​Eskiden Küçük Dafa Uygulayıcısı Olup Sonradan Toplum İçinde Kaybolanlara

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Haftalık Minghui’de yayınlanan uygulama hikayelerinden sıklıkla etkileniyorum. Düşünüp doğru bir şekilde davranabilen, kendilerini iyi geliştirip insanları kurtarabilen, yeminlerini yerine getirebilen o uygulayıcılara hayranlık duyuyorum. “Fa-düzeltmesi dönemi Dafa öğrencisi” unvanını hak ediyorlar.

Şimdi 38 yaşındayım. Fa’yı edindiğimde “küçük bir Dafa öğrencisi”ydim. Uygulayıcı arkadaşların cesaretlendirmesiyle, eskiden küçük Dafa öğrencileri olup sonradan sıradan insan toplumunda kaybolanları uyandırmak amacıyla ve onları Shifu’yu takip edip eve geri dönmek için bu kısacık fırsatı değerlendirip çabucak Dafa uygulamasına geri dönmeye teşvik etmek amacıyla hikayemi paylaşacağım.

Fa’yı Edindiğim İlk Zamanlar

1997’de 14 yaşındayken Fa’yı edindiğim için şanslıydım. Çok küçükken geceleri gökyüzüne bakıp kendi kendime sıklıkla sorardım: “Bu dünyaya neden geldim?” Babam qigong’u severdi, ama çok sayıda karmaşık şey öğrenmişti. Onu takip ederek, ben de qigong’u biraz öğrendim. Ama bu, soruya cevabı bulmama yardımcı olmadı.

İlk çocukluk yıllarımdan beri peri masallarını dinlemek ve izlemek hoşuma giderdi ve sıklıkla olağanüstü yeteneklerimle şeytanları öldürmeyi hayal ederdim. Aynı yaştaki diğer çocuklardan daha “olgundum,” 6 yaşında okula başladım. Sıradan insanlar arasında daha “olgun” olmak daha az masum olmak anlamına gelebiliyor ki bu da uygulamada daha fazla engele yol açabiliyor. Neyse ki bir Dafa öğrencisi ailesinde doğdum. Annemle babam, teyzelerim, amcalarım ve büyükannemin hepsi art arda Dafa uygulayıcısı oldu. Evim de bir egzersiz alanı oldu.

Böyle iyi bir ortam uygulamam için önemliydi, ama Shifu’nun merhametli ipuçları ve tanrısal mucizeleri daha da önemliydi. Aşağıdaki sahneyi hala tam olarak hatırlıyorum:

Bir gün egzersiz odasında uyuklamak üzereyken, annem bana gümüş, parlak bir parça kağıtla sarılı değerli Zhuan Falun kitabını verdi ve benden onu okumamı istedi. Onu aldım ve üstünkörü bir şekilde dedim ki: “Tamam, biraz uyumama izin ver, 9’da kalkıp onu okuyacağım.”

Duvarda asılı duran Shifu’nun portresine bakarak yatağa uzandım. Küstahça düşündüm, “Gerçekten tanrısalsanız, lütfen rüyamda beni ziyarete gelin!” Daha sonra uykuya daldım.

Rüyamda arkamda birisini hissettim. Bedenimi yavaşça döndürdüm ve daha sonra geniş omuzları olan dev bir suret gördüm; o anda Shifu’nun merhametli yüzünü görünce elektrikle şoka uğramış gibi hissettim! Shifu yavaşça sağ elini kaldırdı, kaşlarımın arasındaki noktayı hafifçe tıkırdattı ve ağırbaşlı, heybetli bir sesle dedi ki: “Falun Buda Yasası.” Ondan sonra, Shifu bana şefkatle beyaz bulutmuş gibi görünen bir miktar yemek verdi. Yemeğin tadını çıkarırken, Shifu gümüş ve parlak kağıt içindeki Zhuan Falun kitabını sihirle ortaya çıkardı ve dedi ki: “Fa’ya çalışma zamanı.” Aniden uyandım ve farkında olmadan saate baktım, tam olarak 9’du. O zamandan itibaren bir Dafa uygulayıcısı oldum.

