Çocukluğumdan beri her insan gibi bazı korkularla yaşamışımdır. Ve o korkularım çoğunlukla bilinmeyenlerdi. Beni sinirli yapan, ağlatan, üzen, moralimi bozan, isyan etmeme neden olan her şey korkularımdan doğuyordu.
Çocukken insanların konuştuğu çoğu şey gerçekmiş gibi gelir. Sınırlarımızı çevremizde güvendiğimiz insanlar çizer çoğu zaman. Korkularımızda hep bu yüzden doğmuştur.
Örneğin ölümden sonrası; bu hayatımızda ne yapacağımızı bilmeden geldik, ölünce de ne olacağını bilmiyoruz, bir insan olarak bilinmezliklerimiz korkuya çevrildi.
Geleceğe dair planlar yapmalıydık, çünkü rahat bir yaşam yaşamamız önemliydi. Planlarımız tutmayınca bu bizde hep endişe yaratmıştır.
Etrafımızdaki insanları üzmemek için sağlığımıza dikkat etmeliydik. Sağlık sorunlarımızda çevremizi endişelendirdik bunlar bizi üzdü.
Şehvetimizi de etrafımızdaki insanlardan öğrenmeye başladık, cinsellik ilgimizi çekmediğinde farklı tepkiler gördük.
Tabi ki bunların değişimi hep bizim elimizdeydi.
Fark ettiğim bir şey vardı, içimdeki o asıl doğa benim bazı doğrularıma karşıydı. Bunu fark ediyordum ama bazen kendi doğrularıma engel olamıyordum. Çünkü bende öğrendiğim gibi rahat bir hayat yaşamalıydım, daha mutlu olmalıydım, haksızlıklara karşı direnmeliydim ve bunun gibi bir çok şey.
Çocukluğumda araştırmaya başladığım konulardan biri neden bu dünyada olduğum, ne için geldiğim, neler yapmam gerektiğiydi. Bu zamana kadar cevabını bulamamıştım. Önüme gelen her fırsatı denemeye çalıştım. Hiç bir şeyi takmamayı, sürekli eğlenmeyi, daha fazla para kazanmak için yapmam gereken şeyleri denedim. Sonucunda vardığım şey daha fazla kitap okumaktı fakat daha çok felsefi olanlar, kişisel gelişimle ilgili olanlar oldu. Okuduğum her kitap beni bir üst aşamaya aktarıyordu sanki. Kim olduğumu, nasıl daha iyi bir insan olunacağını, düşüncelerimizin nasıl her şeyi etkilediğine dair şeyleri kendi çapımda öğrenmeye başlamıştım.
O zamanlar gerçekten de bazı şeyleri anlıyordum. Beni yönlendiren bir şeylerin olduğuna inanıyorum. Tam o sıralarda ‘’Lenfoma’’ kanserine yakalandım. Bu benim için gerçekten hiç üzücü olmamıştı. Kendime gerçekten şaşırıyordum ama sanki bir güç vardı ve beni ayakta tutuyordu. Tek sorun aldığım ilaçların beni gerçekten yorgun yapıyor olmasaydı.
Sonra bir arkadaşımla düşüncelerim hakkında konuşurken onda aradığım şeyin olduğunu söyledi bana Falun Dafa‘yı o gün anlatmıştı. Eve gittikten sonra kitabı okumaya başladım ve gerçekten dünyada aradığım şeyi bulduğum için çok heyecanlıydım. Kısa bir zamanda kitabı bitirdim her geçen gün bir şeylerin anlayışına varıyordum.
Falun Dafa’yı okuduktan sonra gerçek anlayışı yavaş yavaş edindiğinizi fark ediyorsunuz ve bu sizin insan düşüncelerinizi temelinden sarsıyor, sonrada size gerçek huzuru veriyor.
Gerçek huzurla bahsettiğim bazı gerçekleri anladığımız için insan düşüncelerimizin, duygularımızın, takıntılarımızın çoğunun yanlış olduğunu fark ediyor ve bunların aslında bizim gereksiz kötü düşünceler geliştirdiğimizi gösteriyor.
Hastalığım boyunca kitabı okumaya devam ettim ve her geçen gün daha doğru günlere adım attım. Artık geleceğe dair bir endişem yok, ya da hastalıklara, çıkarlara, rahat yaşamaya. Birçok korkumun, takıntımın yok olduğunu gördüm ve hissettiğim şeyler inanılmazdı.
Bu dünyada değişemeyeceğim ve tek ihtiyacım olan şeyin SHİFU Lİ Hongzhi'nin öğretisi olduğunu anlıyorum.
Onun öğretilerinden güzel bir anlayışım; oluşan olaylar, senaryolar karşısında sakin zihnimizi her zaman korumalı ve bir adım geri atıp bakmalıyız, böylelikle asıl benliğimizle alacağımız kararlarımızın çok doğru olacağını görebiliriz. Karşılaştığımız sorunlarda kendimizle ilgili bir bağlantının olduğuna inanıyorum.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.