Bu makalede alıntı yapılan iki hikâye Çin tarihinde kayıt edilmiş ve Çinlilerin büyük çoğunluğunun bildiği gerçek olaylardır.
Ming hanedanlığının İmparator Zhengde döneminde Zhao Yong-zhen adında genç bir öğrenci varmış. Zhao küçükken, ebeveyni ona bir fal baktırmış ve falcı Zhao’nun 23 yaşındayken mutlaka devlet sınavında birinci olacağını iddia etmiş. Zhao küçük yaşlarından beri çok akıllı ve hep en başarılı öğrenci olmuş, yazdığı makaleler de herkes tarafından övülürmüş. Bütün öğretmenleri Zhao’nun devlet sınavını kesinlikle kazanacağından eminmiş. Fakat Zhao tam 23 yaşındayken katıldığı devlet sınavında peş peşe yanlış cevaplar verdiğinden dolayı sonunda sınavı kazanamamış. Zhao, böylesi beklemediği bir sonuç karşısında üzülürken o akşam bir rüya görmüş. Rüyada, tarınsal bir varlık gelmiş ve Zhao’ya, “Kaderinde bu sene devlet sınavında birinci olman ayarlanmıştı, fakat sen yakın zamanlarda ailendeki bir hizmetçi kıza cinsel tacizde bulunduğundan gerçek anlamda bir ilişki yaşanmamasına rağmen, aklında ve düşüncende sürekli şehvet ve müstehcenlik dolaşıyordu, işte bu şehvet düşüncesinden dolayı devamlı olarak erdemini kaybettin ve kaderindeki akademik onur ve resmi nişan da silindi.” demiş.
Zhao, ağlayarak bu ifadeyi dinlemiş ve bundan sonra hatalarını düzeltip iyi bir insan olacağına yemin billâh etmiş. O günden itibaren, Zhao her hareketine ve düşüncesine çok dikkat etmiş ve şehveti bırakıp erdemi koruma üzerine bir sürü kitap bastırıp insanlara dağıtmış. Ertesi sene ki devlet sınavında, Zhao yüksek puanla birinci olmuş ve daha sonra uzun yıllar bir eyaletin başkanı olarak görev yapmış.
Buna benzer başka bir yaşanmış hikâye de ise (Hikâyede bahsedilen kişi daha sonra yüksek derece bir lider olduğundan dolayı burada gerçek ismi ve soyadı saklanmıştır):
Qing hanedanlığının son döneminde, devlet sınavına katılmak için Pekin’e giden genç bir öğrenci varmış. Yolculuk boyunca yağan büyük kar yüzünden küçük bir otelde birkaç gün beklemek zorunda kalmış. Otelin sahibi kocası yeni ölmüş genç bir dulmuş. Yağan kardan dolayı, bu küçük otelde bu iki genç kişi dışında kimse yokmuş. İkisi yalnız kaldıkları süre içinde birbirlerinden hoşlanmaya başlamışlar ve ikisinin de akıllarında şehvet düşüncesi çıkmış. İlk önce, öğrenci cesaretine dayanarak kadının odasının önüne gelmiş ve kapıyı çalmak için elini kaldırdığında, aklından birden “Hayır, olmaz! Ben sınav için geldim. Eğer bu kapıdan girersem kesinlikle şehvet hatası yapacağım, o durumda hem erdemimi kaybedecek hem de kaderimdeki akademik onurum ve resmi nişan silinecek. Hemen dönmeliyim!” diye geçmiş ve hemen kendi odasına dönmüş. Yaklaşık aynı anda, diğer taraftaki kadın da kalkıp öğrenciyle buluşmak istemiş. Fakat kadın kendi odasından çıkar çıkmaz hemen ayaklarını durdurmuş ve içinden, “Olamaz! Ben dul bir kadınım, ölen kocama sadık kalmalıyım yoksa hem erdemimi kaybedecek hem de öldükten sonra cehennemde büyük ceza alacağım. Olamaz, dışarıya sakın çıkma.” diye düşünerek kapıyı tekrar kapamış.
