını veremediği çok fazla sorum vardı" dedi. Gabriel Georgiou bir gün cevaplarını bulacaktı ama karanlık sokaklarda birkaç kez yanlış yola girmeden değil.
80'lerin sonunda parlak ışıkları takip ederek kuaförlük sektörüne girdi. Hollywood'a ve etkinliklerin A listesine girmeyi başardı. Ünlüler, sanat yönetmenleri ve yapımcılar Georgiou'nun doğal yeteneğini fark etti ve kısa süre içinde Drew Barrymore'dan Keanu Reeves'e ve Jessica Alba'ya kadar herkes onun stillerini istedi.
Georgiou,"sektördeki en yoğun saç stilistlerinden biri olmayı başardım" diyor. Elinde fön makinesi ve makasla harikalar yarattı. Ödeme için verilen çekler arttı, Los Angeles'ta bir ev aldı ve jet sosyete hayatının bir parçası olan her şeye sahipti. Ancak Georgiou'ya göre bir şeyler eksikti.
"Her şey yüzeyseldi. Şöhret, maddiyat, zenginlik arıyordu. Kendimi şımartıyordum." Uyuşturucu kullanmaya başladı. "Evet, eğlenceli bir şeydi ama aynı zamanda etrafımdaki tüm çöplerle (kötü olumsuz şeylerle) başa çıkmama yardımcı oluyordu." Her ilginç yeni şeyi, hızlı arabaları satın almanın ve Hollywood partilerine katılmanın ona mutluluk getirmediğini söyledi. Mutluluk gittikçe uzaklaşıyordu.
Dönüm noktası
Gabriel'in inişi alışılmadık bir durum değil. 32 yaşındayken Britanya Virjin Adaları'ndaki bir mekanda yapılan moda çekimi sırasında bir dönüm noktası yaşandı.
"Neredeyse ölüyordum. Büyük seyahatlerde uyuşturucuyu bir anda bırakırdım. Bu ve yorgunluk, artı birçok şey - o noktada çok ama çok hastaydım. Saç yapmak için zar zor kalkardım, makyöz gerisini hallederdi. Birkaç gün boyunca yatakta kaldım ve bir noktada gideceğimi hissettim. Gidiyordum. Gidiyor olduğumu hissettim. O noktada korku yoktu; sadece insan dünyasını terk ettiğimi biliyordum. Bir ses vardı. Üç boyutlu ya da dört boyutluydu, ona ne diyeceğimi bilemiyordum. Çok ama çok yüksek bir ses bana 'Seni almaya geldik - yolunu kaybettin' dedi. 'Biliyorum, anlıyorum, gerçekten üzgünüm' dedim. Gerçekten tüm kalbimle söyledim. 'Gerçekten çok üzgünüm. Aradığım şeyi bulamadığımı biliyorum. Her şeye kendimi kaptırdım ve kendimi kaybettim. Bana bir şans daha verin. Lütfen, bana bir şans daha verin.' Bedenime geri döndüm, gözlerim açıldı ve geri döndüm. İşte o zaman değişim başladı ve daha iyi olmaya başladım."
Bu işten sonra her şeyi elden çıkardı. Tasarımcı kıyafetlerini, muhteşem mobilyalarını, arabasını verdi. İşini bırakıp Los Angeles'tan ayrıldı. "Yaptıklarım karşısında herkes şok oldu. Sahip olduğum sözde arkadaşlar? Ortadan kayboldular."
Ailesinin Avustralya Brisbane kentindeki evi bir sığınak haline geldi. "Başka bir insanı görmek istemedim" diyor, hafif bir kahkahayla ve hiçbir mahcubiyet belirtisi göstermeden. "Tek yapmak istediğim ailemle vakit geçirmek, kitap okumak, yemek yemek ve uyumaktı. Yorgun ve bitkindim ve herkeste gördüğüm bu yüzeyselliği hissediyordum. Hala iyi insanlar var mı diye sorguluyordum."
