Barbro Plogander, İsveçli başarılı bir işkadınıydı ama depresyondaydı. Depresyonu şiddetlendiğinde, hayatta hiç umudu olmadığını hissediyordu. Büyük dozlarda anti-depresanlar alıyordu ama hiçbir doktor her zamankinden daha iyi olup olamayacağını söyleyemiyordu. Bu, 2005 yılında Barbro altmışlı yaşlarındayken oldu.
Neyse ki, huzurlu ve yumuşak egzersizlere ve Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü öğretilerine sahip Falun Gong uygulaması ile karşılaştı. Falun Gong’u uygulamaya başladıktan sonra, Barbro’nun depresyonu ortadan kayboldu ve yaşama sevinci ile doldu.
Bayan Barbro Plogander gençken |
Barbro, orta ölçekli bir İsveç firmasının yöneticisidir. Mesleğinde başarılı ve bir kadının isteyebileceği her şeye sahipti.
Ancak, iş dünyasında daha fazla başarı arzusu ile gece-gündüz çalıştı ve dinlenmek için pek zamanı yoktu. Ve nihayetinde bir gün yorgunluktan çöktü.
Gittiği her doktor ona bir ara vermesinden başka seçeneğinin olmadığını tavsiye etti. Başı dönüyor ve gün boyu kendini uykulu hissediyordu, lakin uykuya dalabilmek için ağırlıkla uyku haplarına ihtiyaç duyuyordu. İşinin ve kişisel hayatının yarattığı baskının verdiği ağır yük, sonunda depresyona yol açtı.
Barbro, “Sağlığım o kadar zayıftı ki, hiçbir şeyi hatırlayamıyordum. Üzerinde çalıştığım şeylere odaklanamıyordum. Kendimi dengeleyemiyordum ve perişan bir haldeydim.” sözleri ile o günlerden bahsetti.
Kendini gündüz ve gece karanlığa kilitledi. Barbro’nun eski zarif ve romantik kişiliği kaybolmuştu ve gelecek için hiçbir umudu olmayan zavallı ve sıkıntılı bir kadına dönüşmüştü.
Birgün, yerel bir gazetede yerel toplum merkezinde Falun Gong egzersiz sınıfı düzenleneceğine dair bir ilan gördü. Makalede, Falun Gong egzersizlerinin stresi azaltmaya, kişinin yaşam kalitesini arttırmaya yardımcı olduğu ve uygulamanın insanlara hem fiziksel hem de zihinsel yararlar sağladığı söyleniyordu. Barbro, onu denemek istedi. Bu düşünceyle kalbi bir anda umutla doldu ve sınıfın bir an önce başlaması için sabırsızlandı.
Toplum merkezi Barbro’nun yaşadığı Lerum’dan 20 dakikalık bir tren yolculuğu ile Göteborg yakınlarındaki küçük bir bölgedeydi. O, hala Falun Gong ile tanıştığı ilk günü -hem şaşkın hem de heyecanlı- hatırlıyor.
Barbro, “Sınıfa 26 kişi katıldık. Hepimiz İsveçliydik ve çoğumuz yaş olarak büyüktük. Sınıf ücretsizdi ve gönüllü Falun Gong uygulayıcıları bize egzersizleri öğrettiler. Bugün bile onları hatırlıyorum –Mari-Brit, Steffan ve Londra’dan Çin kökenli bir İngiliz olan Mike Lee. Onlar hepsi çok nazik ve dostça davranıyorlardı.” dedi.
Falun Gong egzersizleri öğrenmesi kolay, yumuşak ve yavaş hareketleri içeriyordu. Egzersizler genç yâda yaşlı herkes için uygundu. Barbro, egzersizleri öğrenmek için çok istekliydi. Ancak, hastalığı yüzünden zihnini kontrol edemiyordu, bu yüzden de hareketleri hiç hatırlayamadı.
Gönüllü eğitmenlerden biri hareketleri hatırlamasına yardımcı olması için ona egzersizleri açıklayan bir materyal verdi. Barbro da egzersiz talimatlarını ve fotoğraflı görüntülerin yer aldığı Falun Gong kitabından aldı.
