CIPFG: İnsan Hakları İçin 2008 Olimpiyat Oyunlarını Boykot Etmek Politik Değildir

30 Mayıs 2007’de Kanada Parlamentosunda düzenlenen basın toplantısında ünlü Yahudi bilgin ve Doğu Ontario Böbrek Vakfı Organ Bağışı Komitesi başkanı ve “Çin’deki Falun Gong Zulmünü Araştırma Koalisyonu” (CIPFG) başkanı Rabbi Reuven Bulka, 2008 Olimpiyat Oyunlarını siyasi bir amaçla değil sadece insan hakları açısından boykot etmeyi duyurdu.

Kanada Parlamento Üyesi Borys Wrzesnewskyj, 30 Mayıs’ta, “Ben bu özel adımı (Olimpiyat Oyunlarının boykot edilmesi)destekliyorum ve bütün parlamenterleri teşvik ediyorum ve dünya çapındaki gerçek parlamenterleri bu alternatif meşale ile koşmaya çağırıyorum.” dedi.

Kanada Parlamento Üyesi Borys Wrzesnewskyj

Ünlü Yahudi bilgin ve “Çin’deki Falun Gong Zulmünü Araştırma Koalisyonu (CIPFG)” başkanı Rabbi Reuven Bulka

Eski Parlamento Üyesi, Sima Holt

Çin’deki Soykırımı Durdurmak İçin Olimpiyat Oyunlarını Boykot Etmeyi Destekle

Dr. Bulka, “Çin hükümeti araştırma yapılmasından ve bizim sorularımızdan korkmamalıdır. Çok açık olan taleplerimize yaklaşmayan Çin hükümetine bugün burada son bir uyarıda bulunmak istiyoruz; onlar Falun Gong zulmüne hemen son vermeli, hapsedilen bütün uygulayıcıları serbest bırakmalı, Falun Gong uygulayıcılarını savunan avukatlara, destekleyenlere ve arkadaşlarına karşı zulmü durdurmalı ve koalisyon ile görüşüp ülkede neler olduğunun araştırılmasına izin verilmesi ve dünya çapında milti-milyon dolar değerinde bir sanayiye sahipken her ne amaçla olursa yürüttüğü dehşet verici Falun Gong uygulayıcılarından canlı organ toplama uygulamasının tamamen durdurmasında ısrar ediyoruz.” dedi.

Parlamenter Wrzesnewskyj, “Kendi vitrini için Olimpiyat Oyunlarını isteyen çoğu ülkeye ait okuduğum raporlar içinde, bugün bu tür acımasızlıkların yapıldığı bir yer olması beni gerçekten dehşet içinde bıraktı. Ben bu özel adımı destekliyorum ve bütün parlamenterleri teşvik ediyorum ve dünya çapındaki gerçek parlamenterleri bu alternatif meşale ile koşmaya çağırıyorum.” diye açıkladı.

Eski Asya-Pasifik Bölgesi Sekreteri Bay Kilgour, “Hepimiz oyunlar Çin’e verildiği zaman Çin’deki insan hakları durumunun gelişeceğini umduk. Bana göre bu ülkedeki insan hakları durumunu gerçekte daha da kötüleştirdi.” dedi.

“İnsan Hakları İzleme, Uluslararası Af Örgütü, Çin’deki İnsan Hakları – neredeyse bağımsız her Sivil Toplum Örgütü – aynı şeyden bahsetmekte: insan hakları durumu geçmiş yıllara oranla oyunlarla beklenenden daha iyi değil, tam tersi daha kötüye gidiyor.

"Falun Gong uygulayıcılarını organları için öldürme ve organları çoğunlukla büyük paralar karşılığı yabancılara satma süreci devam etmekte ve benim görüşüme göre Pekin bir yandan işkence ve cinayet işlerken, diğer yandan da oyunlar için çalışmakta. Bu ikisi gerçekte birbiri ile bağdaşmayan şeylerdir. Bu Olimpiyat ruhu ile tamamen bağdaşmamakta, bu yüzden yapılmamalıdır.” diye sözlerine devam etti.
Vancouver-Kingsway Parlamentosu eski üyesi Sima Holt, “Duyduğumuz sadece soykırım kelimesi değil aynı zamanda Çin komünist rejimi bedenlerdeki organları da topluyor evet organları topluyor ve onları McDonald’s gibi satıyor – eğer sen iki tane alırsan daha ucuza almış oluyorsun ve onlar her zaman canlı bir kişiden organ alıyor, kişiyi öldürerek.” dedi. Sima Holt, Vancouver-Kingsway’daki Çinlilerin büyük desteğine sahiptir.

