Azim ve Uygulama

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Çin’de ülke genelinde sabah saat 3:50’de uygulayıcılar egzersizleri beraber yaptığından beri, kendimle ilgili olan problemleri iyice düşündüm. Uygulamaya başladığımdan beri sık sık azmim de ve egzersizleri her gün yapmakta başarısız oluyordum. Egzersizleri yaparken, sık sık egzersizleri Fa’nın gereksinimlerine göre yapmıyordum. Ya meditasyonda otururken ayağımın kaymasından dolayı uzun süre oturamıyor ya da zihnimi sakin tutamıyordum. 2005 yılında uygulamaya tekrar başlayana kadar, zulmün başlangıcından o zamana kadar nerdeyse uygulamayı bırakıyordum. Bundan dolayı fiziksel vücudumun dönüşümü çok yavaştı. Yaşlı değildim fakat vücudum bu yaşlılık devrinin belirtilerini gösteriyordu. Kolaylıkla yoruluyordum. Çok kötü bir hafızaya sahiptim. Fiziksel işleri zorlukla yapıyordum. Şu anda bile büyük bir zorlukla sabah 3:50’de kalkıyorum.

Uygulamaya başlamadan önce, herhangi bir azme sahip değildim. Bir işe başlıyordum ve sonra o işi bırakıyordum. Bir işe başladığımda onu bitene kadar yapmam gerektiğini karar verdiğim halde, her seferinde işi ortasında bırakıyordum. Temelde kendimi değiştirmemiştim. Çok geçmeden kendimi değiştirmek için tekrar zihnimi toparladım. O zaman Fa’nın her şeye gücünün yetebileceğine, bir kişinin takıntılarını çözebileceğine aydınlandım ve bu uygulamamı azimle devam ettirebilmemi sağladı. Fakat çeşitli takıntılarım ortaya çıktı: konforu arayan bir kalp, tembellik ve zorluklara zoraki olarak katlanmak. Bunlar benim uygulama yapmamı engelliyor ve bunları aşamayacağımı hissediyordum. Hatta bunu yaptığımda, anladım ki hala azimden yoksunum. En sonunda egzersizlere her gün devam edemedim. Kendimden utanıyor ve kendimi suçlu hissediyordum.

Davranışımı değiştiremeyeceğimi hissettim, çünkü çocukluktan yetişkinliğe kadar ben hep böyleydim. Sıradan insan toplumunda küçük bir işi bitirme yeteneğine bile sahip değildim ve uygulama yapmak çok büyük bir görevdi. Bu şekilde nasıl devam edebilirdim? Böyle olmaması gerektiğini biliyordum, fakat güvene ihtiyacım vardı. Egzersizleri bir veya iki gün yapmadığımda, güvenimi tekrar kaybediyordum.

Son günlerde Minghui/Clearwisdom web sitesinde bir makale okuyana kadar bu böyle devam etti ve bunun aslında tamamen eski güçler tarafından ayarlandığını fark etmemi sağladı. Tüm bunlar bizim uygulamamız başlamadan önce ayarlanmıştı. Geçmiş yaşamlarımız bile karakterlerimizi şekillendirmek ve şu anda olduğumuz gibi kendimizi hissedebilmemiz için düzenlemiş, böylece şu an olduğumuz, değiştiremediğimiz sonucu belirlemişlerdir. Eski güçler böylece bizim uygulamamızdaki kararlılığımızı ve güvenimizi engelleyerek kendi amaçlarını başaracaklardı.

Bunu fark ettikten kısa bir zaman sonra, bunu boşa çıkarmak için uğraştım. Her gün bunu değiştirmek için güç harcıyordum, fakat hala umduğumu yapamıyordum. Uğraştığım işin zorluğu ne olursa olsun, bunu yapamayacağımı hissediyordum.

Geçen gece yatağımda uzanırken, birden bire farkına vardım: Uygulamamdaki kararlığı ve azmi engelleyen maddeyi, kendimin ve karakterimin bir parçası olarak kabul etmemiş miydim? Gerçekten öyleydi. Karakterimdeki eksiklikleri düşünmeye başladım. Bu şeyleri kendi parçam olarak ele aldığımda, herşeyi Fa’ya göre değil, sıradan bir insana göre yapıyordum. Kendimi değiştirmek için o kadar uğraştığım halde, temelden değişemediğimi hissediyordum.

