Kocam İle Olan Sıkıntımı Nasıl Aştım

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Paylaşım konuşmaları yoluyla, Çin Komünist Partisi ÇKP tarafından yalan bilgilerle zehirlenmiş olan aileleri işkence görmekten korktuğu için, hala Fa’yı çalışamayan, egzersizleri yapamayan ve 3 şeyi ağırbaşlılık (ciddiyet) ile yapmayan kişiler olduğunu duyuyorum. Ailemdeki bu sıkıntı ile nasıl savaşmış olduğumu sizlerle paylaşmak istedim, belki uygulayıcı arkadaşlarıma faydası dokunabilir.

20 Temmuz 1999 tarihinden önce, kocam benim Falun Gong uygulamamı çok destekliyordu. Hatta 20 Temmuz 1999 tarihinden çok kısa bir zaman önce, Pekine gidip Fa’yı onaylatma kararımı bile desteklemişti. Fakat 1999 yılının sonunda, ben hapishaneden bırakıldıktan sonra, Fa’yı çalışmamı ve egzersizleri yapmamı durdurmaya çalıştı. Bunun en önemli sebebi benim tekrar hapsedilmemden korkması idi. Komünistlerden korkuyordu. Komünistlerin şiddete başvurduğunu ve bizim onlarla savaşacak kadar güçlü olmadığımızı düşünüyordu. Söylediğim hiçbir şeyi dinlemiyor ve benim Falun Dafa’yı bırakmam konusunda ısrar ediyordu. Her ne zaman beni kitapları okurken görürse, sinirden kuduruyor ve onları elimden alıyordu; her ne zaman beni egzersizleri yaparken görürse sinirden köpürüyor ve beni dövüyordu.
Bana sık sık vuruyordu. Eğer herhangi bir Dafa kitabını yok ederse, bu durumun onu için korkunç olacağından korkuyordum. O yüzden gündüzleri elden kitap alıyor ve geceleri o etrafta yokken okuyordum.
Geldiğini duyduğumda derhal kitapları saklıyordum. Kitapları yok ederek karma yaratacağından korkuyordum. Uzun bir süredir işte bu şekilde Fa çalışıyordum. Birkaç keresinde, o evde olmadığı esnada, onun kapıda olduğunu düşündüm ve derhal kitapları sakladım. Sonra, ona karşı korku beslediğim takıntısına sahip olduğumun farkında vardım ve şeytanlar bana engellemeler oluşturmak için halisülasyonlar yaratıyordu. O zamandan sonra durmadan kendime bu korku takıntısını yok etmem gerektiğini hatırlatıyorum.

Egzersizleri yapmak için sabah kalktığımda o da sürekli benimle birlikte uyanıyor ve ellerimi indiriyordu ve böylece egzersizleri yapamıyordum. Bazen kollarıma baskı yapıyor ve vücudunun altında zorla tutuyordu ve kımıldayamıyordum bile. Canımı çok yakıyordu. Daima sessizce ağlıyor ve sürekli olarak “dayanması zor ama dayanabilirsin, yapması zor ama yapabilirsin” (Zhuan Falun) cümlesini tekrarlıyordum ve bir de “Kişinin Kalbini ve İradesini Geliştirmek” ((Hong Yin) şiirini durmaksızın tekrarlıyordum. O zamanlar başım fena halde dertteydi ve bu testi geçemediğim için sürekli sessizce ağlıyordum. Bir başka takıntı yaratmıştım –kendimden endişelenme takıntısını geliştirmiştim. Hatta Shifu’nun resminin önünde diz çöküp ağlayıp yakınıyor ve Shifu’dan bana yardım etmesini istiyordum. Özellikle aile meseleleri ile ilgili Fa’yı okuyordum. Hatta eşimden boşanmayı bile düşünüyordum. Fakat sonra, problemler ile karşılaştığımız zaman kendi içimize bakmamız gerektiği konusunda Shifu’nun söylediklerini hatırladım: “Sırf xiulian uygulaması yüzünden eşinizden boşanmanıza izin verilmez” (Zhuan Falun) Shifu’nun öğrencileri olarak, Shifu’nun sözlerini düşünmemiz gerektiğini düşündüm. Bu arada hem rekabet etme takıntımın hem de kıskançlık takıntımın çok güçlü olduğunu fark ettim. Ve diğer başka insani fikir ve kanılara sahip olduğumu gördüm -mesela nefret gibi. Ve aynı zamanda şunu fark ettim ki, kocam beni dövmeden önce düşüncelerim Shifu’nun “Hoşgörü Nedir?” makalesinde tanımladığı gibi değildi. Sürekli gözyaşları içerisindeydim ve kalbim bana içinde bulunduğum durumun çok adaletsiz olduğunu söylüyordu. Bütün bu şeyleri fark ettiğimde, kocamdan boşanma düşüncesini bıraktım ve kocam hakkında düşünmeye çalıştım. Takıntılarımı terk etme konusunda azimliydim (kararlıydım) ve artık ondan eskisi kadar nefret etmiyordum. Fakat ruh hali iyi olmadığında ve beni Fa’yı çalışırken ya da egzersizleri yaparken gördüğünde, hala beni dövüyor ve hala beni lanetliyordu.

