Türkiye: Çanakkale Gazetesinin Haberi “Falun Dafa; İnsanlık Suçuna Karşı Keskin Duruş”

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

15–18 Ağustos 2007 tarihinde Türkiye’nin kuzeybatı bölgesinde çok sayıda okuyucuya sahip Burası Çanakkale gazetesinde ünlü muhabir Bay Ali Can Altun’un kaleminden dört gün boyunca “Falun Dafa; İnsanlık Suçuna Karşı Keskin Duruş”, “Toplama Kampında İşkenceye Devam” ve “İşkenceye Kanıt Raporlardan Örnekler” başlıklı bir yazı dizisi yayınlandı. Bu yazılarda sistematik olarak Falun Dafa’nın ne olduğunu açıklandı, Çin Komünist Partisinin vahşi zulmü ve ÇKP’nin canlı Falun Gong uygulayıcılarından organ toplama canavarlığı açığa vuruldu.

Yazının başlangıcında direkt olarak, “Falun Dafa (aynı zamanda Falun Gong olarak da bilinir), zihnin ve bedenin dinlendirilmesi sağlayan ve çevikliğini ortaya koyan sistematik hareketler manzumesi olarak karşmıza çıkıyor. Bu hareket ilk olarak 1992 yılında Çin’de ortaya çıktı. Çin Komünist Partisi tarafından ülkede ayrımcılık yapıldığı gerekçesi ile şiddet uygulanarak yasaklandı ve milyonlarca insan toplama kampların işkencelere maruz kaldı ve kayboldu.” diye açıkladı.

“Falun Dafa çok yüksek, seviyeli bir insan gelişim sistemi. Bugüne kadar dünya üzerinde öğretilen ilk ve tek geleneksel zihin ve beden gelişim sistemi. Beş takım egzersizden oluşuyor. Çok ciddi bir uygulama ve hareketler, tamamen mekanik ve ilkelere dayalı. Öğrenmesi aşırı derecede kolay. Tüm dünyada ücretsiz. İlk olarak 1992 yılında Çin’de Üstat Li Hongzhi tarafından öğretildi. 1999 yılına kadar anakara Çin’de uygulayıcı sayısı 100 milyon kişiyi aştı.” diye devam etti.

Bugüne kadar dünya çapında yaklaşık seksen ülke ve bölgede Falun Dafa uygulamaktadır. Birçok ülkeden ve Birleşmiş Milletler de dâhil olmak üzere dünya ölçeğindeki çeşitli kuruluş ve örgütten 2,700’den fazla uluslararası ödül ve mektup aldı. Falun Dafa’nın kurucusu üst üste dört kez Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi.

Yazıda Falun Dafa’nın sağlık üzerindeki inanılmaz faydalarını göstermek için somut bilgi de örneklendi: Çin rejiminin zulümden önce topladığı resmi istatistiklere göre, “12 bin Falun Dafa uygulayan üzerinde bir araştırma yapıldı ve hastalık iyileştirme oranı %99.1 olarak tesbit edildi. Kesin tedavi oranı %58.5, fiziksel sağlığın düzelme oranı %80.3, zihinsel sağlığın düzelme oranı %96.5 olarak tesbit edildi. Vücudun savunma mekanizmasını oluşturan hücrelerin ömrünü uzattığı, hastalıklara olan cevabı hızlandırdığı, gen yapısını olumlu yönde değiştirdiği, tek tek raporlarla belgelendi.”

Birçok fotoğrafın kullanıldığı yaklaşık iki buçuk sayfalık yazı ile ÇKP’nin vahşi zulmü ve onun canlı Falun Gong uygulayıcılarından organ toplama canavarlığını açığa vuruldu:

Falun Dafa uygulamasının zihin ve beden üzerindeki faydalı yüzünden uygulamaya katılan kişilerin sayısı günden güne çoğaldı. 1999 yılında anakara Çin’de Falun Dafa uygulayanların sayısı yaklaşık 100 milyon kişiye ulaştı ve bu sayı ÇKP üyelerinin oldukça üzerindeydi ve bu yüzden ÇKP korkmaya başladı. 20 Temmuz 1999’da, ÇKP’nin eski diktatörü Jiang Zemin’in kişisel kıskançlığından dolayı tüm ülkede milyonlarca Falun Gong uygulayıcısına karşı şiddetli bir zulüm kampanyası başlatıldı.

“Çin hükümeti Falun Gong’u alt etmek için 3 strateji belirmiştir: Uygulayıcılara şiddet; Beyin yıkama yoluyla tüm uygulayıcıların bu uygulamayı bırakması; Falun Dafa’ya karşı halkın düşüncesini değiştirecek bir medya kampanyası başlatmak.” ÇKP’nin zulmü insanlık tarihinin en vahşi olayıdır. Bugüne kadar binlerce uygulayıcı alıkonuldu, yüz binden fazlası çalışma kamplarına gönderildi, en azından altı bin uygulayıcı hapis cezasına mahkûm edildi, binlerce uygulayıcı akıl hastanelerine götürüldü ve sinir sistemlerini harap eden zararlı iğneler enjekte edildi. Kesin olmayan istatistiklere göre, 1999 yılının Temmuz ayından bu yana sekiz yıl sürecinde, bağımsız araştırma yapan örgütler yoluyla üç bin seksen Falun Dafa uygulayıcısının işkenceden öldüğü doğrulandı.

Yazı şöyle devam etti, “Liaoning eyaletine bağlı Shenyang şehrindeki Sujiatun toplama kampında kaçırılan Falun Gong uygulayıcılarının organları çıkartılmakta ve cesetleri hemen yakılmaktadır ve ‘şimdiye kadar kimse canlı dışarı çıkmadı.’ Organların çıkamarılması canlı olarak yapılıyordu, çünkü bütün bunlar zaten aşırı derecede zalimce ve duyarsızdı.”

Kanada Eski Asya-Pasifik sorumlusu David Kilgour ile ünlü insan hakları avukatı olan David Matas’ın dokuz ay boyunca bağımsız olarak yürüttükleri araştırmaları sonucu çok güçlü bir kanıt niteliğinde hazırladıkları raporu 2006 yılının Temmuz ayında kamuoyuna açıkladılar. Rapora göre, “Çin’deki birçok hastane ve organ nakli doktoru aranıp, nakiller hakkında bilgi alınmıştır. Araştırmaların sonucu maalesef organ kaynaklarının Falun Dafa uygulayıcıları olduğuna dair bir çok itiraf ile sonuçlanmıştır.”

“Bu çok korkunç ve derin bir şekilde endişe vericidir ve bizim en kötü korkularımızı doğrulamaktadır: O ÇKP otoriteleri, Falun Gong’u kökünden yok etmek konusunda aynı şekilde ısrarcıdırlar ve umutsuzlukları içinde gidebilecekleri kadar ileri gideceklerdir.”

Yazının sonunda, “Falun Dafa yazı dizisi sona erdi. İnsanlığın henüz ölmediğini, iletişimin yeryüzünde bu kadar yoğun yaşandığı günümüzde böylesi bir katliama karşı dimdik ayakta durmak için daha ne bekliyoruz?” çağrısında bulunuldu.

* * *

Here is the article in English language:
http://en.clearharmony.net/articles/a41160-article.html

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.