"Hoşlanmak" veya "Hoşlanmama"yı Kendinize Ait Bir Şey Gibi Kabul Etmeyin

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Bugünlerde "Gerçek Reekanasyon Hikâyeleri" adlı bir kitap okudum ve hipnotizma yardımıyla birçok kişinin geçmiş hayatlarındaki olayları hatırlayabileceğini düşündüm.

Bir kişi hayatı boyunca her zaman ablasına çok iyi davranmış ve oldukça yardım etmiş, fakat tam tersine ablası her zaman ona çok kötü davranıyormuş ve bu yüzden de çok üzülüyormuş. Hipnotize edildikten sonra geçmiş yaşamında ablasını öldürmüş olduğunu öğrenmiş ve bu hayatında ablasına olan borcunu ödeme yapmak zorundaymış. Bu olaydan ben şöyle birşey anladım: aslında biri kişiye isteyerek iyi davranmaya çalışmak veya diğer kişi tarafından kötü davranılmak, bunların hepsi zaten daha yüksek ilkeler tarafından kontrol edilmekte ve gerçekte neden ise insanların birbirlerine olan borçlarını kapatmasıdır. Fakat insan, bunun kendi zekâsı ve mantığıyla kararlaştığını zannediyor.

İnternette yaptığım bir arama sonrası bulduğum hipnotizma testini okudum: hipnotizma yapan kişi hipnotize edilecek kişiye, "Uyandığında, burnuma dokuduğumu görünce hemen bu odadaki pencereyi aç” talimatı vermiş. Hipnotize olan kişi uyandıktan sonra hipnotizma yapan kişi burnunu dokunduğunda kendi kendine hemen kalkıp pencereyi açmış. Fakat bu kişi hipnoz olduğu sırada hipnotize eden kişinin böyle bir talimat verdiğini bilmiyordu, dolayısıyla diğer bir kişi ona neden camı açtığını sorduğunda, o "sıcaktan" veya "odadaki hava çok kötü” gibi bahanelerle cevapladı.

"İnsanın düşüncesi gerçekten nereden geliyor? Şu anda bilim adamları da farkettiler, düşünceyi oluşturan gerçek kaynak insanın beyni değil. İnsanın zihni nereden geliyor? Herkesin sıradan insan toplumunda kendi öğrendiklerden veya analiz ettiklerinden! Hayır, aslında sıradan insan birşey yapmak istediğinden veya bir düşünce ortaya çıktığında, o kişinin beyni uzun ve derin bir düşünme yapmamış. Çoğu düşünceler aniden çıkar ve çoğu söylenenler de ağız açıldığı anda hemen çıkar. Bu düşünceler tam olarak nereden geldi? Xiulian uygulayıcılarının hepsi biliyor ki insanın düşüncesi aslında birçok boyuttaki nesnelerle ilişki içindedir, insanoğlu büyük işleri diğer yaşamlar tarafından kontrol edilerek yapıyor ve aynı bir tiyatro gibi. İnsanın fiziksel vücudunun yüzeyi –doğumdan sonra oluşan vücudu, aslında hiçbir şey değildir." ("2002 ABD Philadelphia Fa Konferansında Fa'yı Öğretme")

Sıradan insan gerçekten çok zayıftır, kendi düşüncesinin kaynağını hakikaten bilmiyor, üstelik zihin ve hareketini doğrulamak için kendi kendine sebep bulmaya çalışıyor, bu yüzden diğer boyutlarındaki bir şey sıradan insanı kontrol etmek istediğinde bu çok kolaydır. Bunu düşünmek oldukça üzücü, eğer biz xiulian uygulayıcıları da sıradan insanlar arasındaki "bir şey yapmayı seviyor" veya "bir şey yapmayı sevmiyor" gibi duygusallığı kabul eder ve bunu hem güçlü hem de emin olarak korursak, o zaman gerçekten kurtulamayız.

"Duygusallığa saplanıp kalmak" bu aslında insanın kendini kaybetmesiyle eşit olduğunu şimdi anladım ve "duygusallık" sıradan insanı kontrol etmek amacıyla kullanılmaktadır. O zaman bir xiulian uygulayıcısı olarak, bir şeyi yapmak isterken acaba duygusallık tarafından kontrol edilip edilmediğimizi nasıl öğrenebilir? Tek yolu Fa'yı fazla çalışmak, çünkü bu seviyedeki bulmacaları çözebileceğin tek yol Fa'dır, her düşünceyi tamamen Fa'ya göre ölçersek, o zaman doğal olarak meselenin özü hiçbir insan zihni olmadan en saf bir şekilde net olarak görülebilir. Xiulian uygulayıcısı herkes merhametle davranmalıdır, çünkü merhamet duygusallıktan vazgeçtikten sonra ortaya çıkabilecek bir şeydir. Kişinin geçmiş hayatlarındaki teşekkür, nefret veya karma bu hayatındaki sevme veya sevmemeyi etkilemez, yalnızca merhametle her şey çözülebilir. "Merhamet ile dünyaya bakarken, labirentten uyanabileceksin" ("Hong Yin – Tamamlanma ve Başarı”)

Bazı uygulayıcılar arasındaki aykırılıkların hepsi geçmiş hayatlarındaki nedenlerden kaynaklanmıştır, fakat o, yüzsel bir sebep gösterebilir ve sadece bunu kullanarak uygulayıcıyı henüz bırakmadığı takıntılara maruz bırakabilir. Biz tüm bunları sadece Dafa içinde gelişebildiğimiz merhamet ile çözebiliriz. Şu anki tarih sahnesindeki en son performansımızla minnettarlık ve içerlemenin hepsi çözülecek. Eğer hepimiz kalbimizi açabilirsek, aykırılık içinde olan uygulayıcı arkadaşlarımız birbiriyle merhametli bir kalp ile haberleşebilirse, o zaman bu büyük çaba değil mi?

Aslında diğer bir bakıştan, kişi uygulamada hangi seviyeye ulaşabilirse o seviyedeki ilkeye aydınlanabilir, yani kendi olduğu seviyedeki kavramayla hareket eder. Dafa'yı uygulama sırasında insan yavaş yavaş doğduğu bu düşük seviyeli dünyanın kirlenmişliğinden kurtulacak, farklı seviyedeki "hoşlanmak veya hoşlanmamayı” kavramayı aşıp gelişebildiği seviyedeki "rasyonel" kavramaya ulaştığında ancak o seviyedeki ilkeleri tamamen anlayabilecek zekâsı ortaya çıkabilir.


* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.