Arkadaşımın Vaftiz Kızı

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

2004 senesinin yazı bir arkadaşım aradı. Vaftiz kızına iş bulma konusunda benden yardım istedi. Onunla böylece tanıştım. Genç Bayan Çin’de saygın bir üniversiteden mezundu, fakat ABD’ye geldiğinde eğitimine eşdeğer iş bulma konusunda bayağı zorluk yaşıyordu, çünkü üniversitede beşeri bilimler bölümünü okumuştu. Kariyer mücadelesi onun gururunu ihlal ediyordu.

Her şeyden önce onu sakinleştirmek ve moral vermek istedim: “Şu an ABD’de olduğuna göre -diye sözüme başladım- bunun iyi bir nedeni olmalı. Tanrı sizi bu dünyaya gönderdiğinde size göre bir plan belirlemiştir. Eğer iş bulma konusunda şu an zorluklar çekiyorsanız, bekli de bu sadece zamanın gelmediği anlamına geliyor. Yeni bir kariyere başlama zamanı geldiğinde hiçbir şey size engel olamayacak.” Bunları duyunca kendini artık biraz rahatlamış gibi hissetti.

Kariyer sıkıntısından uzaklaşmak için romantik ilişkiler aramaya başladı ve kısa bir süre sonra hayatını paylaşabileceğini düşündüğü genç bir adam buldu. İkisi birbirini çok seviyorlardı ve evlenmeye karar verdiler. Fakat güzel günlerin birinde kız bana ağlayarak gözyaşları içinde geldi ve genç sevgilisinin ilişkilerine son vermeye karar verdiğini ve bunu kendisine söylediğini anlattı. Kalbi tamamen kırılmıştı, vaftiz annesinin evinde ağlamayı gururuna yediremediği için içini döküp rahatlamak için bana gelmişti. Onu nasıl rahatlatacağımı bilemiyordum. Romantik ilişkiler konusu -çok karmaşık bir konuydu. Ben aydınlanmaya ulaşmış biri değilim ve bundan dolayı nasıl yorumda bulunacağımı bilmiyordum. Bu sorunun asıl sebebini öğrenmek için ona hipnoz seansı yağmayı teklif ettim. O da bunu kabul etti. Hipnoz seansı sırasında geçmiş hayatlarının birinde ikisinin ilişkisini gördü ve bu hayatta neden genç sevgilisinin durduk yere ilişkilerine son verdiğini anladı.

