Nana’nın Hikâyesi

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Nana, Tianjin Şehrinin Dagang Bölgesinde yaşıyor. O henüz altı yaşındayken annesi ve babası boşandılar. Ne annesi ne de babası ona bakmıyordu ve o yaşamak için sadece ninesine güvenmek zorundaydı. Anne-baba sevgisi ve bakımında yoksun olduğundan küçük yaştan itibaren toplumun dışında kaldı. Bir sürü çok kötü alışkanlıkları oluştu. Çok sık suç işliyordu hatta uyuşturucu bile kullanıyordu. En sonunda 2002 senesinde suç işlediği için zorunlu çalıştırma kampına gönderildi. Bunu hak ettiğini o da biliyordu ama yine de zorunlu çalışma kampına düştüğü için çok korkmuştu.

Tianjin Şehri Banqiao Kadınlar Zorunlu Çalışma Kampı, Dagang’ın kuzeydoğusundaki Banqiao’da yer alır. Burası etrafı yabani otlar ve kamışlarla dolu ve tek başına bir binadır. Nana, korkudan titreyerek içeriye girdi. Etrafına bakınarak ilerlerken uzun, üstü keskin uçlu ve elektrikli tellerle kaplı duvarları gördü, bu görünümler içeride korkutucu bir atmosferin olduğunu gösteriyordu.

Bu korkutucu görünüme rağmen, Nana kısa zamanda burada beklenmeyen bir şeyler fark etti. Bu zorunlu çalışma kampında cezalandırılan bazı insanlar suç işleyenlere hiç benzemiyordu. Çok dürüst ve iyi kalpli görünen bir sürü insan vardı. O insanlar, farklı yaşlardaydılar. Bazıları beyaz saçlı ihtiyar, bazıları ise genç bayanlardı. Bazıları lisans ve Master seviyesindeydi, bazıları da şirket patronuydular hatta aralarında şarkıcılar bile vardı. Neler oluyor? Nana çok şaşırmıştı. Etraftan biri, onların Falun Gong uygulayıcıları olduğunu söyledi. Sadece kendi inançları yüzünden ÇKP tarafından zulüm görmekteydiler ve özgürlüklerini kaybetmişlerdi. Nana bu dünyanın gerçekten anlaşılmaz olduğunu hissediyordu. Böyle bir şey nasıl olabilirdi?

Çok az bir süre sonra Nana’ya ihtiyar bir Falun Gong uygulayıcısını takip etme görevi verdiler. Uygulayıcı kadına yaptıkları zulüm yüzünden tansiyonu yükseliyordu. Diğer mahkûmlar gibi uygulayıcıya karşı kötü davranmayı örnek almak yerine, Nana o uygulayıcı ihtiyar kadına kötü davranılmaması gerektiğini düşünüyordu. Nana ona bakmaya çalışıyordu ve uygulayıcı kadın da zaten Nana’ya ile ilgileniyordu. İkisi sık sık aileleri hakkında konuşuyorlardı. Uygulayıcı kadının huzur dolu iyi yüreği Nana’yı çok etkiledi. Nana bazen zamanında kaybettiği anne sevgisinin geri geldiğini hissediyordu. Uygulayıcı kadının sağlığı kötüleştiğinde, zorunlu çalışma kampı onu serbest bırakmak zorunda kaldı. İhtiyar uygulayıcı zorunlu çalışma kampından ayrılırken Nana’ya serbest bırakıldığında dışarıda muhakkak görüşeceklerine dair söz verdiler.

1 Ocak 2002’de Nana zorunlu çalışma kampındaki cezasını doldurdu. Genellikle böyle bir durumda ailesinin onu alması gerekiyordu. Fakat Nana ninesinden başka kimsesinin olmadığını biliyordu. Ninesi çok yaşlı ve sağlığı da çok zayıftı, ona hiç kimse bakmıyordu. Bu halde Nana’yı kim gelip alabilirdi ki? Nana öğle saatlerinde polis izniyle kendi başına evine gitti. O üzüntü içinde topluma geri döndü. O ileride ne yapacağını bilmiyordu. Nana’yı seven tek kişi ninesiydi, fakat yakın bir zamanda o da vefat etti. Nana yapayalnız ve çaresizdi. O anda Nana, Falun Gong uygulayıcısı olan ihtiyar kadını hatırladı. O kadın her zaman Nana’nın iyiliğini düşünürdü. Falun Gong uygulayıcısı ihtiyar kadının güvenebileceği tek kişi olduğuna inanıyordu. Kadının Nana’yı evine davet edişi onu çok etkilemişti. Nana memnuniyetle oraya gitti.