Fa’yı Onaylamak ve Zulüm

Doğru düşüncelerim iki yıllık katı uygulama süresince güçlenmişti. Kötü Çin Komünist Partisi (ÇKP) Temmuz 1999’da Dafa’ya zulmetmeye başladı. Birçok uygulayıcı Falun Dafa için adalet uygulanmasına yönelik temyiz başvurusunda bulunmak amacıyla Pekin’e gitti. O zaman sınırlı aydınlanmaya sahiptim. Tüm dünyasal şeyleri bırakıp Tamamlanma yoluna koyulma zamanının geldiğini bildiğim seviyeye aydınlanmıştım. Böylece ailemin hepsi Pekin’e gitti. Abim ve başka bir yaşça büyük uygulayıcıyla gittim; annemle babam ayrı olarak gittiler. Akşam Pekin’e ulaştık ve küçük bir otelde kaldık. O gece rüyamda bir yanardağın patladığı ve magmanın her yerde olduğu bir sahne gördüm, meditasyonda uçuyordum ama yükseğe uçamıyordum; bir ses bana dedi ki: “Tamamlanmana ulaştın ama hala bırakacak çok takıntın var.” O zaman sırtımda ağır yüke sahipmişim gibi hissettim, aniden gökyüzünden düştüm ve rüyadan uyandım.

İkinci gün Mektup ve Telefon Bürosuna gittik. Birkaç personel üyesi girmemize engel olarak ofisin önünde durdu. Onlardan birisi bana sordu, “Sen de bir Falun Gong uygulayıcısı mısın?” Evet dedim. Dedi ki: “O zaman lütfen Fa’dan bir paragrafı ezbere oku.” Fa çalışmasına yeterli dikkati göstermemiş olduğum için, “Lunyü”yü ezbere okurken bile hata yaptım. Güldü ve dedi ki: “Yeterli değilsin gibi görünüyor. Fa’yı iyi bir şekilde bile ezbere okuyamıyorsun.” Çok utanmış hissettim ve Shifu’nun onun ağzıyla bana bir ipucu verdiğini düşündüm. Daha sonra diğer birçok uygulayıcıyla birlikte büyük bir odaya kilitlendim, ondan sonra yerel bölgelerimizden polis memurları tarafından evlerimize geri götürüldük. Hepimiz suçlular gibi kelepçeliydik. O gün 16. doğum günümdü.

Geri gönderildikten sonra gözaltına alındım. Tesadüf eseri, abim ve babamla aynı hücreye kilitlendim. Bizi bilen bir gardiyan şakayla dedi ki: “Aileniz burada yeniden bir araya geldi.”

Zulmün Sebep Olduğu Derin Acı

O zaman şehrimizdeki en iyi lisede okuyordum. Pekin’e geri gelmemizin ardından, gözaltındayken okulumdaki bir öğretmen bana artık Falun Gong’u uygulamayacağıma dair söz veren bir garanti ifadesi yazarsam beni okula geri götüreceklerini söylemek için geldi. Benden sadece üç yaş büyük olan abime ne yapmam gerektiğini sordum. Dedi ki: “Sana kalmış. Öğretmenin seni dışarda bekliyor, Shifu’muz bizi cennette bekliyor.” Öğretmene uygulamaya devam edeceğimi söyledim. Dedi ki: “O zaman okuldan kovuldun.”

2000 yılı zulmün en şiddetli olduğu yıldı ve en karanlık yılımdı. Annemle babamın her ikisi de iki yıllığına zorunlu çalışmaya alındı. Babam yaklaşık 100 km uzağa hapsedildi ve annem daha da uzaktaki eyalet başkentine hapsedildi. Abim farklı bir şehirdeki okulda okumak için gitti, ama sınıf arkadaşlarına gerçeği açıkladığı için kovuldu. Geri geldikten sonra insanlarla Dafa hakkında konuştuğu için tutuklandı ve yedi yıldan fazla süre hapsedildi. Sonunda serbest bırakıldı. O zaman kendime iyi bakamıyorum. Babamı ziyaret etmek için düzenli olarak zorunlu çalışma kampına gidip daha sonra da annemi görmek için daha uzak bir şehre gitmem gerekiyordu. Tam reşit olduğunda hapsedilen abim için de çok endişeliydim ve dayanıp dayanamayacağından endişe ediyordum. Acı tarifin ötesindeydi. Kaç tane hazır Çin makarnası yediğimi hatırlayamıyorum. Şimdi sadece hazır Çin makarnası paketlerini görünce bile midem bulanıyor.

Yaşlı büyükbabam sonbaharda bana bakmaya geldi. Ay festivalinde ay keki getirdi. Onu ikiye böldü ve bana bir parça verdi. Gerçekten kötü, acı ve sert bir tadı vardı.

