Dafa'ya ve Shifu’ya Sonsuz Güvenim ve Ölümü Göze Almam

2016 İstanbul 3.Ortadoğu Fa Konferansı Uygulayıcı Paylaşımları
 
Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Hayatım boyunca hep bir şeylerin eksikliğini duyuyordum, ama ne olduğunu bilemiyordum. Küçük bir taşra kasabasında oturuyorduk, ailece düzenimiz gayet iyiydi. Geceleri yıldızların hiçbir yerde bu kadar güzel olduğunu hatırlamıyorum! Gökyüzüne bakmak bana huzur ve güven duygusu veriyordu, içimdeki eksikliği biraz olsun bastırıyordu. İçimdeki eksiklik duygusuyla eşim ve çocuklarım istemediği halde, deniz kenarı bir şehir olduğu için Mersin’e tayin istedim; gökyüzü gibi deniz de bana sonsuzluk ve güven duygusu veriyordu

Bu şehre geldikten sonra, çok acı çektim. Bir gün ”iyi ki bu şehre geldim” diyeceğim günün geleceğine inanmaya çalışıyordum. Ben her gece yıldızlara bakmaya devam ediyordum. Bu kısacık hayatın bir anlamı olmalıydı diye düşünüyordum… Yıldızları, dünyayı, evreni, kendimi düşünüp; küçücük bir nokta olduğum hissine kapılıp, kendimi değersiz bulup, içinden çıkılmaz soru işaretleriyle anlayışım kilitleniyordu…Bu hayatın mutlaka bir anlamı olmalıydı… Ruhumun derinliklerinde hayatımın ölümle son bulmayacağına dair bir his olsa da, ölünce her şeyin biteceğine dair düşüncem daha ağır bastığı için, kendimce hayatın anlamının yaşadığım anda olduğuna dair, farkındalık geliştirdim.

Bir gün manevi olarak “Cici anne” dediğim bir dostum telefonla arayıp “Kipa alış veriş merkezinde meditasyon varmış gidelim mi?” dedi. O sıralar yoga yapıyordum, meditasyon fikri çok çekici geldi. Gittiğim ilk günden itibaren Falun Dafa ekzersizlerini çok sevdim. Yogayı bıraktım, ekzersizlere haftada bir iki kez gidiyordum. Zhuan Falun’u da okumaya başladım. Kitabı bitirdiğimde, kalbim bir uygulayıcının kalbiydi! Benim için en can alıcı kısım bilincin kurtarılmasıydı. Çünkü daha önce okuduğum meditasyon kitaplarında yardımcı bilinç kurtarılıyordu. Bu bana çok acı vermişti. O düşüncenin ardından bu çok değerliydi. Hayatımdaki eksik kapanmıştı.

Falun Dafa insanın hayatı boyunca karşılaşacağı en güzel ve değerli şey. Çok şanslı olduğumu düşünüyorum ve bu şansı kaçırmamak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Ilginç olan şey de beni Falun Dafa’yla tanıştıran arkadaşım o günden sonra hiç gelmedi.

Fakat daha sonra ciddi bir testen geçtim. (geçmek zorunda kaldım.)

Üç günlük bir Falun Dafa etkinliğinin ardından soğuk algınlığı belirtileri başladı. Sonra gittikçe arttı ve ciddi bir öksürüğe dönüştü. Öksürürken iş arkadaşlarım dayanamayıp gözlerini kısıyordu. Ben hemşireyim, iş arkadaşlarım doktorlar ve hemşireler. Hemşire arkadaşlar istemediğim halde beni muayene ettirdiler. Doktor arkadaş, Bronşit olduğumu ve akciğerimin dolu olduğunu, mutlaka antibiyotik kullanmam gerektiğini, aksi takdirde zatüreye çevireceğini söyledi. Antibiyotik içmemeye kararlıydım.

Egzersiz yapmaya devam ediyor ve Fa çalışıyordum. Şikayetlerim arttı, gece nabzım hızlandı, ateşim çıktı, nefes alıp verirken akciğerlerimin hırıltısını duyuyordum ve nefes alıp vermekte güçlük çekiyordum. Shifu’nun “Karmayı öderken, kendinizi acıların ortasındaki bir uygulayıcı olarak görmelisiniz” sözünü hatırladım ve o anda ateşler içinde yanarken gerçekten kendimi acıların ortasındaki bir uygulayıcı gibi hissediyordum.