Neyse ki onun için en azından bir tane iyi insan kalmıştı ve yolları kesişti. Avustralya'da birlikte reklamlarda çalışırken hikayesini dinleyen bir makyözdü. Baskı altında bile rahat görünen nazik bir insandı. Gabriel'e Falun Dafa (ya da Falun Gong) adında bir meditasyon ve spritüel öğreti uyguladığını ve öğrenmek isterse çoğu zaman Pazar sabahı onu parkta bulabileceğini söyledi.
"Gerçekten hoşuma giden şey üç ilke oldu: Doğruluk, Merhamet, Hoşgörü - bunlar bana yakın hissettirdi. Ücretsiz olması da çok hoşuma gitti çünkü iyi bir şeyin kalpten öğretildiğini ve bunun için para alınmamasını düşünüyorum. Üçüncüsü de, zihin ve beden gelişim ile ilgili olmasıydı."
Yeni bir yön
Georgiou, Falun Dafa'yı ciddiye aldıktan sonra vücudu ani bir sarsıntı yaşadı. "İkinci hafta egzersizleri denedim. Hiç bu kadar güçlü bir şey hissetmemiştim ve olumsuzluklardan bu kadar hızlı kurtulmamıştım.
"Uygulayıcılara 'bana hemen kitapları verin, bunun ne olduğunu, ne yaptığımı bilmem gerekiyor. Her şeyi okumam gerekiyor' dedim. Hepsi bu kadardı. O zamandan beri uygulama yapıyorum" diyen Georgiou, sadece beş hafta sonra neredeyse hiç çaba harcamadan sigarayı bıraktı. Her geçen gün, diğer sağlıksız alışkanlıklarının ve kronik huzursuzluğunun azaldığını gördü.
“Eskiden omurga eğriliğim vardı, çok acı çekerdim. Meditasyon sırasında ve her bitirip kalktığımda sırtım ağrıdan çatlardı. O zamandan beri ağrım olmadı. Uykusuzluk çekiyordum. Hepsi yok oldu. 11 yıldır doktora gitmedim ve aspirin dahi almadım."
İçsel gelişime çabalarken, egzersizleri uygulayarak bedenini geliştirmeye devam etti. Falun Dafa'nın ilkeleri Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü ile yaşamaya başladı. "Enerji seviyem hızla yükseldi. İş daha kolay bir hale geldi. Sıkı ve pozitif çalışıyordum - her zaman mutluydum. Olayları önemsemeyip kolayca gülerdim." Moda endüstrisi ile ilgili hayal kırıklığına uğradıktan sonra, Falun Dafa sayesinde tekrar bu sektöre girdim.
Günümüzde Gabriel Georgiou
Gabriel Georgiou ile Times of India Film Ödülleri sırasında Vancouver'daki Pan Pacific Hotel'in altındaki Starbucks'ta buluştuk. Kırmızı halının serilmesinden saatler öncesinden giriş, korkulukların üzerine eğilmiş, Hollywood'un en büyük yıldızlarının güvenlik görevlileri duvarından geçip lobiye girmesini bekleyen, gergin hayranlarla doluydu.
Bugün Georgiou yine uluslararası bir virtüöz, ancak şimdi kreasyonlarıyla Avrupa ve Hindistan'ı büyülüyor. Dergi kapakları ve kırmızı halılar yine onun tuvali, ancak yıldızlar İtalyan, Çek veya Hintli. Georgiou zamanını çalıştığı Yunanistan ile Hindistan'ın Mumbai kenti arasında geçiriyor. Yeni çevre yeni zorlukları da beraberinde getirdi, ancak artık kalbinde yer alan ilkelerin tüm bunlarla başa çıkmasına yardımcı olduğunu söylüyor.
Kaynak: https://magnifissance.com/fashion-fabrics/gabriel-georgiou-stylist/
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.