Adım Qin San (takma ismi) ve 37 yaşındayım. 2008 yılının Eylül ayında Falun Gong’u uygulamaya başlayan yeni bir uygulayıcıyım. Uygulama yapmadan önce, burun nezlesi kanserinin orta ve son dönemindeki bir hastaydım. Kanser hücresi tamamen yayılmış olduğundan, tüm sırtımda, iki kolum ve bacaklarımda farklı boylardaki tümörler her yerde buruştu. Gözüm göremiyordu, saçlarımın yaklaşık hepsi dökülmüştü, ağzım ve burnum bir tarafa yamuldu ve görüntüm tamamen değişti.
Ben sıradan bir işçiyim. Hastalığımı tedavi ettirmek için ailemin tüm birikimlerini harcadım ve ailem de parçalama durumuna geldi. Hiç çarem kalmadığında bir arkadaşımdan biraz para ödünç aldım, uygun bir tapınak bulup, ölene kadar bir keşiş olmaya hazırladım.
Ondan sonra, Wudang Dağındaki bir tapınağa gittim. Orada 4 ile 5 gün kaldım, her defa yemek için 6 yuan ve her akşam kalmak için 8 yuan, yani günde 26 yuan harcamak zorunda kaldım. Ondan sonra, yaşlı bir keşiş benimle görüştü. Ona gelme amacımı anlattıktan sonra, yaşlı keşiş bana açık bir şekilde dedi ki, “Bizim tapınağımız seni kabul edemez, çünkü biz turistik iş yapıyoruz. Ben sana bir Tao ustası tavsiye edeyim, sen git bir bak bakalım o seni bir çırak olarak kabul edebilir mi?” Yaşlı keşiş, lafı bitir bitmez hemen ayrıldı. Başka çarem olmadığından bahsedilen o Tao ustasına gitmek zorunda kaldım.
Bir dağın ortasında küçük bir mağara vardı ve Tao ustası onun içinde oturuyordu. Ben zorla mağaraya yaklaştım ve Tao ustasını gördüm. O, bana, “Ben de zorla geçiniyorum ve yaşayabilmem için en az miktarda yemek yemek zorundayım. Bu yüzden seni kabul edemem ve de seni kurtaramam. Şu anda sadece Falun Gong’un Üstadı seni kurtarabilir. Sen Falun Gong’u bulmalısın!” dedi. Bunu duyar duymaz, “Anne babam Falun Gong’u uyguluyorlar.” diye söyledim. O, “O zaman hemen evine dön ve onlardan öğren.” dedi. O zaman cebimde hiç param kalmamıştı. Tao ustası hiç düşünmeden bana üç yüz yuan yol parası vermek istedi. Onun cömertliği beni çok duygulandırdı ve “Çok teşekkür ederim! Sadece yüz yuan benim için yeterli!” diyerek parayı aldım. Dağdan indikten sonra bir dönüş bileti alıp anne babamın evine döndüm.
Anne babam durumumu gördükten sonra, bana acele etmememi ve kesin bir şekilde Dafa’ya inanmamı Dafa’nın beni kurtarabileceğini söylediler. Gözüm iyi görmediğinden, anne babam bana Üstadın ders kasetlerini dinlettiler ve aynı zamanda bana egzersizleri de öğrettiler. Dördüncü günde, Üstat vücudumu temizlemeye başladı ve benden bir sürü siyah şeyler ishal yoluyla çıktı. Ondan sonra kendimi birden güçlü ve hafif hissetmeye başladım. Meditasyon yaparken, gözümde sıkça şimşek gibi parlak şeyler gördüm ve yavaş yavaş anne babamı görmeye başladım. Ailemdeki herkes çok mutlu oldular.
Gözüm görmeye başladıktan sonra, hemen Zhuan Falun’u okumaya başladım ve çoğu zaman her iki günde bir defa kitabı komple okuyordum. Ondan sonra, Üstadın farklı yerdeki Fa öğretilerini ve Dafa’nın diğer kitaplarını da okudum. Her gün anne babam ile beraber Fa’yı çalıştım, egzersizleri yaptım ve birlikte uygulama tecrübelerimizi paylaştık. Böyle devam edince, inanılmaz bir mucize meydana geldi.
İki hafta sonra, vücudumdaki tüm tümörler kayboldu, ayak tırnaklarım da normal rengine döndüler ve yavaş yavaş siyah saçlarım da çıktı. Komşularımın hepsi, “Falun Dafa gerçekten iyi!” diye söylediler. Tam olarak 33 gün boyunca Fa’yı çalışıp, egzersizleri yaptıktan sonra, sağlığım tamamen iyileşti.
Falun Dafa’nın Üstadının merhametli yardımı ile ölümcül hastalığımdan kurtuldum. Üstat beni kurtardı ve Dafa bana ikinci defa hayat verdi. Ben içtenlikle Üstadın kurtarışına çok çok teşekkür ederim. Fa’yı geç elde etmeme rağmen, kesin bir şekilde eski uygulayıcıların yaptıkları gibi daha fazla halka Falun Dafa’nın güzelliğini tanıtmaya çalışacağım ve Falun Dafa’nın gerçeğini herkese anlatacağım.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.