Danimarka Gazetesi Bir Sivil Toplum Örgütünün Harbin’deki Falun Gong Uygulayıcılarına Yapılan Acımasız Zulmü Kınama Bildirisini Yayınladı

Danimarka’nın ikinci büyük şehri olan Aarhus, kardeş şehir olduğu Çin’in Harbin şehri ile Harbin’deki çeşitli çalışma kamplarında Falun Gong uygulayıcılarına yapılan acımasız ve kamsaplı zulmü ve bu çalışma kamplarında ve hastanelerde uygulayıcılardan organ toplandığına dair ciddi ithamları öğrendikten sonra ilişkilerini ayırmayı düşünüyor. Danimarka’nın en büyük ulusal gazetelerinden biri olan Jyllandsposten, Aarhus Şehir Konseyi ile İnsan Hakları Derneğinin konuyla ilgili ilk basın bildirisini geçenlerde yayınladı.

Aarhus'un Çin'deki kardeş şehri Harbin'de işlenen suçlar

Çin’deki İnsan Hakları Ağı başkanı Christoffer Brekne, emekli mühendis Poul Andersen ve gazeteci Wu Lingnan tarafından

Bu yıl 23 Ocak’ta Çin’deki İnsan Hakları Ağı olarak, Aarhus Belediye başkanı Lord Nicolai Wammen’e Aarhus’un Çin kardeş şehri Harbin ile süren karşılıklı kültürel ilişkilerini Harbin yetkilileri şehirdeki birçok çalışma kampında ve gözaltı merkezinde Falun Gong uygulayıcılarına karşı yürütülen işkence ve cinayetlere son verinceye kadar dondurulmasını talep ettik. Belediye Başkanı Lord Wammen’in konuyu ciddiye aldığını ve Dışişleri Bakanlığına olayı araştırmasını talep ettiğini görmekten mutluyuz. Ayrıca Şehir Konseyinden birçok üyenin de olayla ciddi bir şekilde ilgilenmesi bizleri cesaretlendiriyor.

Falun Gong’a karşı Çin’de süren soykırım ve zulüm kesin ve trajik bir gerçektir. Yetmiş milyonun üzerinde Çin vatandaşı (Falun Gong uygulayıcılarının 1998 yılında Çin’deki resmi sayısı) neredeyse yedi yıldır devam eden bir zulmün doğrudan hedefi oldu. Yüzbinlercesi yasadışı bir şekilde tutuklandı ve işkence gördü, sayısız uygulayıcı zorla evlerinden uzaklaştırıldı ve bugün 3013 insanın işkence ve zulüm sonucu öldüğü kanıtlandı. Hala çoğu uzman gerçek ölü sayısının daha yüksek olduğu görüşünde birleşmektedir, biz de muhtemelen beş basamaklı bir sayı olduğunu tahmin etmekteyiz. BM, A.B.D. Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Komitesi ve diğer birçok İnsan Hakları kuruluşları tarafından hazırlanan belgeler ve raporlarda zulmün büyüklüğünden bahsedildi.

Aarhus’un kardeş şehri Harbin, Heilongjiang eyaletine bağlıdır. Bu eyalette Falun Gong zulmü sırasında işlenen büyük sayıda suç ve ölüm belgelendi ve Harbin bu anlamda Heilonjiang eyaletindeki en kötü şehirlerin başında yer almaktadır. Harbin şehrinde bulunan toplama kampı ve hapishanelerden birkaçı, özellikle de Wanjia Zorunlu Çalışma Kampı, Changlinzi Zorunlu Çalışma Kampı ve Harbin Kadın Hapishanesi en iğrenç olanlarıdır ve Falun Gong’a zulüm için kullanılmaktadır. Yıllardır İnsan Hakları kuruluşları Çin’deki Falun Gong zulmü hakkında tarih, saat, yer, suçluların ve tanıkların isimlerinin olduğu kanıt ve kısa tanık ifadeleri toplamakta. Harbin’den tanıkların ifadeleri beşyüzden fazla A4 sayfasını doldurdu. Bu tanıklar ifadelerinde insanların elektrikli cop kullanımı, dışkı ile zorla besleme gibi harap bir hale gelene kadar sayısız acımasız işkence metotlarına maruz kaldıklarını ya da öldürüldüğünü belirttiler.