Ondan 20 yıl sonra ay kekleri neyle dolu olurlarsa olsunlar hep daha acı geldi. Karım ay kekini neden sevmediğimi merak etti ve ona hikayeyi anlattım. Anlayışlı bir şekilde dedi ki: “Sanırım gözyaşlarınla karışmışken onu yedin, bu nedenle çok daha acı ve sert geldi.” Birçok orta-yaşlı uygulayıcının benzer tecrübe ve hisleri olduğuna inanıyorum.

Fa’dan Ayrı, Hastalıktan Kıvranma

Annemle babam serbest bırakıldıktan sonra, okulu bırakmamam gerektiğini düşündüler, bu nedenle beni “öz-eğitim daha yüksek öğrenim sınavları” için öğrencilerin hazırlamasına yardımcı olan başka bir eyaletteki okula gönderdiler. Başlangıçta Fa’yı çalışmak için biraz zaman bulmayı başarıyordum. Ama ortam çok kötüydü, sınıf arkadaşlarımın ayrımcılıkları ve Parti propagandasıyla doluydu ve paylaşım yapmak için diğer uygulayıcıları bulamıyordum. Yavaş yavaş Fa’yı daha da az çalıştım ve farkında olmadan kendimi sıradan insanlarla özdeşleştirdim. Ama temel prensip konularında kendimi hala Fa ile değerlendirebiliyordum.

Daha vahim olanıysa, Komünist Parti Üzerine Dokuz Yorum yayınlandıktan sonra onu kabul edemedim ve politikaya karıştığımızı düşündüm. Annem ciddi olarak beni ikna etmeye çalıştı, ama onu dinlemeyi reddettim. O zaman ipi kopmuş bir uçurtma gibi: karamsar, hayal kırıklığına uğramış ve ne kadar perişan hissediyordum! Umutsuz bir kişi herhangi bir kötülüğü yapabilir. Kendimi ortalama bir kişi olarak gördüğümde, beni bir Dafa uygulayıcısı olarak nitelendirmeyen çok aptalca şeyler yaptım.

Sıradan insanlar hastalıklardan kurtulamaz, bu nedenle hasta oldum. Kalbimde sızılar hissettim ve uygulamadayken iyileşen tek taraflı baş ağrısı da tekrarladı. Bana koroner kalp hastalığı teşhisi kondu. İşim de çok ters gidiyordu, işler kötüydü. Depresyon da geliştirdim. Önceden karımla asla tartışmazdım, ama o zaman onunla neredeyse boşanmaya hazırdım. Hayattan bezmiştim ve yüksek bir binadan atlamayı düşünüyordum. İntihar etmenin bir günah olduğu yönünden belirsiz düşünceyi barındırmasaydım, hayatıma son vermiş olurdum.

Bir gece bir rüya gördüm: Pusa Guanyin lotus terasında oturuyordu ve bana dedi ki: “Benimle gel!” Ona sordum, “Nereye?” Dedi ki: “Mor Bambu Ormanımı korumaya yardım etmeni istiyorum.” “Batıya Yolculuk”da Mor Bambu Ormanını koruyanın Guanyin’in zapt ettiği Siyah Ayı Şeytanı olduğunu hatırladım. Düşündüm, “Siyah Ayı Şeytanıyla olmak istemediğim için gitmek istemiyorum.” Dedim ki: “Gitmek istemiyorum, çünkü Siyah Ayı Şeytanıyla olmak istemiyorum. Xiulian uygulamaya devam etmek istiyorum.” Guanyin daha fazla bir şey söylemeden uçarak uzaklaştı.

Daha sonra hastalıktan kurtulmak için Dafa uygulamasına geri dönmeye çalıştım. Ara sıra Dafa kitaplarını okuyordum ve zaman zaman egzersizleri yapıyordum, ama gerçekten yeniden iyi bir uygulama durumuna başlamadım. Buna rağmen fiziksel olarak ve işimde bana çok yardımcı oldu. Benden vazgeçmediği için Shifu’ya minnettarım.

Ancak o yıllar esnasında dünyasal şeylerin ve maddi kazancın peşinden koşmaya aşırı derecede takıntılı olmuştum. Çok para kazanmak için, ailemin rahat bir hayat sürmesine yardım etmek, onları akrabalar ve arkadaşlar arasında gururlu hissettirmek için başka bir şehre gitmek istiyordum. Bir elimle insan takıntılarını sıkıca kavramıştım ve diğeriyle hafifçe Buda’yı tutuyordum. Bu birkaç yıl devam etti. Sonunda eski güçler boşluklarımdan faydalandı ki bu beni neredeyse öldürüyordu.