Kitap, Falun Gong’a yeni başlayanlar içindi. Kitap, uygulama kültürünü ve Falun Gong uygulamasını basit ve anlaşılır bir dille tanıtıyordu. Barbro onu okudu, ancak okuduklarını hatırlayamadı ve bu nedenle yazarın neden bahsettiğini anlayamadı.
Hafızasının onun için büyük bir sorun olduğunu fark etti. Yine de, egzersizleri öğrenmek için kararlıydı, bu yüzden de aklında hep tek bir kelimeyi tekrarladı: azim!
Ertesi hafta toplum merkezine gittiğimde, sergilenen başka bir kitap gördü. Gönüllülere, “Bu kitabı -Zhuan Falun- istiyorum” dedi.
Zhuan Falun, Falun Gong uygulayıcıları için birinci kitaptır. Bu kitap, nasıl uygulama yapıldığını sistematik bir şekilde açıklar. Kitabın içeriği Falun Gong’dan çok daha kapsamlıdır.
Bir kişi Falun Gong’un içeriğini anlamayı zor bulursa, Zhuan Falun’u anlamakta daha da zorlanacaktır. Ama Barbro ne olursa olsun Zhuan Falun’u aldı ve okumaya başladı. Fakat hala okuduğu şeyleri hatırlayamıyordu.
Daha bir gün bile olmamıştı ki, kitaptaki şu sözleri okudu:
“Siz, o kişinin vücudunuzu terk ettiğini gördükten sonra, usta bu kişiyi uygulamasını yapması için kendisi tarafından dönüştürülmüş bir boyuta götürür. Bu eski bir toplum veya günümüz toplumu yâda başka boyuttaki bir toplum biçimi de olabilir.” (Zhuan Falun, Sekizinci Dersten)
O anda, daha önce gördüğü garip bir rüyayı hatırladı. Rüyayı anımsadı ve onun ne ifade ettiğini anlamaya çalıştı. Şimdi gördüğü rüyaya geri döndü ve sonunda rüyasının kendisine insanların nadiren bildiği göğe ait bir sırrı anlattığını anladı.
Oldukça heyecanlandı ama aynı zamanda şaşkınlık içindeydi. “Bu kitabı bir kez daha okumam gerekir!” diye düşündü.
Böylece, Barbro Zhuan Falun’u tekrar tekrar okudu. Kitabın çok özel olduğuna inandığı için okumak için nazikçe açıp, bittiğinde yine nazikçe kapatıyordu.
Barbro, düşünmeye başladı ve tekrar tekrar kendine sordu: “Uygulama nedir? Ben gerçek bir uygulayıcı mıyım?” O, “uygulama” kelimesinin gerçek anlamını kavramaya çalıştı.
Uygulama kavramının kaynağı Asya kültürüydü ve Barbro için yeni bir kavramdı. Uygulamanın ne anlama geldiğini tamamen anlamamasına ve kafasında birçok soru ile sessizce kitabın içindeki Üstat Li’nin resmine baktı.
Barbro, “Kitabın içindeki Üstat Li’nin resmine bakarken, onun benimle konuştuğunu hissettim. Birkaç soru sordum ve kendi kendime birkaç cevap buldum. Onun gözlerinde aklımı görebildiğini hissediyordum. Ben sordum ve Üstat cevapladı. Öğretmen her şey biliyordu ama ben hiçbir şey bilmiyordum. Üstattan bir şey gizlememem gerektiğini hissettim. Ardından dikkatle kitabı kapattım.” dedi.
Uygulamanın oldukça derin ve kutsal olduğunu anlaması üzerine Barbro, kendini çok küçük hissetti ve Üstada duyduğu hürmet duygusu kalbinde daha da büyüdü. Bu, kelimeler ile tarif edilemeyen bir duyguydu.
Zhuan Falun’u okumaya devam ettikçe, hafızasını geri kazandığını hissedebiliyordu. Ancak, hala azimli değildi. Kendi kendine çok önemli bir soru sordu, “Ben gerçek bir Falun Gong uygulayıcısı mıyım?”