Aynı zamanda, herbir canlı varlığın kendine has karaktere sahip olduğu halde, tüm canlıların her birinin Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerine uygun olan temel ortak bir karakteri paylaştıklarına aydınlandım. Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü olan evrenin ilkelerine uygun olmayan tüm karakteristikler, eksiklikler ve diğer özellikler bizim orijinal özümüzün parçası değillerdi. Tüm bu tür dış kabuklardan ve yabancı unsurlardan kurtulmak ve böylece kendi orijinal benliğimize dönmek bizim uygulama sürecimizdir. Zorluklara katlanamadığımda, baskı altında dayanıklı ve azimli olamadığımda “Ren” (Hoşgörü-Dayanıklılık-Sabır) uyguluyor muydum? Shifu bunu şiirlerinden birinde yazmıştı: “Vazgeçilmesi gereken kendiniz değilsiniz” (Takıntılardan Kurtulmak, Hong Yin II’den) Eğer uygulama yolu ile zorluklara katlanmamı ve azimli olmamı engelleyen bu elementlerden kurtulamazsam Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini özümseyemeyecektim.

Bu makaleyi yazarken, bir Çin karakteri olan "Heng"in anlamının farkına vardım -kalbimiz sağlam ve Güneş, Ay, Gökyüzü ve Dünya gibi değişmez olmalı. İki vuruş olan "=" Gökyüzü ve Dünyayı temsil ediyor, üstteki "-" "Gökyüzü" olarak anlaşılmalı, alttaki "-" ise "dünya" olarak, ortasındaki vurgunun anlamı "zaman ve uzay", basit Çince de yazıldığında "Güneş", geleneksel Çince de ise "Ay"dır. "İnsan vücudu küçük bir evrendir" diyor Shifu (Zhuan Falun, Dördüncü Konuşma). Eğer kalbimiz sağlam ve çok dayanıklı ise, o zaman biz Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerine uygun oluyoruz. O zaman, bizimle ilişkili olan evren çok dayanıklı ve ebedi olabilecektir. Bu yüzden "Heng" uygulama dönemlerinde çok önemlidir. Bir kişinin uygulama sırasında geliştirdiği canlıların yaşamlarını belirler. "Heng"in olmasının birincil ve en başta gelen gerekliliği, "Hoşgörü, Dayanıklılık, Sabır" ve "tolerans"a göre uygulama yapmamız gerektiğidir.

Önceden bazı diğer takıntıların temel olarak karakter ile ilişkili olmadığını, oldukça önemsiz olduklarını ve bizim uygulamamıza etki etmeyeceklerini düşünüyordum. Yavaş yavaş onlardan kurtulabilmemizin yeterli olduğunu düşünüyordum. Azimli olmayan ve değişken olma takıntım, temel bir eksiklik iken, sonradan bu sorun uygulamayı yapıp yapamayacağım ile ilgili bir sorun haline geliyordu. Bu uygulamamı bitirip bitiremeyeceğim konusundaki ana problemdi. Bu yüzden daha sonra egzersizleri her gün yapmakta başarısız olduğumda (Her gün Fa’yı iyice çalıştım ve gerçeği açıkladım), kendimi çok üzgün hissediyor ve uygulama yapamayacağımı düşünüyordum.

Fakat aynı gece uygulama sırasındaki tüm takıntılarımı fark ettim, küçük veya büyük olmasına bakılmaksızın hepsinden kurtulmalıydım. Herhangi bir takıntıyı bırakamadığında, o takıntı senin tamamlanmaya ulaşmanı engelleyecekti. Her takıntı senin için bir risk, çünkü ya bunu geçtiğinde başarılı olacaksın ya da geçemediğin için başarısız olacaksın. Eğer herhangi bir takıntının büyük ve ondan kurtulmanın zor olduğunu düşünürsen, takıntıyı onaylayıp onu bir şekilde güçlendirmiyor musun?

Çünkü başarısız olduğum bir testte, kendime ve uygulamama olan güvenimi kaybediyorum, o zaman Shifu’nun Fa’sına olan inancım nerde? Fa-düzeltmesinin bitmesinden önce ve Shifu’nun bizi bırakmasından önce, vazgeçmemizin hiçbir haklı sebebi olmayacak. Uygulamamızı tamamlayamayacağımız gibi, herhangi bir sonuca da ulaşamayacağız. Bu düşüncelerin ve oluşan sonuçların eski güçler tarafından yaptırıldığının farkına varmıyor musunuz? Eski güçler tarafından düzenlenmiş olan tuzaklara düşmüyor muyuz? Fa-düzeltmesi bitmeden önce, çabalarımızı azaltmamızın veya çabalarımızı bırakmamızın hiçbir geçerli sebebi olamaz. Shifu bize tekrar başlamamız için fırsatlar vermeyi sürdürüyor, böylece tekrar başlayabiliriz ve her şeyi daha iyi yapabiliriz. Yapmamız gereken Shifu’nun bizim için yarattığı fırsatları çok iyi kavramak ve tekrar tekrar denemek. Düştüğümüz yere sıkışıp kalmamalıyız sonra ileri doğru giderken başarısız oluruz.


Çince metin: http://www.minghui.ca/mh/articles/2007/7/8/158427.html


İngilizce metin: http://www.clearwisdom.net/emh/articles/2007/7/21/87882.html


* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.