O zaman Shifu’nun “Fa’nın açıklanması” isimli makalesinin anlaşılmasının zor olduğunu düşündüm ve onu ezberlemeye karar verdim. “Sıkıntı gelip çattığında, eğer siz, bir uygulayıcı olan siz, gerçek anlamda sarsılmaz bir sükûneti koruyabilirseniz veya farklı seviyelerdeki farklı gereksinimleri karşılamada azimli olursanız, bu sizin için testi geçmede yeterli olacaktır. Eğer bu, sonu gelmeksizin bu şekilde devam ederse ve xinxing’inizde veya davranışlarınızda hiçbir problem olmazsa, şeytanlar kontrolünüzü kaybetmenizden kaynaklanan zayıf noktalarınızı kullanıyor olmalılar. Bununla birlikte, bir uygulayıcı sıradan bir insan değildir. O halde neden orijinal doğanız olan kısmınız Fa’yı rektife etmiyor?

Bir anda kocamın neden bana sürekli engelleme yarattığının farkına vardım. Ona haddinden fazla boyun eğiyordum ve şeytanlar bundan istifade ediyor, bunu sömürüyorlardı. O zaman birden Shifu’nun “‘Ortam” makalesinde ne söylemiş olduğunu anımsadım: "...fakat bu evrenin Yüce Dafa’sına gelice, ona hakettiği konumu vermekten utanıyorsunuz – insanoğlunun gerçek utancı budur. (Daha İleri Yükselmeler I) Ağırbaşlı bir biçimde kocamın önünde Fa’yı çalışmaya ve egzersizleri yapmaya karar verdim. Dafa’nın benim hayatım olduğunu onun bilmesini sağlamak zorundaydım.

O akşam elime Zhuan Falun’u aldım ve açık ve saygın bir biçimde okumaya başladım. Kocam eve geldiğinde, tekrar onun kitabı alıp götüreceğinden dolayı kendimi gergin (endişeli) hissettim fakat bu düşünceden kurtulmak için kendimi iyice zorladım. Beni elimde Zhuan Falun’u tutarken gördüğünde, sinirle köpürdü ve kitabı elimden almaya çalıştı. Tüm vücudumu kitabın üzerine bastırdım fakat buna rağmen elimden kitabı almayı başardı. O zaman ona sertçe şunu söyledim: “O kitabı derhal bana ver. Sen sürekli bu ev için hep iyi şeyler yaptığını söylemedin mi? Sana çok ciddi bir şekilde söylüyorum: benim hayatım bana Dafa tarafından verildi. Eğer sadece Dafa burada olacak ise ben de burada olacağım; eğer ben burada isem kitapta burada olacak. Eğer ben sadece xiulian uygulayacak isem, bu durum bu ev için en iyisi olacak. Şu andan itibaren benim Fa’ya çalışmama engel olmana izin vermeyeceğim. Her gün saat 11.00 e kadar Fa’ya çalışacağım ve beni engellemene (huzursuz etmene) izin vermeyeceğim. Fakat bu durumun benim ev işlerini yapmamı aksatmama sebep olmayacağından emin olabilirsin.” Benim çok ciddi olduğumu ve hayatımı Fa’yı korumak için kullanacağımı gördü o yüzden kitabı yatağın üzerine koydu ve şöyle söyledi: “Devam et. Devam et.” Sonra da televizyon izlemeye gitti. Tüm kitapları aldım, hepsini yatağın üzerine koydum ve ondan odaya gelmesini söyledim. Ona tekrar çok ciddi bir biçimde: Burada 15 tane kitabım var. Onları tam olarak şifoniyerin üzerine koyacağım. Eğer herhangi birini eksilmiş görürsem, bana bunun sebebini açıklamak zorunda kalacaksın.” dedim. Bana şöyle bir baktı ve gülümsedi: Merak etme hiçbirine karışmayacağım” dedi. O andan itibaren kitaplara hakikaten hiç dokunmadı ve bir daha benim Fa’ya çalışmama engellemeler yaratmadı.