Öğrenci kendi odasına döndükten sonra, içinde cayır cayır yanan şehvet ateşine hakim olamamış ve tekrar kadının odasının önüne gelmiş ve bütün cesaretiyle kapıyı çalmış. Fakat kapıya yaklaşan kadının ayak sesini duyunca, öğrenci hızla geri çekip kaçmış, çünkü böyle bir şey yaparsa sınavı kesinlikle kaybedeceği düşüncesi yine aklına gelmiş. Kadın kapıyı açınca kimseyi görmemiş olmasına rağmen durumu anlamış, o yüzden öğrencinin odasının önüne yürümüş ve kapıyı çalmış. Fakat kadın da az önce öğrencinin yaptığı gibi hemen geriye dönmüş. İkisi işte bu şekilde bir kapıdan bir kapıya üç dört defa dönüp durduktan sonra, en son öğrenci kalkıp kapıyı açmış. İkisi kapının önünde acaba yapıp yapmamayı düşünerek tereddüt içinde kalmış.
Tam bu sırada, gökten kulakları patlatacak derecede yüksek bir ses işitilmiş, “İki aşağılık bir an istiyorsunuz bir anda vazgeçiyorsunuz, Erdem ve Suç Defterim sizin yüzünden karman çorman oldu bile!” Bu söz biter bitmez gökten bir şey “Küt!” yere düşmüş. İkisi az önceki sözler karşısında zaten tir tir titriyormuş, birde yere bir şeyin düştüğünü görünce korkudan neredeyse yere çökmüşler. Öğrenci kalan tüm gücüyle yere düşen şeyi almış ve üzerinde altın harfler ile “Erdem ve Suç Defteri” yazan göz kamaştırıcı bir deftermiş. Defter kendi kendine açılmış ve açılan sayfada öğrenci ve dul kadının isimleri yazılmış, fakat ikisinin ismi üzerinde de çarpı işareti konmuş. Öğrencinin isminin altında, “Bu sene devlet sınavında birinci olacaktı, fakat şimdi şehvet suçu işlediğinden onuru silinecektir.” diye yazılmış ve kadının isminin altında da, “Ölen kocasına sadık olan dul kadın büyük erdemi kazanacaktı, fakat şimdi şehvet suçu işlediğinden cehennemde büyük ceza verilecek.” diye yazılmış. Bu yazıların hemen altında, “İşlememiş” yazısının üzerinde geçersiz bir işaret yapılmış, bunun altında, “İşlemiş” yazısının üzerinde de geçersiz işareti konmuş, işte bunun gibi üzerinde geçersiz işareti konan birkaç tane “işlememiş” ve “işlemiş” yazısı daha varmış ve defter gerçekten söylendiği gibi karman çorman olmuş. İkisi bunu gördükten sonra, büyük bir hızla kendi odalarına koşmuş ve akıllarından bir daha şehvet düşüncesi geçmeye cesaret edememiş.
İnsanın bir düşüncesi doğar doğmaz tanrısal varlıklar anında onu öğrenirler. Çoğu kişi, eğer hareketiyle gerçekleştirmeyip sadece kafasında doğru olmayan bir düşünce ortaya çıktığında suçu işlememiş olarak varsayar veya işlemiş sayılsa bile mutlaka hafif bir suç olduğunu düşünür. Fakat yukarıdaki gerçek hikâyelerden de anlayacağınız gibi gerçek düşündükleri gibi değildir! Ming hanedanlığı döneminde ölmüş fakat tekrar canlanmış olan Lu Qing adındaki bir kişi, cehennemden dönmeden önce bir görevli kendisine “İnsanda doğru olmayan herhangi bir düşünce ortaya çıktığı anda suçlu olmuştur ve herhangi bir şehvet düşüncesi ortaya çıkarken büyük suç işlemiş olur.” diyerek uyarmış. Bununla birlikte, eğer bu işe bakan tanrısal bir varlık gerçeğe göre kayıt edememiş veya eksik olarak etmişse, o da büyük bir suç işlemiş sayılır! Dolayısıyla, eğer biri mutlu ve iyi şans dolu bir hayat geçirmek istiyorsa, geç olmadan hemen bütün doğru olmayan ve şehvet düşüncelerinden vazgeçmeli. Çünkü şehvet veya diğer doğru olmayan düşüncelerin ortaya çıkıp büyük suç işledikten sonra, insanın kaderi değişecek, erdemlerini kaybedecek ve kötü şans elde edecek ve bu sonucu aslında kişi tamamen kendi kendine çağırmıştır. Bir uygulayıcı için doğru olmayan düşüncelerin ortaya çıkması aslında daha da ciddi bir şeydir, özellikle şehvet gibi büyük bir suç işleten düşüncelerin ortaya çıkması, eğer tam vaktinde kontrol edilemezse, uygulamada elde ettiği her şeyin boşa gitmesine neden olabilir.
Çince metin: http://www.minghui.org/mh/articles/2011/3/21/色欲心起,即为大过-237882.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.