Zihinsel telepati gerçekten var mıdır? Hala anne karnındaki bir bebek annesinin kendisini sevip sevmediğini duyabilir mi? Aşağıdaki hikâyeden insanın telepatik yeteneğinin ne kadar güçlü olduğunu anlayabilirsiniz.
Doğumhanede bir bebek dünyaya gelmiş, fakat bu dünyaya yeni gelen bebek annesinin sütünü hiçbir şekilde içmiyormuş. Doktor ilk başta bu bebeğin belki anne sütüne karşı alerjisi olduğunu düşünmüş, o yüzden ona süttozu yapmış ve bebek hemen içip bitirmiş. Ondan sonra, aynı odada bulunan loğusa bir bayan, bebeğin annesine “İstersen benim sütümü dene bir bak acaba içebilir mi?” diye söylemiş ve bebeği kendi kucağına alıp emzirmeye başlamış, bebek de oldukça rahat sütü doya doya içmiş. Gün içinde birkaç loğusa bayan da merakla tek tek denemişler ve bebek hepsinden süt içmiş, sadece kendi annesinin kucağındayken süt içmek istemiyormuş. Doktorların hepsi bunu garip bulmuşlar ve bebeğin annesine, “Böyle bir şey nasıl olabilir? Bu çocuk neden böyle?” diyerek sorunca, annesi, “Aslında ilk başlangıçta bu bebeği hiç istemiyordum.” demiş. İşte sonuç olarak, bu bebek yaşamayı başardı bile yaptığı ilk iş annesiyle temas kurmayı reddetmek olmuş.
Bu hikâye neyi ortaya çıkarmakta? En azından iki konuda: Birincisi, annenin karnındaki bebek duyusal fonksiyona sahiptir ve onun duyarlılığı kesindir; ikincisi, yeni doğan bir bebek kendi duyarlılığına göre ayırt edebilir, üstelik kendi gözüyle görmese bile hatasız olarak yargılayabilir.
Bundan dolayı, zihinsel telepati kesin bir şekilde mevcuttur, üstelik gerçek ve güvenilirdir. Bir xiulian uygulayıcısı için, aklından geçen bir düşünce iyi veya kötü, şu anda düşündüğün bir şey doğru veya yanlış, düşünce henüz ortaya çıkmadan önce, yüksek seviyelerdeki yaşamlar en ufak bir ayrıntıyı bile kaçırmaksızın çoktan onu görür, bununla birlikte çevrendeki her şey de aynı anda doğru ve hatasız olarak düşünceni duyabilir. Ağzından söylemez, kimse görmez veya bilmez bir derecede saklayabilsen bile, yine de senin düşünceni başkaları gerçek ve hatasız olarak hissedebilir.
Uzun bir süredir kendi babasından devamlı nefret eden bir xiulian uygulayıcısı vardı. O, kendi babasına iyice davranması gerektiğini biliyordu, fakat kalbinde onlarca sene boyunca biriktirdiği nefreti bir türlü bırakamadı ve kendisi de isteyerek içindeki nefreti yok etmeye çabalamadı, bu durumda o nefret de sıkı bir şekilde devamlı onu kontrol ediyordu. Babasına duyduğu nefreti ve memnuniyetsizliği göstermediği gibi, sık sık babasına yiyecek içecek bir şeyler getiriyor ve her zaman onu güler yüzle karşılaşıyor, yani yüzeysel olarak babası için her şeyi tam olarak yerine getiriyordu. Fakat babası hiç bir zaman ona minnettarlık duymamış ve hiç bir zaman memnun kalmamış, üstelik ara sıra ona çok gürler ve çok kötü küfredermiş. Bu uygulayıcı kendisinin büyük haksızlığa uğradığını hissetmiş ve bu yüzden içindeki nefrette git gide daha da yoğunlaşmış, neredeyse geçilmez bir sınav oluşmuş ve kötü bir döngü olarak devam etmiş. Ta ki bir gün, bu uygulayıcı birden şunların farkına varmış, kendi içinde babasına karşısında sadece nefret ve memnuniyetsizlikti, anlayış ve hoşgörü hiç yoktu ve kafasından geçen düşünceler iyi kalpli değil neredeyse hepsi kötüydü. Babası ondan hep böyle bilgiler aldığından ona nasıl iyi davranabilirdi ki? Diğer bir deyişle, bu uygulayıcı sözleri ve davranışları ile babasına saygı gösterdi bile, fakat aslında onun kalbindeki soğukluk ve nefretten oluşan negatif alan farkında olmadan çevresindeki herkesi etkiliyordu. Aslında herşeyden önce, bir uygulayıcı olarak bu şekilde içsel ve yüzeysel olarak birbirinden tamamen farklı davranış en utanç vericidir ve ciddi bir şekilde düzeltilmek zorundadır. Dolayısıyla, bu uygulayıcı kendi içine bakmaya başladı ve içinde uzun süredir bulunduğu nefret ve memnuniyetsizliğin hepsinin doğum sonrası oluşan doğru olmayan görüşler olduğunu ve bir uygulayıcı olarak sıradan bir insandan, hatta babasından daha da nefret etmemesi gerektiğini anladı! O gerçek anlamda kendi görüşünü değiştirmesi gerektiğinin farkına vardığı anda, hemen içindeki nefreti yok etmeyi seçti ve o nefret maddesinin bir nebze de olsa kendisini terk ettiğini hissetti. Xinxing’i yerine geldikten sonra, babası da o günden sonra hep onu güler yüzle karşıladı. Bu uygulayıcı bu olaydan hakikaten şunları kavradı ki, bir uygulayıcı olarak, ancak xinxing’i geliştirip bütün doğru olmayan düşünceleri düzelttikten sonra, canlı varlıklara merhametle davranılabilir, canlı varlıkların içten uygulayıcının samimiyetini hissetmesi sağlanabilir ve onları kurtarabilir.