Üstat Zhuan Falun’da:
“Ben burada hastalık iyileştirmek hakkında konuşmuyorum; ne de biz hastalıkları tedavi edeceğiz. Fakat gerçek bir uygulayıcı olarak, hastalıklı bir vücut ile xiulian uygulayamazsınız. Vücudunuzu temizleyeceğim. Vücudun temizlenmesi sadece Fa'yı ve egzersizleri gerçekten öğrenmeye gelenler için yapılacaktır.” dedi.
Barbro, bunun üzerine kendi kendine, “‘Fa'yı ve egzersizleri gerçekten öğrenme’nin anlamı gerçekten uygulama yapmaksa, o zaman ben gerçek bir uygulayıcı olmak istiyorum.” dedi.
2005 yılının Haziran ayında nihayet aldığı bütün anti-depresan ilaçları bıraktı ve Falun Gong’u gerçekten uygulamaya karar verdi. “Uygulama” isteyen düşüncesinin vücudunu hafiflettiğini ve depresyonun yatıştığını hissetti. Israrla her gün Falun Gong öğretilerini çalıştı ve beş takım egzersizi yaptı.
Şimdi güldüğünde yüzünde çiçek açıyor. Barbro heyecanla, “Hiçbir şey hatırlayamadığım için egzersizleri öğrenmenin benim için ne kadar zor olduğuna inanabiliyor musunuz? Ama şimdi kolayca egzersiz müziğini takip ederek, egzersizleri yapabilirim. Üstat, Çince konuşurken kelimeleri anlamasam bile onun ne demek istediğini anlıyorum. Dokuz yıldır Falun Gong’u uygulamakta olduğuma inanabilir misiniz?”
Barbro Plogander, meditasyon egzersizini yaparken |
Barbro, 22 Temmuz 2012 tarihinde Falun Dafa Uygulama Tecrübeleri Paylaşım Konferansına katılmak için Washington DC.’ye gitti. Bu konferansa dünya çapından 5,000’in üzerinde Falun Gong uygulayıcısı katılmıştı.
Avrupa’dan uygulayıcılar konferans salonunun ön ve orta bölümlerinde oturdular. Barbro, iyi bir sağlıkla konferansa katıldığı için kendini çok şanslı ve minnettar hissetti ve orada kendi deneyimlerini paylaşan diğer uygulayıcıları dinledi.
Konferans başladıktan kısa bir süre sonra etrafa güçlü bir enerjinin yayıldığını hissetti. Üstat Li’nin orada olduğunu biliyordu. Üstat sahneye yürürken, o açıkça yüzünü görebiliyordu.
İsveçli uygulayıcılar ertesi gün yeniden Üstat ile bir araya geldi. Barbro, “Üstat, sanki bizimle uzun zamandır arkadaşmış gibi konuştu. Hatta birlikte bir grup resmi çekmemizi önerdi.” diye o günü aktarmaya devam etti.
Uygulayıcıların hepsi mutlu bir şekilde Üstadın etrafında yerlerini aldılar ve Barbro’da Üstadın yanına doğru ilerlerken kameranın “tık” sesi ile onun zihnideki “tık” da gitti.
Barbro, “Hafızamın hasarlı olan parçasının o an yeniden normale döndüğünü hissediyordum. Üstat, benim için onu düzeltmişti.”
Barbro, “Bir Falun Gong uygulayıcısı olarak kendimi artık depresif ve üzgün hissetmiyorum. Gelecek konusuna artık daha olumlu ve iyimserim. Bedenim ve ruhum neşeyle dolu.”
O, evini sattı ve şimdi yeşil tepeler, su ve tarlaların arasında kırsal bir alanda yaşıyor. Uzun süredir beslediği kinleri bıraktı ve Falun Gong’un güzelliğini mutlulukla diğer insanlar ile paylaşıyor.
İngilizce metin: http://en.minghui.org/html/articles/2014/9/14/3239.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.