Ölümün Eşiğinde

2011’de ciddi bir hastalık durumu yaşadım. Kalbim o kadar acıyordu ki neredeyse boğuluyordum. Fa’da gayretli olamıyordum, bu nedenle kendimi Shifu ve Fa’nın sorumluluğuna vermeye cesaret edemiyordum. İlaç almaya başladım, ama işe yaramıyorlardı. Sağlık kontrolünden geçmek için eyalet başkentindeki büyük bir hastaneye gittim ve doktor bana hemen hastaneye yatırılmam gerektiğini, aksi halde çok geçmeden ölebileceğimi söyledi. O zaman ciddi migren baş ağrılarım da vardı, o kadar şiddetliydi ki başımın yerinden fırlamak üzere olduğunu hissediyordum. Tıbbi muayene kafamda opere edilecek derecede büyük bir kist olduğunu gösterdi. Her saniye hastalık şeytanıyla savaştığımı hissediyordum. Tekrar depresif oldum ve ciddi uykusuzluktan da muzdarip oldum. Geceleri işkence dolu oluyordu ve gün batımından bile korkmaya başladım. İntihar etme yolları düşünmeye başladım. Depresyon dehşet verici olduğu için o zamanı daha fazla tarif etmek istemiyorum.

Bir gün neredeyse boğuluyordum ve hastaneye gittim. Bana uzun bir süre oksijen verildikten sonra kendime geldim. Bir arkadaşım da bana büyük bir çanta dolusu ilaç reçete edip benden üç ay onu kullanmamı isteyen bir psikiyatristi tanıttı. Belirtilerim her ne zaman nüksetse daha fazla reçete yazıyordu. Hem babam hem de ben doktoruz, ama bilim hayatımı kurtaramazdı.

Annemle babamı endişeden uzak tutmak için durumumu onlardan sakladım. Ama sonunda öğrendiler. Annem kendimi Fa’nın içinde düzeltmem için bana yardımcı oldu ve uygulayıcı arkadaşları da benimle paylaşımda bulunmaları için davet etti. Ama tüm umudumu kaybettiğimi hissediyordum ve hiçbir doğru düşüncem kalmamıştı.

Geçen yıl bir gece bir rüya gördüm: Gri ve karanlık bir yere gidiyordum ve yolumu bulamıyordum. Orta-yaşlı bir adam gördüm ve ona çıkış yolunu sordum. Güneydoğuyu işaret etti. O yönde yürüdüm ve hepsi tiyatro kostümlü olan iki sıra halinde dizilmiş insanlar gördüm. Yürüdüğümde hepsinin kırmızı veya siyah giyinmiş olduğunu gördüm. Biraz korkmuşum ve daha sonra hızlıca onları geçerek yürüdüm. Antik bir stildeki geniş taş bir köprü gördüm, yukarı doğru yürüdüm ve en yüksek noktasında durdum. Oradan diğer tarafta sihirli güçler kullanarak savaşan insanlar gördüm. O sırada iki sıra halindeki insanlar yetişmişti ve beni geçiyorlardı. Arkama döndüm ve gördüklerim karşısında şok olmuştum: İnsanların başlarının Hebai Wuchang (Çevirmenin notu: Kelimenin tam anlamıyla “Siyah ve Beyaz Geçiciliği”, ölülerin ruhlarına yeraltı dünyasına kadar eşlik etmekten sorumlu Çin halk inancındaki iki Tanrı) olduğunu gördüm. Kıyafetleri televizyonda gösterilenlerle tam olarak aynıydı. TV dizilerinde onların “Xian Jun” (Çevirmenin notu: kelimenin tam anlamıyla “Aziz Ölümsüzler”) olarak adlandırıldıklarını hatırlıyordum. Köprünün kenarına yürüdüm ve dedim ki: “Xian Jun, ilk gidin.” Hei Wuchang (Siyah Geçicilik) dedi ki: “Sen geçemezsin, çabucak geri gitmen gerekiyor.” Konuşmayı bitirdikten hemen sonra, savaşan ruhlardan birisi beni yakalamak için uçtu ve daha sonra Bai Wuchang (Beyaz Geçicilik) onunla savaştı. Hei Wuchang genellikle tuttuğu uzun dar bayrakla beni itti, daha sonra annemin yatağının üzerine geldi.