Hepimiz Fa’nın “Görünüş zihinden kaynaklanır” ilkesini biliriz. Bir uygulayıcı olarak, çevrendeki her şey senin zihninden oluşmaktadır. İnsanlar senin zihnini telepatiden hissedebilirler. Zihninde sıradan bir insana karşı ne kadar ağır bir nefret varsa, o sıradan insanın sana karşı memnuniyetsizliği o kadar ağır olacaktır. Aynı şekilde, bir uygulayıcı arkadaşına ne kadar hoşgörün varsa, o uygulayıcı arkadaşın sana o kadar güvenilir olacaktır. Senin doğru düşüncen ne kadar güçlü olursa, gücün o kadar büyük olacaktır. Biz gerçekten başka bir kişiye içtenlikle iyice davranırken, o kişinin hissettiği merhametli ve sıcak bir güçtür ve bu durumda bütün doğru olmayan şeylerin hepsi otomatik olarak yok edilecektir. Fakat eğer zihnindeki merhamet saf değilse, yani şikâyet veya nefret ile karışıksa, karşındaki kişinin hissedebileceği sadece merhamet ve yabancılaşma ile karışık bir şeydir. Bu yüzden, biri senden memnun olmadığı zaman, gerçekten uygulama yapan bir kişi ilk önce kendi içini aramalıdır, kendi xinxing’i üzerinde çalışıp yanlış düşüncesini hiç geciktirmeden düzeltmelidir. Zihnini kökten düzelttikten sonra, bulunduğun ortam mutlaka otomatik olarak değişecek ve beklemediğin “Söğüt ağaçlarının gölgesinden geçtikten sonra, ilerde pırıl pırıl çiçekler ve bir başka köy olacaktır.” (Zhuan Falun’dan)
Aksi takdirde, eğer bir uygulayıcı sadece kendi ile gösteriş yapar veya yüzeysel olarak hareket ederse ve kendi zihnini düzeltip geliştiremezse, o zaman onlarca hatta yüzlerce sene uygulama yapmış olsa bile, sonuç olarak belki de hiç bir şeyi edinmeden boşu boşuna uğraşmış olabilir. Bir uygulayıcı olarak, neler yapmış, neler söylemiş hatta ne kadar fazla broşür dağıtmış olsa bile, bunların hepsi yüzeysel ve insanların görebildiği şeylerdir, fakat xiulian ile neler bırakmış, neler düzeltmiş ve neler geliştirmiş olduğun işte bunlar xiulian’in gerçek özü ve kökenidir ve Tanrıların görmek istediği şeylerdir. Dolayısıyla, insanın esası değişmezse, yüzeyde ne kadar güzel ve parlak işlenmiş olsa bile, bir seviye bile yükselemez. Xiulian uygulamak insanın kalbini (zihnini) geliştirmektir, zihin doğru iken herşey doğru düzgün gider, aksi takdirde hiçbir şey doğru düzgün gitmez. O nedenle, gerçek anlamda uygulama yapan bir kişi başka kişinin tepkisinden kendi zihnini araması gerektiğini öğrenmek zorundadır, başka kişinin intiba ve tepkisinin kendi kalbinin yansıması olduğuna inanmak gerekir. Gerçek bir xiulian uygulayıcısı olarak, kişi kendi xinxing’i üzerinde çalışmalıdır, kendi eksikliğinin esasını bulmalı ve kendi zihnini ve her bir düşüncesini düzeltmelidir.
Zihinsel telepati, görülemez ve dokunulamaz, fakat hakikaten var olmaktadır. Bizim düşündüklerimiz veya aklımızdan geçenler aslında tam olarak arzuladığımız veya kovaladığımız şeylerdir ve tüm bunların hepsi evren tarafından telepati alınabilir, üstelik çevremizdeki yaşamlarda da yansıtılabilir. Başka kişinin gerçek hislerini duyabilir misin? Kendin xinxing’in üzerinde gerçekten çalışabilir misin? Çünkü gerçek anlamdaki xiulian uygulaması budur ve ancak bu şekilde kendini iyice geliştirebilirsin.
Çince metin: http://www.zhengjian.org/node/111437
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.