Biz çok sık olarak anlaşmazlıklar ile karşılaşıyoruz: iki uygulayıcı gerçeği açıkladıklarında, ikisi de hemen hemen aynı sözleri kullanmalarına, aynı zamanı harcamalarına rağmen etkisi çok farklı oluyor. Örneğin, bir uygulayıcı bir kişiye gerçeği açıklamak için yeterince fazla zaman harcayabilir, fakat karşısındaki insan onu dinlemeden durabilir, aralarında bir engel hisseder ve tartışabilir hatta uygulayıcının anlattıklarına karşı çıkabilir. Bir başka uygulayıcı ise hiçbir özel yöntem ve çaba katmadan sadece birkaç kelime söyleyerek karşısındaki insanı tamamıyla hazırlıklı ve bilinçli bir şekilde ÇKP üyeliğinden geri çekilmeye ikna edebillir ve o kişinin kalbinde Falun Gong’a karşı saygı da oluşur. Hatta bunun öyle ki insanlar o uygulayıcıya minnettarlığını ifade eder.
Neden böyle büyük bir fark var? Yakın zamanda Shifu’nun İsviçre’de Verdiği Fa Konferansındaki Öğretiyi okuyordum ve cevabı buldum.
Shifu şöyle söylemişti:
“Daha önce bahsettiğim gibi, aklınızdaki hedefler ile başkaları ile konuştuğunuzda, onları değiştirmek veya ikna etmek istediğinizde, cümleleriniz ne kadar mantıklı olursa olsun, diğer insanlar onları tamamen kabul etme konusunda zorlanacaklardır. Ne de cümleler insanların kalbini oynatabilecektir. Peki neden? Sizlere söyleyeyim: Aslında bunun sebebi, söylediğiniz cümlelerin sizin düşünceleriniz ile dolu olmasıdır. Kullandığınız cümleler, güçlü insani hisler ve arzular gibi komplike düşünceler barındırmaktadır -hatta birçok takıntı, saplantı ve tutkularınızı. Bu, cümlelerinizin çok güçlü olmamasına ve oldukça zayıflamış olmasına sebep olur. Bir de, insanlar başkalarına bir şeyler anlatırken, olaylara kendi perspektiflerinden bakarlar ve bu da evrenin Fa'sı ile uyumlu olmayabilir. Bu yüzden, bu anlamda onlar gerçeğin gücünden yoksundur. Dahası, başkaları ile konuşurken, insanlar kendilerini korumak için içine bir şeyler katarlar, böylece zarar görmeyeceklerdir. Bir başka deyişle, cümlelerinizin ardında yatan niyet, o durumda artık daha fazla saf değildir. Ve bunun bir sonucu olarak cümleleriniz gerçekten boş, saçma hale gelir. Fakat zihniniz gerçekten de dingin bir hale gelebildiğinde, takıntılarınız giderek azaldığında veya sizi meşgul eden düşünceler giderek daha fazla azaldığında, cümlelerinizin güce sahip olduğunu göreceksiniz. Ben sizlere hareketsizlik hakkında konuşurken, engellenmemeniz gerekenler ile engellenmemeniz gerektiği hakkında konuşmamın nedeni neydi? Bunun sebebi şudur; sizin cümleleriniz zaten bir güce sahiptir ve gücü olan cümleler insanları değiştirebilir. Doğru gibi görünse bile, eğer bir kişiyi değiştirirseniz, yanlış bir şey yapıyor olabilirsiniz. Gerçeği bilmiyorsunuz. Gözleriniz yüzeysel olanı gördüğü için ve geçmişten kaynaklanan karmik nedenleri algılayamadığınız için gerçeği bilmiyorsunuz. Daha yüksek seviyelere yükseldikçe zihniniz giderek daha da saf bir hale gelecektir. O durumda düşündükleriniz gerçekleşecek ve söyledikleriniz son derece saf olacaktır. Onlar daha saf ve daha sade bir hale geldikçe, evrenin o seviyesinin prensipleri ile daha uyumlu bir hale gelirler. O zaman konuştuğunuz cümleler aniden insanların içine işler, insanların düşüncelerinin derinliklerine çarpar ve varlıklarının daha mikroskobik kısımlarını şiddetli bir biçimde etkiler. Onun çok güçlü olacağı doğru değil mi?! Bu yüzden eğer dingin bir duruma girebiliyorsanız, bu yetenek sizin belirli bir seviyeye ulaştığınızın göstergesidir.”
Bu paragrafı defalarca okuduktan sonra şunları anladım: eğer ben şöhrete, üne, çeşitli isteklere ve duygulara takıntılı olsaydım, insanlara bir şeyler anlatırken düşüncelerim konsantre durumda olmazdı. Düşüncelerim konsantre durum olmazdı; onlar çok güçsüz olurlardı ve bu yüzden bir insanı etkileme etkisine sahip olamazdı.
Kelimelerimin kaynağı bencillik ise, konuştuklarım sadece benim kendi şahsi anlayışım olarak kalacak ve içerisinde Dafa prensiplerini içermemiş olacaktı. Bu durumda ben sadece kendimi anlatmış olurdum, Dafa’yı değil.
Önceden gerçeği açıklarken ve insanları ÇKP ve bağlı kurumlarından geri çekilmeye ikna ederken çok endişeleniyor ve korkuyordum. Fakat aynı zamanda da içimden bunu yapmak istiyordum, fakat bunun yanında sorunlar çıkmasından korkuyordum ve sık sık söylediklerime çok fazla bencilce faktör katıyordum.
Tanıdıklarımla karşılaştığım zaman bir Dafa uygulayıcısı olduğumu göstermekten utanırdım. Tanımadığım birileriyle karşılaştığımda ise hemen gidip beni polise ihbar edeceklerinden kuşkulanıyor ve böylelikle kendilerini cezalandıracaklarından endişeleniyordum. Bu yüzden kendime güvenen bir şekilde gerçeği anlatmaya cesaret edemiyordum. Her zaman kendimi güvenceye alıyordum ve hep korkuyordum. Bu yüzden söylediklerim net ve konsantre değildi ve böylelikle amacına ulaşamıyordu.
Kendimi bu konuda düzelttikten ve gerçeği açıklamak için dışarıya çıktıktan sonra, tahmin ettiğim şeyi gördüm, etkisi çok iyiydi.
Son zamanlarda benim gerçeği açıklama yeteneğim bayağı gelişti ve insanları ÇKP ve bağlı kurumlarından geri çekilmeye ikna etme sonucum oldukça yükseldi.
Bunlar benim kendi anlayışım. Lütfen herhangi bir hata varsa merhametle gösteriniz.
Çince metin: http://minghui.ca/mh/articles/2008/12/22/191931.html
İngilizce metin: http://www.clearwisdom.net/emh/articles/2009/1/23/104133.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.