Shifu, Hong Yin içindeki “Katı Xiulian” şiirinde şöyle der:
“Fa’yı çalış, Fa’yı edin. Nasıl çalışacağına ve kendini nasıl geliştireceğine odaklan.”
Ben her zaman bu cümleyi ezbere tekrarlayabilirdim, fakat geçmişte bu cümleyi anlayışım, Fa’yı okumada ve uygulamada her zaman kendimi diğer uygulayıcılarla karşılaştırmak ve diğer uygulayıcılar ve kendi aramdaki farkı bulmaya çalışmak idi. Fakat uygulamamda son zamanlarda başka bir anlayışa ulaştım.
Bu süre içinde birkaç olayla karşılaştım. Benimle diğer uygulayıcılar arasında sık sık anlaşmazlıklar ortaya çıkıyordu ve her defasında onların haksız olduklarını düşünüyordum, fakat aslında bu olaylar sadece benim düşüncelerime karşı ayarlanmışlardı. Bir gün bir uygulayıcıyla ünlü bir mesire yerine Çinli turistlere zulüm hakkında gerçekleri anlatmak için faaliyet düzenlemeye gittik. Ben broşür dağıtırken o uygulayıcı da bilgi panosunu tutuyordu. Otobüslerden inen turist akını küçük bir mola verdiğinde o uygulayıcı da yakın bir yerde serin gölgelik bir yer buldu, yanında taşıdığı plastik minderini yere serdi ve uzandı. (o sık sık böyle yapıyor)
Ben ona gülümsedim. Fakat içimde bu yaptığının yanlış olduğunu düşünüyordum, buraya güzel manzarada hoş vakit geçirmek için gelen o kadar çok insan vardı ki ve bu çok önemliydi.
Çok kısa bir süre sonra başka bir turist grubu geldi. Uygulayıcı arkadaşım ise uyumaya devam ediyordu, o yüzden ben aynı zamanda hem pankartı tutmak hem gazete dağıtmak zorunda kaldım. İlk başta bu olay beni çok endişelendirdi, fakat daha sonra her ikisini de yapmanın çok zor olduğunu hissetmeye başladım. Eğer pankartı düz tutmaya daha da çok önem verirsem bu defa da gazete dağıtmakta eksik kalacağımı düşündüm. Diğer taraftan baktığımda ise eğer gazete dağıtmaya daha da çok önem verirsem bu defa da pankartı düz tutamayacağımı düşündüm.
Bu durum beni öfkelendirmeye başladı ve zihnimde şikâyet etmeye başladım: “Benim ne kadar meşgul olduğumu görmüyor mu? Orada rahat rahat uyuyor! Bana yardım etmek için nasıl acele etmeyebilir? Bir uygulayıcı bu şekilde davranır mı?” Ben ikimizi karşılaştırmaya başladım ve bende tüm zorlukları benim çektiğim duygusu oluştu. İçimden şöyle bir düşünce de geçti: “Biz ikimiz de Shifu’nun uygulayıcılarıyız. Siz nasıl böyle hiçbir şey yapmayabilirsiniz?” Kendime karşı haksızlık yapıldığını hissederek öfkelenmeye başladım.
Öfkelendiğim anda bir uygulayıcı olduğumu hatırladım. Shifu bize uygulayıcıların hiçbir zaman öfkelenmemeleri gerektiğini söylemişti. Shifu bize “kendi içimize bakmamızı” söylemişti. O anda hemen kendi içime baktım ve takıntımı fark ettim -kendimi diğer uygulayıcılarla kıyaslama takıntısı. Gerçeği açıklama faaliyetlerinde ben çok sık başkalarına bakıyordum ve eğer diğerleri benim bakış açımı kabul etmezlerse veya ben diğerlerine göre daha da çok çaba gösterdiğimde hemen sakinliğimi kaybediyordum. Aynı şekilde bende kıskançlık takıntısı olduğunu fark ettim. Kendi düşüncelerimi Fa standartlarına göre ölçmüyordum. Bunları düşündüğüm anda, Fa standartlarına göre benim daha uzun yol yürümem gerektiğini ve diğerlerine öfkelenecek kadar onlardan yüksekte olmadığımı, hemen anladım. Diğer insanlar -Fa değil. Kendimi diğerleriyle kıyaslamak, bana ne fayda getirir? Bu şekilde davranmam, benim yükselme takıntımı ortaya çıkarmıyor mu?
Birbirlerini beğenmeyen, hatta büyük tartışmalara kadar bile giden başka uygulayıcıları düşündüm. Bu büyük tartışmaların çoğu, uygulayıcıların kendilerini diğerleriyle kıyaslama sonucu çıkıyor. Mesela, her biri birlikte bir projeyi gerçekleştirme işiyle uğraşan Shifu’nun uygulayıcıları olmalarına rağmen, birisi Fa’yı takip ederek, diğerlerine göre fazla çalıştığını ve diğerlerine göre fazla zarar gördüğünü düşünür, fakat bunların karşılığında başkalarından yeterli ilgiyi görmez, aynı zamanda Fa’yı takip etmeyerek işleri yapanlarda, başkaları tarafından oldukça ilgi görür. Kendisini böyle bir kıyaslamanın içine koyup kendine karşı haksızlık yapıldığını hisseder, üzülür ve özel konuşmalar sırasında diğer uygulayıcılar hakkında kötü şeyler bile söyleyebilir. Şimdiyse “Nasıl çalışacağına ve kendini nasıl geliştireceğine odaklan” cümlesinin yeni anlamına geldim (Hong Yin’den “Katı Xiulian” şiirinden) Shifu, kendimizi diğerleriyle karşılaştırıp ve bunun sonucu kendimize karşı haksızlık yapıldığını hissetmemizi söylemiyor. Shifu bunun yerine, kendimizi Fa’ya göre ölçmemizi istiyor ve bu şekilde Fa ile birleşebilmemizi ve Fa ile daha da hızlı yükselmemizi ve Büyük Tamamlamaya ulaşmamızı istiyor.
Aslında, bu anlayışı kavradıktan hemen sonra o uygulayıcı yanıma yaklaştı ve pankartı tuttu. Ben gülümsedim. Turistler gittikten sonra uygulayıcı, üzerinde yatıp dinlendiği paspasın kaybolduğunu fark etti. Her yerde paspasını aramaya başladı, fakat bulamadı. Büyük ihtimalle biri çaldı. Ben ona şöyle söyledim: “Teyzeciğim, belki de bundan bir anlam çıkartmalısınız. Neden paspasınız kayboldu?” O biraz düşündü ve şöyle söyledi: “Shifu bana ima verdi. Ben çok tembelim ve bu tembellik takıntımı gidermeliyim.” İkimiz de bir anda gülmeye başladık. Shifu’nun koruması ve bize bu olayı ayarlaması sayesinde, ikimiz de o akşam anlayışımızda biraz daha yükseldik.
Çince metin: http://minghui.ca/mh/articles/2009/10/21/210751.html
İngilizce metin: http://www.clearwisdom.net/html/articles/2009/10/29/111918.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.