Annemle abimi yanımda otururken gördüm. Anneme dedim ki: “Siyah ve Beyaz Wuchang’ı tam şimdi gördüm.” Annem dedi ki: “Gerçekten mi?” Tekrar konuşmamdan önce, uçan Hei Wuchang’ı kapıda uçarken gördüm. Dedim ki: “Bakın, geliyor.” Hei Wuchang bana dedi ki: “Benimle gelmen gerekiyor, bu işi yaparak yerime geçmelisin.” Hayaletlerin işlerinin hepsi Üç Diyarın içerisinde diye düşündüm, bu nedenle dedim ki: “Gitmek istemiyorum, uygulama yapmaya devam edeceğim.” Dedi ki: “Uygulama yapmak istediğin için yerine geçecek başka birisini bulmak zorundayım.” Daha sonra uçarak uzaklaştı.

Daha sonra, utanç verici bir şekilde kaybolduğu yöne bir soru yönelterek bağırdım: “Dafa gerçek mi?” Bir tanrı olarak gerçeği bilmesi gerektiğini düşündüm. Yankılanan sesini duydum, “Benim resmi rütbem çok düşük, ölümsüz alemleri göremiyorum, ama cehennemde tek bir Dafa uygulayıcısı olmadığını biliyorum.” O zaman annemin suçlayıcı yüz ifadesini gördüm ve biraz kızgın bir şekilde dedi ki: “O soruyu sormamalıydın.” Shifu ve Dafa’ya bile inanmadığımı işaret ettiğini biliyordum. Açıkça Shifu ve Dafa’ya olan inancım düşmüştü.

Shifu Tarafından Ciddi Olarak Çağrılmak, Fa Gemisine Yeniden-Binmek

İkinci gün, kararlı olarak ilaçlarımın tümünü attım, Shifu’nun Fa portresi önünde diz çöktüm ve yemin ettim: “Bundan sonra, gayretle ve katı bir biçimde uygulama yapacağım, üç işi iyi yapmaya devam edeceğim ve Tamamlanmaya ulaşmak için Shifu’yu takip edip eve gideceğim.” Hastalığa olan takıntıyı tamamen bıraktım ve üç işi iyi yapmaya devam ettim. Çabucak kalp sorunum ve baş ağrım kayboldu ve asla tekrarlamadı. Bu mucizeleri görmesi üzerine Dafa’ya karşı olan karım Dafa’yı desteklemeye başladı. Kendi girişimiyle benim için sessiz bir uygulama yeri bile yarattı.

Gayretli olmaya başladığımda, neredeyse her gece şehvet testinden rekabet, ün ve kişisel menfaat, vb.’ye olan takıntı testlerine kadar xinxing testlerinden geçiyordum. Uygulama durumum gitgide artarak gelişiyordu ve gong bedenimde güçlü bir etkiye sahip oluyordu. Fa’yı çalıştığım her seferinde Fa ilkelerini görebiliyordum. O zamana kadar asla gerçek anlamda uygulama yapmamıştım. Bir gece bir rüyada cennetteki bir bahçeye uçtum oradaki herkesin yüzünde bir gülümseme vardı, aynı zamanda çok gelişmiş bilim ve teknolojiye sahiplerdi. Onun benim dünyam olduğunu biliyordum ve uygulamamın sadece kendim için olmadığını fark ettim. Dünyamdaki tüm canlı varlıklar geri dönüşümü bekliyorlar ve onlardan sorumlu olmalıyım.

Günler önce, çok uzun zamandır aşağı düşmekten pişmanlık duyduğumu, aksi halde seviyemin çok daha yüksek olacağını annemle paylaştım. Annemin sözleri bana gerçekten ilham verdi, dediği gibi, “Shifu her şeyi ayarladı.” Her Dafa uygulayıcısının farklı doğuş kalitesine sahip olduğuna ve Shifu’nun beni koruyup çabucak geri dönmemi beklemiş olduğuna aydınlandım. Kişisel anlayışıma göre, Shifu Fa-düzeltmesi döneminin bitiş zamanını defalarca erteledi. Sebeplerden birisi Dafa ile önceden belirlenmiş bir ilişki kurup kaybolmuş olanları, ben de dahil olmak üzere, daha sonra Dafa’ya geri dönmeleri için beklemek. Evet! Shifu bekliyor ve bekliyor, ama şans hep orada olmayacak!

Bu ilk kez Minghui’ye bir makaleyle katkıda bulunuşum. Lütfen uygunsuz herhangi bir şeyi belirtiniz. Diz çöküp yardımseverliği için Shifu’ya teşekkür ediyorum!

Kaynak: Minghui.org

Çince metin: https://www.minghui.org/mh/articles/2022/11/6/451582.html
İngilizce metin: https://en.minghui.org/html/articles/2022/12/24/205341.html

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.