İngiltere: Çok Daha Fazla Batılı Gerçeği Öğrendi ve Zulmün Durdurulması Çağrısında Bulundu

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

İngiliz Falun Gong uygulayıcıları başkent Londra’da halkı zulümden haberdar etme çabalarına devam ettiler. Uygulayıcılar peş peşe birkaç hafta sonu Trafalgar Meydanının hemen yanındaki St. Martin Meydanına gelip, fotoğraflar sergilediler, Falun Gong’un beş takım egzersizini gösterdiler, Falun Gong broşürleri dağıttılar ve imza topladılar. Onlar İngiltere’deki daha fazla insanın Falun Gong’u görmesini, duymasını ve anakara Çin’deki Falun Gong uygulayıcılarının çektiği acımasız zulmü öğrenmelerini ve zulmü durdurma çağrısında bulunan dilekçeyi imzalamalarını istediler. Bir nehir gibi akan insan kalabalığı “Falun Gong’a Çin’de zulmediliyor” yazılı pankartın önünden geçti. Posterleri okumak için duranlar kısa bir muhabbetten sonra dilekçeyi imzaladılar, uygulayıcılar artık çok daha fazla Batılı insanın gerçeği duyduğunu ve öğrendiğini fark etti. Birçoğu çeşitli yollardan zulmü kınayarak kendileri için parlak bir gelecek seçtiler.

Yaşlı bir İngiliz beyefendi kendisine uzatılan broşürü dostça kabul etti. Kendisine dilekçeyi imzalamak isteyip istemediği sorulduğunda, “Ben sizi destekliyorum. Ben daha önce iki defa imzaladım. Ben sizin yanınızdayım.” dedi.

Bir İngiliz bayan imza vermek üzere direkt dilekçeye doğru yürüdü, uygulayıcılara kendisinin de yoga yaptığını söyledi. Falun Gong’u duymuştu ve onun iyi olduğunu biliyordu ama Çin’de zulüm görmekteydi. Birçok arkadaşı ve meslektaşı ile Trafalgar Meydanındaki büyük bir faaliyete katılmaktaydılar. O bütün arkadaşlarına Falun Gong’u desteklemek için imza vermeleri için gelmelerini söyleyecekti. Sonra gerçekten de iki defa toplam yirmi arkadaşını getirdi.

Diğer bir batılı bayan ise kavşakta duran bir uygulayıcıdan broşür aldı. O durdu ve uygulayıcıya uygulayıcılarla ilk olarak bir yıl önce burada karşılaştığını ve “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü” ilkelerini izleyen Falun Gong uygulayıcılarına Çin’de barbarca zulmedildiğini ilk olarak burada duyduğunu söyledi. Zulmün hala devam etmekte olmasından büyük üzüntü duydu. Bir Hıristiyan olarak iyiliğin ödüllendirileceğine ve kötülüğün cezalandırılacağına ve son kararın yaklaşmakta olduğuna inanmaktaydı. Onun düşüncesine göre, bugün dünyada yaşanan felaketler kötüleri cezalandırmak için Tanrı başlattı. “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü” ilkelerini izleyen Falun Gong’a inandığını ve onların kazanan iyiliğin temsil ettiklerini sözlerine ekledi. O, Falun Gong’a zulmedenlerin sonunda cezalandırılacağını da belirtti.

İrlanda’dan bir beyefendi, sergilenene panolardaki bilgileri okudu, bir broşür aldı ve bir uygulayıcının teşviki ile dilekçeyi imzaladı. Sonra bir an döndü ve uygulayıcıdan daha fazla Falun Gong materyali istedi. O uygulayıcı insan hakları üzerine bir Master tezi yazdığını söyledi. Okuduğu broşür sayesinde Çin Komünist rejiminin Falun Gong’a karşı zulmünü insan hakları ihlalleri açısından önemli bir olay olarak gördüğünü belirtti. Zulmü etraflı bir şekilde anlaması gerekliydi. Sonuç olarak uygulayıcı ona Falun Gong’u gerçeği DVD’sinden ve Kanadalı bağımsız araştırmacılar tarafından hazırlanan Çin’deki Falun Gong Uygulayıcılarından Organ Toplama İthamlar Raporunun bir kopyasını verdi ve doğru bir seçtiğini söyledi.

Londra dışından İngiliz bir bayan Trafalgar Meydanındaki bir toplantıya katılmıştı ve karşılaştığı bayan bir uygulayıcıdan broşür aldı. Broşüre kısa bir süre baktıktan sonra ilgili bir şekilde, “Falun Gong nedir?” diye sordu. Uygulayıcı Falun Gong’u, dünya çapında yayılışını ve anakara Çin’deki uygulayıcıların çektiği acımasız zulmü ayrıntıları ile ona tanıttı. Ayrıca sergilenen posterleri ve bilgileri okumasını için onu teşvik etti. Falun Gong uygulayıcılarına nasıl acımasızca işkence yapıldığını hatta inançlarını bırakmadıkları için hala canlılarken organlarının çıkarıldığını anlatan posterleri gördükten sonra büyük bir üzüntüyle, “Durdurulmalı’ Durdurulmalı!” dedi. O ayrıca uygulayıcıya Çin Komünist Partisinin Falun Gong’a karşı acımasızlıklarının kendisine Nazilerin soykırım suçlarını hatırlattığını söyledi. Bunun gibi bir hükümetin Olimpiyatları düzenlemesine izin verilemez. Nazi Almanya’sı 1936’da Olimpiyat Oyunlarını düzenlerken dünya Hitlerin askeri rejimi altındaki hızlı ekonomik büyüme ve yüksek iş oranının cazibesi ile onun bekçisi olduğunu düşündü. İkinci Dünya Savaşı onu izleyen dünyaya çok acı bir ders verdi. Bizler kendi tarihimizi tekrarlamamalıyız.

Bir beyefendi dilekçeyi imzalarken bir arı resmi çizdi. Stanttaki uygulayıcı ona Falun Gong’u nereden bildiğini sordu. O, Amerika’dan diye cevapladı. New York’taki Falun Gong uygulayıcılarından gerçeği duymuştu. Londra’da yeniden Falun Gong zulmü hakkındaki gerçekleri duyacağını beklemiyordu. Böylesi insanlık dışı bir zulümden dolayı kendisini çok kötü hissettiğini belirtti. İçtenlikle zulmün en kısa sürede durmasını umduğunu ifade etti.

Bir İngiliz beyefendi ve bir Çinli bayan uzun bir zaman sergilenen posterlerin önünde dururlarken, bayan beyefendiye bazı şeyler açıkladı. Bir uygulayıcı yanlarına gitti. Beyefendi, Hong Kong’dan geldiklerini ve anakara Çin’deki Falun Gong zulmü hakkındaki gerçeklerin hepsini bildiklerini söyledi. Falun Gong uygulayıcılarına acımasız işkenceler yapılarak öldürüldüğü gerçeğine büyük ölçüde inanıyorum ve burada gösterilenlerin hepsi Çin Komünist rejimi tarafından sansürlenecektir, en fazla %10’u Çin’de gösterilmekte, aynı şekilde Tiananmen Meydanı katliamı gerçeği de saklandığı için sıradan Çinliler bugüne kadar gerçeği öğrenemediler. Yanındaki bayanda “Siz haklısınız. Ben de Çin’de bu materyalleri görmedim.” diyerek söylediklerini onayladı. Bunları söyledikten sonra bayanda uygulayıcıdan bir broşür aldı.

* * *

Here is the article in English language:
http://en.clearharmony.net/articles/a42289-article.html

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.