Hipnoz seansı sırasında geçmiş hayatlarının birini ziyaret etti. Kız, Qing hanedanlığında (1616-1911) Zhenjiang Eyaletinin Hangzhou banliyösünde zengin bir adamın kızıydı. Bir keresinde, Ching Ming festivali günü kız dadısıyla birlikte Hangzhou banliyösündeki Linying Budist tapınağına Budaya ibadet etmek için gitti. Buda heykeli önünde dua ederek tütsü yakarken, genç keşiş bir kızın görüntüsüne tutuldu ve ilk görüşte âşık oldu. Kız Buda’ya tütsü yakıp dua ederken o esnada keşiş belli bir mesafeden gözünü ayırmadan kızı izliyordu. Kızın içindeki hassas kadınsı içgüdü arkasında birisinin onu izlediğini hissettiriyordu. Kendisini çok mahcup hissetti, fakat bir yandan da çok merak ediyordu. Arkasında kimin onu bu kadar dikkatle izlediğine dair merakına karşı koyamadı, bu nedenle başını çevirip arkasına baktı ve gözünü ayırmadan dikkatle kendisini izleyen genç, yakışıklı keşişi gördü. O an kız da ilk bakışta âşık oldu. Evine dönerken yol boyunca birisinin peşinden takip ettiğini hissetti ve yol boyunca peşindekinin yakışıklı keşiş olup olmadığını düşünüp durdu. Hatta bilerek adımlarını yavaşlattı, fakat dadısı geç olmadan akşama eve varmaları gerektiği için acele ettiriyordu. Aradan birkaç gün geçmesiyle, genç bir keşişin sürekli kasabada dolaşıp durduğu dedikoduları ortaya çıktı. Bunu duyan kız kasabada dolaşanın Linying Budist tapınağındaki o yakışıklı genç keşiş olduğunu hemen anladı ve bunun doğru olup olmadığını öğrenip gelmesi için dadısını gönderdi. Genç keşiş dadıyı hemen tanıdı, çünkü tapınakta o gün kızla ikisini beraber görmüştü. Dadıya yaklaştı ve kıza âşık olduğunu itiraf etti ve kızla buluşmak istediğini söyledi. Dadı geri göndü ve kıza her şeyi anlattı. Kız duygularının ateşi içinde genç keşişle buluşmayı istekle hayal ediyordu, bu nedenle dadısına evin bahçesinin arka tarafında görüşme ayarlamasını rica etti. İlk buluşmanın ardından, ikincisi ve üçüncüsü devam etti. En sonunda kızın zengin babası bu uygunsuz durumu öğrendi. Ailesinin insanların ağzında dedikodu konusu olmasından korktuğu için, ailesinin adının kirlenmesinden kaçınmak için kızını hemen uygun bir adamla evlendirmek için acele etti. Keşiş kızı artık göremiyordu. Olup bitenlerden tamamen habersiz, kızın kendi duygularıyla oynayıp sonrasında da onu terk ettiğini düşündü. Kalbi acılar içinde tamamen boğulmuştu. Umutsuzluğu uygulama yolundan vazgeçmesine zorladı. İnanç vaatlerini bozarak gizlice tapınaktan kaçtı ve bir daha Linying tapınağına dönemedi. Evsiz kaldı ve oradan oraya dolanıp durdu. Sonunda çaresizlik içinde öldü.

O hayattaki genç yakışıklı keşiş bu hayatta kızı neredeyse evlenme öncesi nedensizce terk eden genç sevgilisiydi. Şimdiyse kız, o hayattaki keşişin yaşadığı acıların aynısını kendi üzerinde yaşıyordu. Genç keşiş umutsuzluk yüzünden ölmüştü, fakat bu tamamıyla kızın suçu değildi. Bu nedenden dolayı kız bu hayatta borcu hayatıyla ödemek zorunda değildi. Fazlasıyla dökülen gözyaşları ve geride kalan kırık kalp yeterliydi. İkisinin arasındaki nedensel ilişkileri inceledikten sonra, kız çok hızlı bir şekilde kendisini toparladı ve yeni bir romantik ilişki arayışına geçti.

Aradan kısa bir süre geçtikten sonra internet üzerinden yeni bir arkadaş buldu. O yeni arkadaşı yaşadığı eyaletin üniversiteye kabul sınavından en yüksek puanı almış ve Çin’de saygın bir üniversitede eğitim almıştı. Daha sona ABD’deki prestijli bir üniversite de doktora öğrenimini tamamlamış ve şimdi de büyük bir şirkette mükemmel bir maaşla çalışıyor. İşi dışında birçok icatlar yapmış ve icatları karşılığında 20’den fazla patent almıştı. İkisinin pek çok ortak noktaları, konuşacakları da çok fazla ortak yönleri vardı ve kısa bir süre sonra ikisi evlendi.

Hipnoz seansı sırasında geçmiş hayatlarından gelen vaftiz baba ve vaftiz annesiyle aralarındaki bağın nedenini de öğrendi. (Çin geleneğine göre vaftiz anneniz olduğunda onun kocası otomatik olarak sizin vaftiz babanız oluyor) Kızın vaftiz annesi ona karşı çok sevecendi, fakat vaftiz babası herhangi bir neden olmaksızın ondan çekiniyordu. Vaftiz babası kızın istediği her şeyi yerine getiriyor ve evdeki diğer bayanları dinlemiyordu bile. Örneğin gelininin söylediklerine kulak vermiyordu bile. Ayrıca kızın vaftiz ailesinin oğluyla (vaftiz erkek kardeşi) da arası iyiydi. Bunların sonucu vaftiz ailesinin gelini kızı ailesine karşı çok kıskanıyordu ve sık sık bu nedenden dolayı evde kavgalar ortaya çıkıyordu. En sonunda vaftiz erkek kardeşi ve eşi ayrıldılar. Vaftiz babası sık sık şikâyet ediyordu: “Gelinimizi nedensiz yere kaybettik”. İşte bu hipnoz seansı sayesinde vaftiz ailesi ve kendisi arasındaki nedensel ilişki bağını öğrendi.

