Eski Çin'de sayı sembolizmine verilen önem, her hanedanın kendi sayısını seçmesiyle açıkça görülür. Bu seçilen sayı, eski beş tonlu müziğin bir tonu olabilir ve beş renkten biriyle bağdaştırılırdı. Yeni bir hanedan başa geldiğinde, saray giysilerinin rengi değişir ve Avrupa ülkelerinde devrim sonrasında milli marşların değişmesi gibi, saray müziği için yeni bir ıskala seçilirdi. Soğuk bir vadide bir değişiklik yaratmak üzere görevlendirilen bir filozofa dair bir öykü vardır; tek yapması gereken 'doğru' müziği çalmaktır ve vadi ısınır!
Her sayısal simge, gerçek ve gerçek olmayan unsurlar sistemine gönderme yapar ve diğer sayısal simgeler de aynı sistemle bağdaştırılabilir. Gerçekten de Çin'de “sayı” da diğer şeyler gibi “değişime” uğrayabilir: “değişim”, Çin düşüncesinin temelinde yatar.
Çin takviminin temel aldığı ay takvimi (Onikilik Döngü) tüm diğer astrolojik ve kronolojik verileri hesaplamakta kullanılabilen bir sayı yöntemi oluşturur. Çin yıldız falı, “On Göksel Gövde” ve “Oniki Dünyevi Dal”dan (ayın konumları) oluşan bir yöntem kullanır.
Gökyüzü-yeryüzü-insan üçlüsü, başat şekil olan kare, beş element veya “değişimler”, sekiz trigram (diyagram) ve Yin ve Yang gibi iki doğal ilke doktrinleri, beklenileceği gibi nümerolojik spekülasyonlara yol açmaktadır.
Pratik kullanımları dışında sayılar, Çinlilere binlerce yıl boyunca ‘olayların nasıl bir arada tutulduğuna ve kozmik hayatın ritimlerini ayırt edebileceğimiz değişen kültürel sistemler'e ışık tutmuştur.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.