Benim adım Zheng Hua. 2004 senesinin sonuna kadar on yıl Semt Ofisinde çalıştım. İnsanlardan vergi ve komisyon paraları topluyordum, ödenekleri kontrol ediyordum, cezalar kesiyordum. Tüm sokakları ve tüm ara sokakları biliyordum, kendimi ciddi ve dürüst bir görevli sayarak hiçbir zaman bir tane evi bile es geçmiyordum. Fiilen, ÇKP’nin insanları dolandırmasına yardım ediyordum.
20 Temmuz 1999’da Falun Gong zulmü başladığında bize ek bir görev daha verdiler: Falun Gong uygulaması yapan insanların hareketlerini takip etmek. 2000 senesinden 2004 senesine kadar biz gruplara ayrılıyorduk. Bu grupların görevi her gün, her bir sokağı kontrol etmek ve Falun Gong hakkında bilgilerin yer aldığı duvarlara yapıştırılmış pankart ya da kâğıtları yırtıp toplamaktı. O kadar sene ne işi yapıyorum diye hiç düşünmemiştim. Bir defasında bir uygulayıcı kadın bana gerçeği anlattı ve bunun gibi kötü işler yapmamam gerektiğini söyledi, fakat ben buna önem vermedim. Sadece şöyle söyledim: “Eğer sizler pankartları asmayı bırakırsanız biz de onları toplamayı ve yırtmayı bırakırız. Hükümetin verdiği görevler yanlış olabilir mi?” Benim o zamanlar kör ve kafasız olduğum apaçık.
2002 senesinde sanki kalbimde bir taş oluşmuş gibi hissetmeye başladım. Ne yatabiliyordum ne de oturabiliyordum. Başım ağrıyordu ve hatta kollarım ve ayaklarım da fire vermeye başlamıştı. 2004 senesinin sonuna doğru artık bunları kaldıramıyordum ve sokak bölümünde vergi toplama işini bıraktım. 2005 senesinin tamamında tedavi gördüm, yaklaşık tüm hastanelere gittim, tüm ilaçları denedim. Fakat bana hiç bir şey yardım etmiyordu.
2006 senesinin başında sokakta ilaç dolu büyük bir çantayla yürüyordum ve bana gerçeği anlatan o uygulayıcıyla karşılaştım. O bana elimde ne olduğunu ve neden o kadar zayıfladığımı sordu. Ben, hasta olduğumu ve hayattan artık bıktığımı söyledim. O da şöyle söyledi: “Haydi şöyle bir kenara geçelim, bizim iyicene konuşmamız lazım”. Biz onunla öylece tam bir saat konuştuk.
Ben Falun Gong’un ne olduğunu öğrendim, uygulayıcıların Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü prensiplerine uyarak iyi bir insan olmak için çabaladıklarını, Tiananmen Meydanındaki kendini yakma olayının, uygulayıcıların ilaç kullanmasının yasak olduğuna dair söylenenlerin ÇKP tarafından hazırlanan düzmece ve Falun Gong’u karalamaya yönelik bir oyun olduğu gerçeği öğrendim.
O bana Dafa’nın tüm dünyada yayıldığını anlattı. Aynı zamanda ÇKP’nin yaptığı kötülükler ile 80 milyon insanı öldürdüğünü de anlattı. En sonunda o bana Komünist Parti Üzerine Dokuz Yorum kitabını ve Falun Dafa hakkında gerçeği açıklayan başka materyaller de verdi. O bana, benim ÇKP ya da bağlı kurumlarına üye olup olmadığımı sordu ve eğer üyeysem iyi bir gelecek elde etmek için kalbimden yemin ederek onları bırakmam gerektiğini söyledi. Ben bunu uzatmadan hemen kolumu kaldırdım, partiye girerken yaptığım hareketin aynısını yaptım ve Tanrı’nın önünde kolumu kaldırarak sonsuza dek partiyi terk bıraktığımı açıkladım.
