İsveç: İsveç Parlamentosundaki Seminer

Pekin Olimpiyat Oyunları Çin’deki İnsan Haklarını Geliştirebilir mi?
 
Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

11 Ekim 2007’de İsveç Parlamentosunda “Pekin Olimpiyat Oyunları Çin’deki insan haklarını geliştirebilir mi?” başlıklı bir seminer düzenlendi. Seminere elliden fazla senatör, insan hakları kuruluşu ve Çin uzmanları katıldı. Ünlü Kanadalı avukat David Matas, Uluslararası İnsan Hakları Derneği konsey üyesi Bay Man Yang Wu, Çin Araştırmacı Yazarlar Derneğinin kurucusu Bay Mai Ping Chang ve İsveç Uluslararası Sınırsız Hoşgörü Derneği temsilcisi Emma Sjostrom seminerde konuşma yapmaları için davet edildiler.

Soldan sağa: Mai Ping Chan, David Matas, Man Yang Wu, Emma Sjostrom Seminere yoğun bir katılım gerçekleşti

Emma Sjostrom, 2008 Olimpiyat Oyunlarını düzenlemesi için Çin’in önerildiğine dikkat çekti. Sadece ekonomik gelişmesi değil aynı zamanda insan hakları resmini geliştirmesi de dikkate alınmalıdır. Çin 2001 yılında Olimpiyat Oyunlarını düzenlemek için başvuru da bulunurken Çin hükümetinin temsilcileri Çin’in insan hakları durumunu geliştireceklerine söz verdi ve Pekin otoritelerinin dünyadaki bütün ülkeler gibi Olimpiyat Oyunlarının insan hakları durumuna düzeltme getireceğini beklediğini belirtti. Tam altı yıl geçti ve durumun düzeldiğine dair dikkate değer bir kanıt yok, mesela; çalışma kampları, uygulamalar, adaleti destekleyen avukatların haklarından mahrum edilmesi, açıkça konuşan yazar ve gazetecilerin hapse atılması, farklı inanç gruplarının kovuşturulması, internetin engellenmesi vb. 2008 Olimpiyat Oyunları Çin’in insan haklarını geliştirmeye yardım edemezse işte o zaman tam bir başarısızlık olacaktır.

Çin Bağımsız Yazarlar Derneği yaratıcısı Bay Mai Ping Chan’in söz ettikleri:

Olimpiyat Oyunları başlamadı ama diktatör ve özgürlük yolunda çabalayan insanlar arasında tartışma yaşanmaktadır. Bu sene Ağustos ayında Pekin Çin milliyetçiliğini kışkırtan ve gücü sembolize eden bir meşale yaktı. Bir insan hakları kuruluşu da Atina’da “Kutsal İnsan Hakları Meşalesi”ni yaktı ve uluslararası toplumu Çin’deki insan hakları durumuna dikkat etmeye çağırdı. Çin Komünist Partisi (ÇKP) Olimpiyat Oyunlarını ne zaman altın madalya kazanılsa milletin zaferi olarak göğe çıkarmak için bir alet olarak kullandı. Çin Komünist Partisinin bayrağındaki küçük yıldızlar Çin’deki farklı uluslardan insanları, büyük yıldız ise hepsinin parti tarafından kontrol edildiğini temsil etmekte olduğu anlamına gelmektedir. Kanlı isyan bayrakları otokrasi tarafından zafer olarak kabul edilmektedir.

Uluslararası İnsan Hakları Derneğinin kısmi konsey üyesi ve yirmi yıldan uzun bir tecrübeye sahip bir ticaret uzmanı olan Man Yang yaptığı konuşmada: ÇKP’nin Büyük Kültür Devriminde yaşananlardan sonra sözde reform sürecini başlattı ve insanların kazançları için çalışmasını sağladı. Bu süreç hataları düzeltmekten ziyade mutlak güç kazanmayı hedefleyen başka bir ölçüdür. Parti ilk otuz yılda sistematik olarak ekonomi egemenliğini eline aldı ve entelektüel ve kültürel grupları ulusallaştırma sürecinde sayısız siyasi hareket düzenledi. 1978’e kadar Parti bütün ekonomik gücün kontrolünü temellerine transfer etmişti ve Çinli insanların zor çalışmalar sonucu yarattığı son derece değerli kültür Parti liderleri tarafından ele geçirilip kendi elleri ile kendi akraba ve destekçilerine dağıtılmıştır.

