Üstada ve Fa’ya gerçekten inanırsan her sınavından ve her zorluktan geçebilirsin. Aşağıda Üstada ve Fa’ya inanarak hastalık karması sınavından nasıl geçtiğime dair deneyimim yer almaktadır.
2006 yılının Eylül ayında bir gün, akrabalarımdan biri telefon edip beni üniversite sınavını kazanan torunu için verdikleri kutlama yemeğine çağırdı. Ben de bu arkadaşlarımı ve akrabalarımı görmek için çok iyi bir fırsat olacağını düşündüm ve kabul ettim.
Ertesi gün kahvaltıyı hazırlamak için erkenden kalktım. Fakat kahvaltıyı tam hazırlamıştım ki, karnımın sol tarafında birden sancı başladı ve zaman geçtikçe sancı daha çoğaldı. Sancı yüzünden düz duramadım. Yatağımda sağ sol dönmeye başladım, sancı o kadar fazlalaştı ki vücudum komple ter içinde kaldı. Gözlerim sancıdan hiçbir şeyi net göremiyordu.
O anda kafamda şöyle düşünüyordum: eğer eksikliğim varsa, ben Dafa’ya göre düzelteceğim ama eski güçlerin beni engellemesine ihtiyaç duymuyorum. Eski güçlerin herhangi bir ayarlamasını kabul edemem. Ben bir Dafa uygulayıcısıyım ve ben sadece Üstadın ayarladığı şeyleri kabul ederim, sadece Üstadın ayarladığı yolda yürüyeceğim, başka hiçbir şeyi kabul edemem. Ben zorla kalkıp doğru düşünceler yollamaya çalıştım, fakat sancı çok fazla olduğundan zihnim bir türlü sakinleşmedi. Ondan sonra MP3 çalarımı buldum ve Üstadın Derslerine ait ses kaydını dinlemeye başladım. Yaklaşık yarım saat kendimi zorladım, fakat sancı aşırı derecede yoğun olduğundan daha fazla dayanmadım ve MP3 çalarını da bıraktım. Yatağımda sağ sol dönerken, ben tekrar içimi aramaya çalıştım, yapmam gereken “üç iş” yönünden tek tek aradım, bir iki ufak tefek eksikliğimi buldum ve içimden onları daha iyi yapacağıma söz de verdim, fakat sancı hala devam etti. Yanımdaki kızım benim için fazla endişelendi.
Sabah saat sekizden öğlen saat on ikiye kadar, durmadan o kadar fazla sancı çektim ki sanki ölüyor gibi hissediyordum. Oğlum öğle saati eve döndü ve durumumu gördükten sonra hemen bana, “Hemen hastaneye gidelim ve bir ultrasyon çektirelim, belki böbrek taşı vardır.” dedi. O anda, Üstadın Zhuan Falun kitabında anlattığı bir cümleyi hatırladım, “Qigong uygulaması ve gerçek xiulian uygulaması hastalığa yol açmaz, özellikle de bu koşullar altında.” Ben kesin bir şekilde oğluma, “Ben bu kadar büyük Fa’yı öğreniyorum, evrensel asıl Fa’yı öğreniyorum, nasıl bir taş oluşturabilir ki? İmkânsız, kesinlikle olamaz, vücudumda hiçbir taş oluşamaz.” Dedim.
Oğlum benim ilaç içmeyeceğimi biliyordu ve bana, “Biliyorum ilaç içmek istemiyorsun, biz sadece hastanede kontrolden geçeceğiz ve başka bir şey yapmayacağız.” diye ısrar etti. İçimde anladım ki ben tanrısal yolda yürüyen biriyim, sıradan insanlar olan doktorlar nasıl beni kontrol edebilirler ki?!
Ondan sonra oğluma, “Ben bir uygulayıcıyım, onlar beni kontrol edemezler.” dedim. Oğlum da, “Ama bu durumda eğer hastaneye gitmezsen sen kendi kendine nasıl iyileşebilirsin?” Ben içimde Üstada, “Üstat, ben kesinlikle bu sınavdan geçeceğim. Oğlum dâhil henüz Dafa’ya yüzde yüz inanmayan kişiler Dafa’nın gücüne şahit olmalı. Üstat, lütfen bana yardım et. ” diye rica ettim.
O sırada oğlum sık sık beni hastaneye götürmeye için baskı yaptı. “Ben gitmem” dedim. “Gitmezsen eğer bir tehlike olursa ne yapacağız?” dedi. Ben de yüksek sesle, “Ben hemen iyi olacağım! Hemen iyi olacağım! Üstat yanımda, Üstat yanımda, Üstat yanımda!” diye tekrarladım. O andan, zihnimde en ufak bir şüphe bile yoktu ve kendime hiçbir zaman o kadar güvenmedim. Ondan sonra, oğluma, “Hadi, sen kendin işinle uğraş, beni bırak.” dedim. Oğlum istemeyerek de olsa odamdan ayrıldı.
