2010 yılında iş yerimde büyük değişiklikler vardı ve bu beni fiziksel ve zihinsel olarak zorluyordu. Her sabah uyandığımda çok endişeli oluyordum. Sanki başka seçeneğim yoktu ve her şey umutsuzdu. Birkaç dakika sonra çoğunlukla bu duygu kayboluyordu. İş ortamım düzeldikten sonra, genelde endişem kısa bir süre için oluyordu. Neredeyse her sabah bu şekildeydi. Bu durum bir kaç dakika sürdüğü için önemsemiyordum.
İş yerindeki durum düzeldikten sonra yarı uyanık yarı uykulu bir haldeyken şu cümleyi duydum: “Sen zihinsel olarak zulüm görüyorsun!” Bunu çok net bir şekilde duydum. Geriye dönüp baktığımda eski güçler endişe faktörünü farkına varmadan bana zulmetmek için kullanmışlardı. İlk başta bu duygu daha az yoğundu. Sadece kısa bir süre için rahatsızlık ve sıkıntı hissediyordum.
Geçen yılın ortalarında bu olumsuz duygu artık beni çok rahatsız ediyordu. O dönem iş ile çok yoğundum ve fazla yüklenmiştim ve uygulayıcılar arasında çatışmalar vardı. Bütün bunlar bende endişe yaratıyordu ve hiçbir sevincim kalmadı. Hiçbir şey yapmak istemiyordum, hatta yemek bile yemek istemiyordum. Gerçekleri aydınlatmayı çok pasif ve yüzeysel olarak yapıyordum. Yakınlarım ve uygulayıcılar davranışlarımı anlamıyorlardı. Onlar benim istikrarlı bir hayatım olduğunu ve ne için endişe ettiğimi düşünüyorlardı?
Ve gerçekten “Neden kendim için endişe ediyorum?” diye düşündüm. Sonunda bunun nedenini buldum. İş yerimdeki büyük değişikliklerden dolayı çok bencildim. Örneğin, “Yorgunum”, "Bu işi yapmak istemiyorum” ve dahası vardı. Kendi duygularıma fazla önem veriyordum. Ben gerçek benliğimi bastırdım, fakat bu durumda en kötüsü Fa'yı hatırlamadım.
Ne zaman bu hassas konuya rastlasam endişe ediyordum. Bu sorunu çözebildiğim an biliyordum ki, bir daha endişem ortaya çıkmayacak. Fakat geçitten, sorunlarla karşılaşmaktan, sıkıntılar yaşamaktan ve bununla ilgili öfkemden korkuyordum. Rahat bir uygulama ve kendimi rahat hissetmek istiyordum, yalnız o zaman bunu iyi buluyordum.
Fakat: Biz görüşlerimizi değiştirmeye hazır değilsek, o zaman o bu halen uygulama mı? Gerçekten endişeli olduğumuzda bu uygulamaya güvenmediğimiz, Fa'ya karşı dürüst inancımızın olmadığı ve Fa'nın güçlü, muazzam ve sarsılmaz gücüne inancımızın eksik olduğu anlamına geliyor. Sınavları Fa'nın bir parçası olarak kabul etmediğimiz için kendimizi çaresiz hissediyor ve endişeleniyoruz. Fa'yı kalbimizde hissetmediğimiz için kendimizi güçsüz hissediyoruz.
Endişe etmemizin başka bir önemli nedeni sebebi ise ana bilincimizin güçlü olmamasıdır. O zaman bir geçitte veya sorunlarla karşılaştığımızda bizi gerçek benliğimiz yönetmiyor. O zaman ana bilincimizi güçlendirmeyi başaramıyoruz. Aslında endişe ortaya çıktığında, bunun bizim gerçek benliğimiz olmadığını fark etmemiz gerekir. İçimize bakmalı ve kendimize şunu sormalıyız, “bu neden bizim alanımızda ortaya çıktı? Hangi sıradan insani duygu buna neden oldu? Veya hangi insani duygumuz eski güçler tarafından kullanıldı?” Fa aracılığıyla net bir şekilde farkına vardığımızda, doğru düşüncelerle bunu yok edebiliriz.
Çince metin: http://www.minghui.org/mh/articles/2016/3/21/彻底解体“发愁”的心-325628.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.