ÇKP ulusal teröristtir, zulüm, şiddet ve kin yaymak onun ortak değerleridir. Onlar geçmişte Kapitalistlere düşmanlık yaydılar, şimdi ise Falun Gong’a karşı düşmanlık yaymaktalar. ÇKP 1920’de terörizme başladı ve şiddet ve yalanları kullanarak bütün gücü ele geçirdi. 1949’da Çin’i yönetmeye başladıktan sonra bile hala şiddet ve yalanlara başvurdu ve insanın en temel haklarına ve saygıyı tamamen görmezden geldi. Tibetlilere, Hıristiyanlara, aydın sınıfına ve demokratlara kendi topraklarında ÇKP tarafından zulmedildi. Aynı şekilde Falun Gong’a da zulmedilmekte ve bu gerçekler ÇKP’nin özünün değişmediğini açıkça göstermektedir. Çin 2001 yılında Olimpiyat Oyunları Komitesine insan hakları kayıtlarını geliştirme söz vermelerine karşın Tao Shi olayı ve Gao Zhishen’in tutuklanması ile Çin’de özgürlük ve adaletin olmadığını bir kere daha gösterdiler.

“Kanlı Kampanya” kitabının yazarı Kanadalı Avukat Bay David Matas ise konuşmasında: David Kilgour ve ben Çin’deki Falun Gong uygulayıcılarından organ toplandığına dair birçok olayı araştırdık. ÇKP ölüm suçlularının onayını almaksızın organlarını toplamakta. ÇKP tarafından Falun Gong karalanıyor; insan doğasına karşı değerlerin yanında; normal olan zihinlerini kaybetmeleri sağlanıyor; hapishanedeki uygulayıcıların sayısı devamlı ölüm cezasına çarptırılmış suçlulardan daha çoktur.

David Matas farklı açıdan otuz üç kanıtı listeledi ve açıkladı: “Çin hükümeti ilk araştırma sonuçlarımıza tatmin edici bir yanıt vermedi; onların yanıtları özellikle Falun Gong’a saldırıya odaklıydı. Gerçekte Çin hükümeti bütün kaynakları elinde tutsa ve bilgilerin serbestçe kullanımına izin vermese bile onlar hala bizim son raporumuzu tamamen çürütemediler. Biz raporun ilk versiyonunu 2006 yılının Haziran ayında ikincisini ise 2007 Ocak ayında yayınladık. Ben bu kanlı suçların durdurulmasına dikkat çekmek ve dünyayı uyandırma umudu ile halen farklı ülkelerin politikacılarını ziyaret ediyorum. ÇKP aynı Nazilerin yaptığı gibi Olimpiyat Oyunlarını suiistimal etmektedir.” dedi.

İsveç Halk Partisinin yabancı işlerinden Biggita Ohlson seminere başkanlık yaptı. O, “1936 Olimpiyat Oyunları gerçekte Hitler tarafından faydalanıldı, Nazi diktatörü 11. Olimpiyat Oyunlarını düzenledi ve bu Hitlerin terörizmi sürdürmesine izin verdi ve dünya insanlarına felaketi getiren 2. dünya savaşını başlattı. Bu Olimpiyat Oyunları tarihinde bir utançtır ve Olimpiyat Oyunları Komitesi bu konuda 1954 yılında bir özür yayınladı. 2001 yılında ise Olimpiyat Komitesi ÇKP diktatörünün Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapmasına karar verdi, bu gerçekten üzücüdür.

Man Yang Wu ve Emma Sjostrom; David Matas; Chairperson Biggita Ohlson (sağda)

Soru cevap bölümünde bütün katılımcılar ÇKP’nin insan hakları durumunu açık bir şekilde tenkit etmenin çok önemli olduğunu kabul ettiler. Seminer katılımcıları Sınırsız Hoşgörü Derneği tarafından ayın 13’de düzenlenecek protesto ve ayın 14’ünde birkaç insan hakları kuruluşu tarafından düzenlenecek Kutsal İnsan Hakları Meşalesini karşılamak için yeniden bir araya gelmeyi memnuniyetle kabul ettiler ve konuyu devamlı olarak takip edeceklerini açıkladılar.

* * *

Here is the article in English language:
http://en.clearharmony.net/articles/a41864-article.html

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.