Geçmiş hayatlarının birisinde bahtsız bir ailede dünyaya erkek çocuk olarak geldi.
Günün birinde o çocuk o kadar çok açtı ki, açlığına dayanamayıp bir akrabasından yemek çaldı. Çaldığı aile de açlıkla boğuşuyordu, bu nedenle ailenin babası yemeklerini çalan hırsız akraba çocuğuna çok kızmıştı. Adam çocuğu bağladı ve ağaca astı ve üç gün ona ne yemek ne de su verdi. Günün birinde ihtiyar bir kadın dilenci ağacın yanından geçiyordu ve ağaca asılı işkence çeken çocuğu gördü. Çocuğun acı çektiğini seyretmeye dayanamadı ve çocuğun susuzluğunu gidermek için bir kap su içirdi. Fakat dilenci kadın çocuğu işkenceden kurtaramadı. Daha sonra çocuk öldü.

O ailenin acımasız babası şu anda vaftiz baba ve o çocuk ise (bu zamanda kız çocuğu olarak dünyaya gelen) şimdiki hayatındaki vaftiz kız idi. İhtiyar kadın dilenci ise şimdiki hayattaki vaftiz anneydi. Görünüşe göre vaftiz babası geçmiş hayatında yaptıklarının karşılığında borcunu ödemek için vaftiz kızı ne dediyse hep itaat ediyor ve ondan korkuyor. Diğer taraftan baktığında ise vaftiz annesine de onun geçmiş hayattaki merhametli yardımının karşılığını ödemesi gerekiyordu. Ama vaftiz kızı şu anda vaftiz anneye sanki sorunlar yaratıyor gibi görünüyor? Bu sorunun cevabını o günü bulamamıştım.

Daha sonra bunun cevabı açıldı. Vaftiz kız daha sonra iyi bir iş buldu. Zor bulunan bir işti, fakat kolay ve iyi maaşlıydı. Evlendikten sonra bu şehirden taşındı. Taşınmadan önce yaptığı işi vaftiz annesine devretti. Onun vaftiz annesi günün birinde bana şöyle söyledi: “Yapılması rahat ve aynı zamanda iyi maaşlı bir iş bulmak çok zor”. Vaftiz kız gitmeden önce yerine vaftiz annesinin alınması için patronuyla konuştu ve patronu da bunu kabul etti. Vaftiz kız vaftiz annesiyle aralarındaki geçmiş hayattan gelen zor zamanda uzatılan bir kâse suyun karşılığını böylece kapattığını düşünüyorum.

Kişiler arasındaki ilişkileri anlatmak veya değiştirmek çok zor, çünkü onlar bizim sadece bu hayatta yaptıklarımızın sonucuyla sınırlanmıyor.

Evrensel sebep ve sonuç yasasını anladığımız vakit, “bize karşı haksız” davranan insanlara katlanmamız daha da kolay olacak. Aksine Cennet yasaları basittir: biz ektiğimizin karşılığını biçiyoruz -ne ekersen onu biçersin, ya bu hayatta ya da gelecek hayatta.

Anlaşmazlıklar sırasında bazı şeyler istediğimiz gibi gitmiyorsa, o halde biz her zaman ne ekersek onu biçeceğimizi, bunun Cennetin yasası olduğunu anlayıp kendimizi bir adım geri çekmek herkes için daha iyi olmaz mı?

Çince metin: http://www.zhengjian.org/zj/articles/2005/4/3/31804.html

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.