Shifu diyor ki:

“Bir ağacın gövdesinde onun yaşını gösteren halkalar gibi, hayatınızın her kısmında, her katmanında, hayatlar boyunca karma vardır. Xiulian uyguladığınız zaman, bu karmayı merkezden dışa doğru itmeyi sürdürürüm; iterim,iterim ve iterim. Ta ki karmayı sizden tamamen çıkarana kadar.” (New York Fa Konferansı-23 Mart1997)

Kendimi çok kötü hissettiğim o anda karmanın yüzeye doğru itildiğini düşündüm, sabahın olmasını bekledim. Sabah çok daha kötüydüm çok halsizdim. Sıradan bir insan olsaydım kesinlikle iş yerini arayıp gidemeyeceğimi söylerdim.

Güçlükle işe gittim, otururken yoruluyordum, karşımda duran sedyeye uzanma isteği duyuyordum. Doktor arkadaşlar çok kötü göründüğümü ve ilaç içmek için beni ikna etmeye çalıştılar, onlara “ Akyuvarlarım ne işe yarıyor? Neden onların görevlerini yapmalarını engelleyip tembelleştireyim? Onlara güvenmeyip neden bu iş için dışarıdan yardım alayım? Eğer benim bir bronşitimi bile iyileştiremeyeceklerse öleyim daha iyi” derken güçlü bir iradeyle gerçekten de ölümü göze almıştım ve korkmuyordum. O anda şaşırtıcı bir şey oldu. Bütün gücüm ve enerjim yerine geldi. Kendimi bir anda çok güçlü hissettim, iyileştiğimi ve karmanın atıldığını anladım. Doktor arkadaşlar söylediğim şeyleri önce mantıklı bulup şaşırdılar: ”Doğru söylüyor olabilirsin, ama kendine niye işkence edip acı çekiyorsun” dediler.

Bunlar sıradan insan düşünceleriydi…

Shifu diyor ki:

”Sizlere; biz uygulayıcılar her ne zaman vücudumuzda bir rahatsızlık hissedersek, bu bir hastalık değildir demiştim. Fakat sıradan insanların hastalık olarak değerlendirdiği durum ile bir uygulayıcının karması azaltıldığı zaman ki vücuda yansıyan durum, birbiriyle aynıdır. Sıradan insanlar için aradaki farkı söylemek zordur. Xiulian uygulamasının aydınlanma kavramını vurgulamasının sebebi budur.” (New York Fa Konferansı-23 Mart1997)

Buna aydınlanmıştım, bu bir sıradan insan hastalığı değildi. Bronşitim sıradan insanlarla aynı belirtileri gösteriyordu; sıradan bir insan, en az bir haftalık, bir antibiyotik tedavisinden sonra iyileşirken, benim bir anda enerjim yerine gelip iyileşmiştim.

Neden ilaç almamalıyız anlamıştım.

Shifu diyor ki:

”İlaç yüzeydeki virüsleri gerçekten öldürebilir. Fakat bir uygulayıcının Gong’u, virüsleri ve karmayı otomatik bir şekilde yok eder. Fakat ilaç diğer boyutlardan sızmış olan yüzeydeki virüsü öldürür öldürmez , virüs-karma diğer boyutta bunu bilir, çünkü her şey canlıdır ve o, bu tarafa gelmeyi durdurur. O durumda ilaç aldığınız için iyileşmiş olduğunuzu hissedersiniz. Fakat sizlere söyleyeyim ki karma, her şeye rağmen, Orada birikmektedir. İnsanlar yaşamşlar üzerine yaşamlar boyu bu maddeyi biriktirir. Bu birikim belirli bir seviyeye geldiğinde kişi artık tedavi edilemez bir hale gelir ve öldüğünde tamamen yok edilir. Hayatını kaybeder-hayatını sonsuza dek kaybeder. İşte bu kadar korkunç!” (New York Fa Konferansı-23 Mart 1997)

Bu yaşadıklarım, Falun Dafa’ya olan inancımı sarsılmaz bir iradede artırdı.( ve yeni bir uygulayıcı olarak ciddi bir testi geçmeyi başarabilmiştim.)

Teşekkür ederim Shifu

Teşekkür ederim uygulayıcı arkadaşlarım.

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.