Eski Çin'in ormanlık bir ülke olduğunu eski metinlerden açıkça görmekteyiz. Yüzyıllar boyunca, ağaçların çoğu kesilmiş ve sadece az nüfuslu sınır bölgeleri ormanlık alan olarak kalmıştır. Ağaçlandırma politikası, sadece 1911'den (Cumhuriyetin kuruluşu) itibaren başlatılmıştır.
Ulu dağların eteklerindeki kutsal ormanlar ve kutsal korulardan sıkça söz edilir. Ancak genelde orman, tehlikelerle dolu, tüyler ürpertici ve tekin olmayan bir yer olarak görülürdü. Güney Çin ormanlarında, kaplanlar gezer ve haydutlar yaşardı -haydutlara verilen 'yeşil orman insanları' adı buradan gelmektedir.
Çin'de ve Japonya'da orman ve dağ ruhları (shian-xiao) o denli yaygındır ki, 1824 yılı gibi yakın bir tarihte Shogun'un yerel tapınağı ziyareti sırasında ormanlardaki, Tengu'ya Nikko Dağlarını terk etmesini emreden levhalar asılmıştı. Her iki halk, 'kutsal ağaçlar'a saygı gösterirler -örneğin, çok yaşlı çam ağaçları, köknarlar ve büyük ginko ağaçları gibi.
Çin resimlerinde ağaçlar, her zaman, binalar, yollar ve insanlarla beraber tasvir edilir; aslında bu 'ehlileştirilmiş' doğadır, vahşi doğa değildir (kır).
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.