O akşam ailem yemek yemeye oturdu, ben de oturup onlarla birlikte yemek yedim. Eşim bana; akşam yemeği nasıl oldu da yiyebildiğimi sordu ve: “Sen kaç senedir kalbinde bir taş olduğunu söylüyordun ve akşam su bile içemiyordun. Bu gün sana ne oldu?” diye sordu. Ve sadece o zaman kalbimdeki o taşın kaybolduğunu fark ettim. Ona bu gün tamamıyla ÇKP ve bağlı kurumlarından geri çekildiğimi ve kurtarıldığımı söyledim. Ona bir Dafa uygulayıcısıyla buluştuğumu anlattım.
O akşam biz gerçeği açıklayan materyalleri ve Komünist Parti Üzerine Dokuz Yorum kitabından bir bölümünü okuduk. Ben, ÇKP’nin beyin yıkaması yüzünden yaptığım tüm o kötü işler için öyle bir pişmanlık hissettim ki, fakat aynı zamanda da kendimi mutlu hissediyordum, çünkü şimdi gerçeği anlamıştım. Ben yeniden ve yeniden materyalleri okuyordum ve hatta bazılarını ezberledim bile. Kendime şöyle söyledim: “Ben de Falun Gong’u uygulamak istiyorum, fakat o kadar çok kötü iş yaptım ki. Shifu beni kabul eder mi?”
Bu düşüncelerle her gün otobüs durağına gidiyordum, çünkü benimle konuşan ve bana gerçeği açıklayan materyalleri veren uygulayıcı bizim semtte oturmuyordu. Ama en sonunda yine bir gün bizim otobüs durağından geçeceğine inanıyordum.
2006 yılının Mart ayının sonuna doğru ben gerçekten de o uygulayıcıya rastladım. Beni görür görmez, şaşırarak sordu: “Siz Falun Dafa uygulamasına başladınız mı? Yüzünüz çok sağlıklı görünüyor ve çok dinçsiniz”. Ben de cevap verdim: “Ben gerçekten öğrenmek istiyorum, fakat Shifu benim uygulama yapmamı ister mi diye merak ediyorum” dedim. O da cevap verdi: “Tabiî ki de Evet!”. Ve onun yanında Zhuan Falun kitabı vardı. O bana kitaptan bazı parçalar okudu ve şöyle söyledi: “Bu Shifu’nun büyük merhameti değil mi?”. Ben bu değerli kitabı ellerime aldım, bağrıma dayadım ve sevinçten: “Ben Fa’yı elde ettim! Ben Fa’yı aldım elde ettim!” diye tekrarlıyordum. Ben aynı zamanda, benim Falun Gong’a karşı yaptığım kötü hareketlerin ÇKP’nin aldatması yüzünden yaptığımı ilan ettiğime dair açıklama yazdım, çünkü bu şekilde yaptıklarım sıfırlanıyor.
Ben artık yaklaşık iki seneden fazla bir zamandır uygulayıcı arkadaşlarla birlikte Fa’yı okuyorum, bu da, benim sağlık ve zihin durumuma bayağı değişiklik getirdi. Öncesinde yakın olduğum ve tanıdığım insanlar, ÇKP sekreteri, ilkokulun müdürü ve öğretmenler benim öncesine göre çok sağlıklı ve gençleşmiş göründüğümü söylediler. Ben onlara Falun Dafa uygulamasına başladığım için bu değişikliklerin olduğunu söyledim. Benimdeki değişiklikleri görünce onlar da biri ardına Falun Dafa uygulamaya başladılar. Tabiî ki de ben, Shifu’nun istediği çabalardan hala gerideyim, hala bir sürü eksiklerim var ve uygulamada o kadar çok çabalı değilim. Fakat ben üç işi iyi yapmak için ve uygulama yolumda doğru yürümek için çabalayacağım.
Çince metin: http://minghui.ca/mh/articles/2009/1/23/193992.html
İngilizce metin: http://www.clearwisdom.net/emh/articles/2009/2/6/104577.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.