Bir gün yatağın üzerinde meditasyon yapıyordum ve kocam bir anda egzersizleri yapmayı durdurmamı söyledi. Durumum oldukça iyi sayılırdı ve hangi takıntımın tekrar bu duruma sebep olduğunu anlama çalıştım. Bunun sebebi en son seferinde olayı iyice anlatamamış olmam mıydı? diye düşündüm. Durmayı reddettiğimde, beni dövmeye başladı. Beni yere fırlattı ve ben de yerde meditasyona devam etmeyi sürdürdüm. Beni oturma odasına doğru sürükledi ve bende oturma odasında oturmaya devam ettim.
Egzersizleri bitirene kadar bırakmayacağımı söyledim. Beni dışarı attı ve ayaklarını üzerime bastırdı, hareket edemiyordum. O kadar kızgındı ki, yüzü tanınmaz bir haldeydi. Kış günüydü ve üzerimde ince bir (tek kat) elbise vardı. Sırtım ve bacaklarım o kadar üşüdü ki acı içerinde kaldılar ve hissizleştiler.
İçimden “Hoşgörü nedir?” ve “Gerçek Xiulian” makalelerini sürekli biçimde tekrarlıyordum. Fa’yı içimden tekrarladıkça zihnim giderek daha da sakinleşti. Acıyı hissetmeyi bıraktım ve artık canım acımıyordu. O anda, ona karşı hiçbir kin veya nefret hissetmiyordum.

Onu çok kızgın bir durumda gördüm ve ona çok acıdım. O gün, onunla aramızdaki bütün karmik borçları sonlandırmayı düşündüm. Gülümsedim ve ona: “Beni yeterince dövdün mü? Eğer yeterince dövmediysen, lütfen devam et. Eğer yapmış olduğum yanlış bir şey varsa bana söyleyebilirsin. Eğer sana önceki hayatlardan çok fazla borcum var ise hepsini sana geri ödemek istiyorum. Eğer beni lanetlemek, beni dövmek veya beni öldürmek istiyorsan lütfen durma devam et. Yapmak zorunda olduğunu hissettiğin şey, kızgınlığını bastıracaktır, durma sadece yap. Garanti diyorum ki bana vurulduğunda ya da hakaret edildiğinde karşılık vermeyeceğim. Bugün aramızdaki tüm borçların hallolmasını istiyorum.” dedim. Kocam bu cümleleri duyduğunda gözünde yaşlarla bana dedi ki: Acele et, ayağa kalk. Yer çok soğuk. Bana hiçbir şey borçlu değilsin.” Sonra beni ayağa kaldırdı. Benimde gözlerim yaşlarla dolmuştu ve ona: “eğer sana bir borcum olmadığını söylüyorsan, o zaman benim Fa’ya çalışmama engelleme yaratma” dedim. O da bana: Lütfen egzersizlerini yapmaya devam et” dedi.

O günden sonra bir daha benim egzersizlerime müdahale etmedi. Bir sabah uyuyordu. Onun tam yanında egzersizleri yapıyordum ve aniden onun rengârenk bir siper (örtü) ile kaplandığını gördüm. Eşim siperin altında çok küçük görünüyordu. Artık bana daha fazla engelleme yaratmaması için bu siperi onun üzerine koyanın, benim kararlılığımı görmüş olan Shifu olduğunu biliyordum.

Bugünlerde insanlara işkenceyi anlatmak ve ÇKP’den ayrılmalarını söylemek için dışarı çıktığımda, bana hiç müdahale etmiyor. Hatta bazen arkadaşları ile ve de akrabaları ile konuştuğumda bana yardım bile ediyor. Bir gün Falun Dafa hakkındaki gerçeği bilmeyen bir eşimin bir arkadaşı Falun Dafa’yı bırakmam için beni ikna etmeye çalışıyordu. Fakat eşim bir anda: “Karım ne yapıyor ise ben onu destekliyorum” dedi.
Şimdi aynı zamanda bu arkadaşı da Falun Dafa hakkındaki gerçekleri öğrendi ve ÇKP den ayrıldı.

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.