Ben küçükten beri yemek ve içme konusunda aşarı derece titizim. Kendi çocuğum da dahil başka birinin bıraktığı artıkları asla ağzıma sokmadım. Yazın yemeğimde küçük bir böcek bile görsem, aç kalsam dahi onu yemezdim. Hatta yemek sırasında ailemdeki bir diğer kişi ekmeğimi ellerse ancak ekmeğin kabuğunu soyduktan sonra yiyebilirdim.
Hatta bu derecede temizliğe düşkün olmanın kötü bir şey olmadığını düşündüm, çünkü bana göre herkes temizliği seviyor. En yakın uygulayıcı arkadaşlarım bile bazen bana bu konuda kendimi biraz geliştirmem gerektiğini söylüyorlardı ama ne bu konuya önem verdim ne de ciddi bir şekilde düşündüm.
Ta ki bir defasında ilk defa tanıştığım bir uygulayıcı ile beraber yemek yiyene kadar. O gün bir Dafa işi için bir uygulayıcı arkadaşım ile beraber başka şehre gidip oradaki uygulayıcı A ile buluştuk. İşimiz bittiğinde öğle yemeği vakti gelmişti ve üçümüz beraber küçük bir lokantaya gittik. Her birimiz basit bir takım yemek alıp, yemeye başladık. Ama iki arkadaşım yemeklerini bitirdiklerinde, ben hala devam ediyordum. Yemek fazla verildiğinden var gücümle bitirmeye çalıştım ama en son tabağımda hala biraz yemek kaldı. Kaşığımı bıraktım ve “Bitiremiyorum.” dedim. Uygulayıcı A, “Kızlar genelde az yiyorlar. Bu kadar az bir şey kaldığı için pakette yapamayız” dedi ve tabağımı alıp kalan yemeği bitirdi.
A’nın hareketi karşısında şaşırdım ve ne söylemem gerektiğini de bilemedim, sadece tabağımdaki son pirinç tanesini bitirene kadar onu izledim. Ardından içimde kelimelerle anlatılamaz bir şey hissettim. Çünkü uygulayıcı A ile ilk defa karşılaşmıştım, üstelik A büyük şehirde oturuyordu ve çok düzgün ve temiz bir kişiydi. Ve o an yıllardır sahip olduğum temizliğe düşkünlük takıntımı acaba gerçekten bırakmam mı gerekir diye düşündüm.
Bu düşünce kafamda dolaşıp durdu. Eve vardıktan sonra, başka bir uygulayıcı arkadaşıma bu olayı anlattıktan sonra, arkadaşım sakin bir şekilde bana daha önce bir uygulayıcı tarafından yazılan “Shifu’nun Merhameti” adlı makaleyi hatırlayıp hatırlamadığımı sordu. O makalede, birkaç uygulayıcı Shifu ile bir lokantada beraber yemek yerken, bazı uygulayıcılar yemeklerini bitirememiş ve Shifu onların bıraktıkları yemeklerin hepsini kendi kâsesine alarak yemiş… O an gözyaşlarıma hâkim olamadım. Shifu Zhuan Falun kitabında, “Bu kişi, sıradan insanların bilinci yerindeyken katlanamayacağı zorluklara katlanabilir.” der. Pislikten korkmak da bir çeşit acıdır, Üçlü Diyarın kendisi zaten bu evrendeki en kirli yerdir ve böyle bir alan içinde kim kimden ne kadar daha temiz olabilir ki? Uzun süredir dokunmak istediğim bu takıntımın bırakılması gereken zamanın nihayet geldiğinin farkına vardım ve içimde büyük bir acı hissettim. Shifu “2010 New York Fa Konferansında Fa’nın Öğretilmesi” jingweninde, Dafa uygulayıcılarından “bütün eksikliklerden arınmış” olmalarını istedi. Fakat ben tam tersine “temizliği sevmek kötü bir şey değil” bahanesi ile kendi takıntımı saklamaya çalışıyordum ve bu gibi ufak tefek takıntının bir şey sayılmayacağını düşünüyordum. Şu anda bu takıntımdan vazgeçmek istediğim an da onun aslında ne kadar büyük bir takıntı olduğunu anladım.
Shifu’ya ve uygulayıcılarıma çok teşekkür etmek istiyorum, çünkü yıllardır saklanan bir takıntımı buldum ve ben onu bırakmakta kararlıyım!
Çince metin: http://www.minghui.org/mh/articles/2015/4/16/与同修共餐-看自己的执着-307543.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.