Uygulayıcı kadın Dagang bölgesinde kocası ve oğluyla birlikte oturuyordu. Anne ve oğul Nana’yı merhamet ve Falun Gong uygulayıcılarının cömertliği ile değerli bir misafir gibi karşıladılar. Bu karşılama Nana’yı çok etkiledi. Nana o eve çok sık ziyarete gidiyordu ve sonuç olarak uygulayıcı kadının oğluna karşı kendisinde hisler uyanmaya başladı. Fakat Nana kendi geçmişinden dolayı endişeleniyordu, geçmişiyle yeni arkadaşlarının adını kirletebileceğinden korkuyordu. Nana’nın akrabaları da, onun böyle iyi bir aile içine girmeyi hak etmediğini düşünüyorlardı.

Bu durum karşısında ihtiyar uygulayıcı çok sakindi. Bu durumun kaderde yazılmış olduğuna ve önceden belirlenmiş bağlar olduğuna inanıyordu. Nana gibi birisi “Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü” prensiplerine dokunduktan sonra hayatını değiştirebilirdi. Bu durum saygıyı hak etmiyor mu? Nana’nın akrabalarını sakinleştirmek için Falun Gong uygulayıcıları sade bir düğün töreni düzenlediler, düğüne Nana’nın ailesini ve arkadaşlarını da davet ettiler. Düğünde Nana’nın dayısı tüm aile adına teşekkürlerini sundu. Tüm aile uygulayıcılara saygı duyuyorlardı, çünkü daha önce uygulayıcıların sadece Nana’ya iyi davrandıklarını düşünüyorlardı. Düğünden sonra Nana ve yeni ailesi çok iyi yaşamaya başladılar. Kaynanası ve kocası sayesinde Nana da davranışlarını ve konuşmalarını Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerine göre değiştirmeye başladı. Çok kısa bir zaman içerisinde kızı oldu. Nana Dafa’ya ve aynı şekilde kocasına ve kaynanasına da minnettarlık duyuyordu. Kızının adını Xinci koydu.

Nana otuz senelik hayat tecrübesine geri dönüp baktığında, eğer Dafa’yı kaybetseydi, bu uygulayıcılarla önceden belirlenmiş bağını kaybetmiş olsaydı, bu toplumda daha ne kadar düşeceğini düşünemediğini söylüyor. Bunu düşündükçe, o çok heyecan hissediyor. O, hala kötü yolda ilerlemeye devam eden eski arkadaşlarıyla konuşmak istedi. Onlara her zaman akıllarında Falun Gong’un iyi olduğunu hatırlamalarını ve kendi onurları için iyi bir insan olmalarını söylemek istedi. Onlara, Falun Gong uygulayıcılarına karşı ÇKP’nin emirlerine uymamalarını ve suç işlememelerini söylemek istedi. Nana onlar için endişelenerek, Falun Dafa’nın güzelliğini tanıtmak için eski arkadaşlarına ziyarete gitti. Eski arkadaşları Nana’nın çok değiştiğini ve yeni, temiz, açık hayat yaşamaya başladığını gördüklerini söylediler. Hepsi çok şaşırmışlardı.

9 Mart’ta, Nana şehirde bazı işlerini hallettikten sonra bir arkadaşına ziyarete gitti. Arkadaşına şunları demek istiyordu: “Cennet ÇKP’yi yok edecek. Cennet ÇKP ve bağlı kurumlarından geri çekilen inanların hayatını kurtaracak.” Talihsizlik eseri, Nana polise ihbar edildi. Hexi Bölgesine bağlı Machang Polis Karakolundan birkaç polis tarafından tutuklandı ve acımasızca dövüldü. Polisleri çıldırtan olay şuydu, sürekli polislerin kafalarını yoran kökleşmiş suçluların bir evde toplanıp Falun Gong hakkında gerçeği anlatan bir video CD izlemeleriydi. Ve Nana’nın cesareti ve doğruluğu tüm polisleri çok korkutmuştu. Polisler bu olayı yayınlamaya cesaret edemediler. Bu olay ÇKP’nin Falun Gong uygulayıcılarına yaptığı zulmün başarısızlığa uğradığını gösteriyor. O yüzden onlar tutuklamanın nedeni olarak Nana’nın uyuşturucu kullandığı yalanını uydurdular ve bu sefer Nana’yı uyuşturucu bağımlılarını rehabilitasyon merkezine hapsettiler.

Nana bir kez daha özgürlüğünü kaybetti. Fakat bu olanlara rağmen, o hiçbir pişmanlık duymuyor. Şimdiyse onun hayatı Dafa ile yenilendi ve artık onun gerçek bir hedefi var. O uygulama yolunda sarsılmadan yürüyecektir. Nana’nın hikâyesi daha bitmedi. Onun akrabaları bu zulmü kabul etmiyorlar ve onlar muhakkak adalet elde etmek için çabalayacaklar.

Çince metin: http://minghui.ca/mh/articles/2009/4/22/199391.html
İnglizce metin: http://www.clearwisdom.net/emh/articles/2009/5/6/107101.html

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.