İngiltere Dışişleri Ofisi 2007 İnsan Hakları Yıllık Raporunu 25 Mart 2008’de yayınladı.
Raporda, İngiltere hükümetinin Çin’deki insan hakları ile ilgili “ölüm cezası ve onun uygulama sürecindeki şeffaflık eksikliği, işkence, bağımsız yargılama eksikliği, adil yargılamaya engel olma, zorunlu çalışma ile tekrar eğitim kampları dâhil olmak üzere yasadışı gözaltına almalar, yetersiz hapishane koşulları ve suçlulara kötü muamele, insan hakları savunucuları için başarısız koruma, dinlere inananlara rahatsızlık verme, Xinjiang (Sincan) ve Tibet bölgesindeki kısıtlayıcı yönetim ve ifade ve birlik özgürlüğüne sınırlamalar” gibi konulara “hala dikkat etmekte” olduğu ifade edildi.
Çin’de adı çıkmış çalışma kampları veya zorunlu çalışma ile tekrar eğitim sistemi ile ilgili olarak raporda, “Biz, büyük miktarda Çinlinin herhangi bir yargılama işlemi olmaksızın zorunlu çalışma kamplarında alıkonulmasına yakından dikkat etmekteyiz. ... Biz devamlı olarak bu konu ile ilgili dikkatlerimizi sürdürmekteyiz, özellikle de alıkonulmakta olan büyük miktarda Falun Gong uygulayıcısı hakkında yayınlanan haberlere ve Çin’deki her çeşit idari alıkoymanın kaldırmasını teşvik etmekteyiz.”
Rapor da ayrıca, İngiltere Hükümeti “Çin’de resmen tasdik edilen dinsel grupların hala çok sınırlı olduğuna, kayıtlı olmayan dinlere inananlara sınırlama ve rahatsızlık verilmesi ve Falun Gong takipçilerinin alıkoyulması ve rahatsız edilmeleri ile ilgili raporlara çok dikkat etmekteyiz.” dendi.
Ahlaksız organ toplama olayı ile ilgili olarak ise, “1 Mayıs 2007’de, Çin Sağlık Bakanlığı yeni yasayı uygulamaya başladı, organ satışını yasaklandı ve bağışlar için yazılı rıza gerekmekte. (Bu yasa, 1 Temmuz 2006 tarihinde kısa bir süre uygulanan yasanın yenilenmesi ile yeniden yürürlüğe girmiştir.) Ölüm cezası suçlarının organlarının kullanılması da bu yasa kapsamındadır. Biz, organ nakli konusunda Çinli yetkililerin uluslararası ahlak standartlarına göre gelişim göstermeye devam edeceklerini ummaktayız.” ifadeleri yer aldı.
Raporda basın ve ifade özgürlüğü dâhil olmak üzere başka özel alanlara da değinildi. “1 Kasım 2007’de acil olayların haberini yapmak hakkında yeni bir yasa uygulanmaya başladı, bu yasa içinde ‘sahte bilgi’nin yayılması yasaklandı.” Bu yasa, ceza ölçüleri için yayınlamaları kapatmaktan suça ait cezaya kadar şart koştu.
“Ekim 2007’deki 17. parti kongresi düzenlenmeden önce, muhaliflere ve demokratlara baskı hareketi çoğaldı. Biz, bunun gibi olaylardan duyduğumuz endişeyi Çin’e ilettik. İfade özgürlüğüne daha fazla izin verilmesi Çin’in çıkarlarını güçlendirir, çünkü bu hem Çin hükümetinin sorumluluğunu yükseltecek hem de siyasetini daha iyi bir şekilde geliştirecektir.”
Raporda aynı zamanda İngiltere ve AB tarafından kullanılan hareketler de anlatıldı. Örneğin, “İngiltere ve AB olarak ilk önce dikkat edilen olaylar için hemen hareket geçmeye devam etmekteyiz. Geçmiş bir yıl içinde birkaç defa hareket uyguladık. Çin hükümeti ise hayal kırıklığı yaratan cevaplar verdi. Pekin’deki İngiltere Büyükelçiliği ve Guangzhou’daki Başkonsolosluğundan yetkililer, ilk önce dikkat edilen olayların yargılamalarına katılmak için defalarca çabaladı, fakat bugüne kadar hepsi reddedildi.” dendi.
* * *
Here is the article in English language:
http://en.clearharmony.net/articles/a43753-article.html
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.