2006 yılının Temmuz ayında eski Kanada kabine bakanı David Kilgour ve ünlü bir insan hakları avukatı olan David Matas Çin’deki Falun Gong uygulayıcılarından organ toplanması hakkında bir rapor yayımladılar. Onlar hazırladıkları raporda Çin’de büyük ölçüde canlı Falun Gong uygulayıcılarından organ toplandığı sonucuna vardılar. Bu yıl 31 Ocak 2007’de kanıtları destekleyen ifadelerin yer aldığı raporun güncellenmiş versiyonunu yayınladılar. Onlar 1999–2005 yılları süresince canlı Falun Gong uygulayıcılarından 41.500 ya da daha fazla organın toplandığını tahmin etmekteler. Avrupa’da Sir Edward MacMillan-Scott (Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı) ile Patrik Vankrunkelsven (Belçikalı Senatör) tarafından iki bağımsız araştırma yürütüldü. Her ikisi de araştırmalarında benzer sonuçlara vardılar. Çin’deki ünlü özgürlük gönüllüsü ve İnsan Hakları avukatı Gao Zhisheng şahsen farklı zulüm kurbanları ile görüştü ve Çin yetkilileri tarafından birçok defa suikaste uğramasına rağmen dünya toplumunun gözünü açıp organ toplanması olayına dikkat çekmesi için çaba sarf etti.

Kilgour/Matas’ın güncellenmiş raporunda yer alan bir bayan tanık çoğunlukla organ toplama olayı ile bağlantılı olduğundan bahsedilen Harbin’deki Wangjia Zorunlu Çalışma Kampında yaşadığı dehşet verici tecrübeleri anlattı. Onun iç organlarının istenilen şartlara uygunluğunun kontrolü için dört defa incelendi. Ama her nasılsa onun bütün organlarının durumu organ nakline uygun olmadığına karar verildiğinden yaşamı kurtulmuş oldu. Öldüresiye işkence yapılan birine neden düzenli organ arama testleri yapılıyor? Bu incelemeler niçin sadece Falun Gong uygulayıcılarına yapılıyor?

Bu Harbin’deki zulmün yukarıdan yönetildiği gibi önemli bir noktaya dikkat çekmektedir. Belediye başkanı ve Şehir Konseyinin üyeleri Harbin’deki soykırımdan direkt olarak sorumludur. Falun Gong zulmünden sadece bu rezil kuruluşlar değil aynı zamanda hiyerarşi yapısında nüfus sahibi şehir yetkilileri de sorumludur. Harbin Belediye Başkanı Shi Zhongxin bir konuşmasında Çin merkez hükümetinin “Falun Gong’a saldırı”da Harbin’in başarılı bir şekilde davrandığını belirttiğini söyledi. O ve şehir konseyi işledikleri kötü suçların onaylanmasından gurur duymaktalar ve bizler Nazilerin Yahudilere karşı rezil hareketinden beri böyle bir şey görmedik.

Aarhus, kabul etmek zor olsa bile bu gerçekle Harbin ile kardeş şehir olmaya devam edemez. Masum vatandaşlarını zulmederek öldüren Harbin’in kötü yetkililerinin demokratik Batının savunduğu ve korumaya çalıştığı her şeye karşı olduğu bir gerçektir. İkinci dünya savaşı ve Berlin duvarının inşa edilişinden beri görülen böylesi dehşet verici suçların aydınlatılması için Çin’deki Komünist diktatörlüğünün çökmesi hepimizin can attığı bir şeydir. O zaman bugün yapacağımız seçimi bütün berraklığıyla kristal gibi açık bir şekilde göreceğiz ve tarih bundan dolayı bizi yargılayacak.