Yatağımdan zorla kalktım, bir elimi karnıma bastırıyor, diğer elimi duvara koyarak destek alıyordum. Ben adım adım Üstadın resminin önüne geldim ve ona yanlış yaptıklarımı anlatmaya başladım. Gözyaşım durmadan dökülüyordu ve içimden, “Üstat, öğrencin nerede yanlış yaptığını bulamıyorum, lütfen beni ikaz edin, ben kesinlikle bugünden sonra iyi yapacağım.” dedim.
Yatağıma döner dönmez, dışarıda oğlum ve kızımın bağırarak konuştukları duydum, “Bu kadar acil durumda nasıl yemek yiyebilirsin ki?” Oğlumun lafı hemen beni uyandırdı ve bugün akrabama gitme amacımın doğru olmadığının farkına vardım. Evet, bugün akrabama sadece yemek yemek ve diğer katılan kişiler ile eğlenmek için gidecektim. Bu bir araya gelme fırsatını onları kurtarmak için kullanmayı hiç de düşünmemiştim. Artık Fa-düzeltmesi son döneminin son dönemine girdi ve bu acil durumda, bir Dafa uygulayıcısı olarak Üstadın bana verdiği bu insanları kurtarma fırsatını sadece eğlence için kullanacağımı düşünmüştüm. Sıradan insana ait duygusallığım fazla ağır değil mi? Benim bir yanlış zihnim yüzünden bu kişiler belki kurtarılma fırsatını daima kaybedecekler.
Buraya kadar düşünmem ile karnımdaki sancı birden kayboldu. Yaklaşık bir dakikadan az bir sürede, baştan aşağı bütün sancım tamamen yok oldu ve tüm vücudumu çok hafif hissettim.
Ben odamın kapısı açtım ve yüksek sesle, “Çocuklar, iyileştim, sancı kayboldu.” dedi. Kızım ve oğlum çok heyecanlı bir şekilde yanıma geldiler ve “Gerçekten mi?” diye sordular. Ben, “Gerçekten, Üstat bana yardım etti!” diye cevapladım. Ondan sonra, ben kızım ile birlikte akrabama gittik. Yolda kızıma, “Bu defa ana olarak onları kurtarmak için oraya gideceğiz.” diye söyledim.
Tüm yolda ben durmadan doğru düşünceler yolladım ve herhangi bir sorun olmadan akrabamın evine vardık. Çay içtikten hemen sonra, oraya gelen tüm akraba ve arkadaşlara Dokuz Yorumu (Komünist Üzerine Dokuz Yorum) ve “üç terk etme”yi anlatmaya başladım. Birkaç kişi ÇKP’den fazla zehirlendiğinden ÇKP’yi terk etmeyi pek fazla istemediler. Bu durumda ben onlara kişi başı birer tane Dokuz Yorum kitabını verdim ve herkes aldı. Üniversiteyi kazanan yeğenime, “Üniversiteye giderken sakın ÇKP’nin üyesi olma, sadece iyi bir öğrenci olsan yeterli.” dedim. O da kabul etti. Yemekten sonra, gelen diğer kişilere tekrar gerçeği anlatmaya başladım ve kısa zamanda birkaç on tane gerçeği açıklayan materyalin hepsini verdim.
Eve döndükten sonra, kendimi çok rahat hissettim. Akşam üstü o günkü deneyimimi topladım. Aydınladıklarım: a) Üstada ve Fa’ya inanırsak kesin bir şekilde her sınavdan ve zorluktan geçilebilir. b) Üstadın “Aslında Dafa’nın gücü en etkili ilaçlardan daha etkili olacak” (2003 Atlanta Fa Konferansında Fa’yı Öğretme) sözünü daha iyice anladım. Üstadın söylediklerinin hem gerçek hem de doğru olduğunu anladım. c) Her zaman her yaptığımız şeyi Dafa bakışından düşünmeliyiz, insanları kurtarma temelinde düşünmeliyiz. d) Herhangi bir zorluğa veya bir sınava girerken, içimizi aramalıyız, aydınlamaya çalışmalıyız ve eski güçlerin herhangi bir ayarlamasını tamamen kabul etmemeliyiz. e) “Sadece aydınlanma yetmiyor, doğru zihin ve doğru eylem ile yapman gerekir.” (Los Angeles Fa Konferansında Fa’yı Öğretme)
Yukarıda yazılanlar benim bir sınavdan geçme deneyimimdir. Eğer yanlışlığımı bulursanız lütfen düzeltin.
Çince Metin: http://www.minghui.ca/mh/articles/2008/3/5/173647.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.