Olimpiyat Oyunlarının Boykot Edilmesi İnsan Hakları İçin Önemlidir, Politik Değildir

18 Mayıs’ta Çin Dışişleri Bakanı Yang Jiehu, “Bir avuç insan Olimpiyat Oyunlarını politikleştirmeye çalışıyor” diye açıklamada bulundu. Bu açıklama ile ilgili Dr. Bulka şu yanıtı verdi: “Ben bir şeyi önemle vurgulamak isterim ki bu konu politik değildir. Bu bir insan hakları konusudur. Bunun politika ile hiçbir ilgisi yoktur. Biz bu konuda tamamen cesuruz ve Çinli insanları seviyoruz. Ben bir haham olarak Bizim toplumumuzdaki birçok kişiye her zaman Çin yemeklerini beğendiğimi söylerim. Onlar çok ama çok uzun yıllara dayanmaktadır. Biz oyunları durdurmak isteriz ama bunda herhangi bir politik amaç yoktur sadece öldürülen masum insanlara göz göre göre sırtımızı dönemeyiz. Buna politika diyen herhangi biri saçmalamaktadır.” dedi.

Bay David Kilgour, “Oyunlar Çin’deki hükümet tarafından politikleştirildi. Ben bazılarınızın oyunları izlemek ve onların tutumlarını görmek için Çin’e gideceğimi düşündüğümü açıklıyorum ama buna izin verilmeyecek. Bu şimdiden bir web sitesinde devlet tarafında açıklandı. Bu tarz kötü şeylerin Olimpiyat ruhu ile çok fazla ters olduğunu düşünmekteyim.”

Parlamenter Wrzesnewskyj, Çin Dışişleri Bakanı Yang Jiehu’nun yukarıdaki açıklaması ile ilgili: “Kesinlikle komik bir yorum ve dünya çapındaki gerçeklerle ilgilenen on binlerce insanı kenara koysak bile, Bay Kilgour ve Bay Matas’ın 20’den fazla ülkeye yaptığı seyahatleri ve o ülkelerde görüştüğü parlamenterleri, politikacıları, çeşitli kuruluşların liderlerini – o özel sayıları kenara koysak bile, bir avuç insan? Oh Allah aşkına, bu Falun Gong üyelerinin organlarını toplama politikası yüzünden kaç bin kişi hayatını kaybetti ve Çin’de kaç bin kişi hapsedildi? Bu tamamen vuku bulmakta olan gerçeği örtmeye çalışan komik bir yorumdur. Ve artık bu propagandayı durdurma zamanı geldi ve onlar bu propagandaya devam etmek yerine dikkat etmeleri gereken şey bu uygulamayı durdurmaktır.”

Organ Alımına Karşı Doktorların sözcüsü Dr. Torsten Trey, “Sadece tahmin edin, eğer bu Olimpiyatlar gelecek sene Sudan’da veya Nazi rejimi gibi diktatörlüklerce düzenlenecekse, bütün dünya böyle bir diktatörlüğün de Olimpiyat Oyunları düzenlemesini kabul edebilir mi? Dolayısıyla, bu sadece Çin ile ilgili değildir; her ülkeyi kapsayacaktır. Ve benim bildiğim kadarıyla Çin Olimpiyat Oyunlarına aday olurken şöyle söyledi, ‘Bize bir şans verin, biz insan haklarını geliştirebiliriz.’ Onlar gerçekten kendi kendilere öyle söylediler. Onlar kendi kendilerine kurallar koydular, insan haklarını geliştirme vaatlerinde bulundular, fakat 2001 yılından bu yana ne yaptılar? Geçmiş 6 yıl içinde canlı insanlardan organ topladılar, bu yüzden söylediklerinin tam tersini yaptılar.”

Dr. Trey dedi ki, “Biz yeni bir kuralı koymuyoruz, sadece söylediklerini tekrarlıyoruz. İnsan haklarını geliştirmek istediler, fakat yapmadılar ve konuştuklarımız insanın temel hakkıdır.”