Bazı insanlar merkezi hükümete başvurdukları için Falun Gong’un “politika ile uğraştığını” iddia ediyorlardı, bu yüzden tabii ki Parti onlara zulüm edecekti.
A.B.D.’de yaşayan bir bilim adamı olan Bay Ye, “politika” sözcüğünün Batı toplumunda tarafsız bir sözcük olduğunu ve insanların bu sözcüğü ilgili kamu olayları için kullandıklarını belirtti. Dini ve ticari alanın dışındaki her şey politik eylem olarak ele alınabilirdi.
Antik Çin’de bir söz vardı, “Her insanın kendi ülkesinin kaderi ile ilgili bir sorumluluğu vardır.” Genel anlamda, politik katılım elit bir grubun ayrıcalığı değil ama her vatandaşın sahip olduğu bir haktır. Parti “politika” terimini “politik güç için ölüm kalım savaşı” anlamında değiştirmiştir.
“Koyun ve Kurt” adlı Çin fablında, kurt koyunu yemeden önce her zaman bir bahane bulur. Aynı şekilde, Parti bütün politik hareketlerinde rakiplerine karşı her zaman birçok etiketi yapıştırmış ve uydurmuştur. Eğer Parti Falun Gong’a karşı uydurulmuş bazı suçlamalar ortaya çıkarmazsa kim Falun Gong’a zulüm etmesi için Parti’yi izler. 25 Nisan Başvurusu sırasında, Falun Gong uygulayıcıları iyilik ve sağlıkları ile ilgili temel haklarını istediler ve bunlarında Parti’nin ima ettiği gibi “güç için mücadele etmek” ile bir ilgisi yoktu. Her şeye rağmen Parti kendi aşağılık politik çıkarları için Falun Gong’u “politika ile uğraşmak” ile suçlamaya devam etti.
Sosyal yorumcu Bay Ouyang Fei şöyle diyor; “Parti değişken ve öngörülemez.” Bir kişi masum insanlara zulüm ettiği için onu takip etmezse, Parti onu “politik olmamak” ile suçlar. Bir kişi Parti’nin yalanlarını açığa çıkardığı zaman, parti ona zulüm eder; bir kişi Parti tarafından yayılan karalamaları açığa çıkardığında, Parti zulüm eder, bir kişi adalet aradığında, Parti bu kişiyi “ hükümete karşı gelmek” ile suçlar. Bir kişi Parti’nin çizgisinden çıkarsa Parti o kişiyi “politik olmak” ile suçlar.
Parti’nin totaliter yönetiminin sonucu olarak, Çin halkı ilginç bir felsefe uyarladılar; “Parti bana zulüm etmezse ona teşekkür etmeliyim; eğer bana zulüm ederse, sabırla saygınlığımın yeniden verilmesini beklemeliyim.” “Parti politikası” altında yaşayan Çin insanları her an hayatları için yalvarmak üzere titrerler. “Parti politikası” her zaman kandırmaca, şiddet ve öldürme ile bağlantılı olduğundan ve doğal olarak nefret ve öfke uyandırdığından, “politika” kolektif Çin zihninde kirli bir kavrama dönüşmüştür.
Parti başarı ile şeytani bir politik çevre oluşturmuştur. Birçok iğrenç Çin politikacısı, politik olayları görmezden gelip olaya ilgisizce bakıyorlar. Onlar sadece zulme karşı direnmek konusunda içgüdülerini kaybetmediler aynı zamanda yanlış bir adalet duygusu geliştirdiler. Ne zaman bir grup “politik olmak” ile suçlansa, insanlar hemen Parti’nin masum insanları katlettiğini görmezden geliyor; ezilenlere sempati duymak ve zanlıları kınamak yerine, kurbanları suçluyorlar ve sanki “politik olmak” Parti’nin katliamından daha az affedilirmiş gibi zulmü durdurmaya çalışan insanların çabalarını ayıplıyorlar. Bazı insanlar kendilerini korumak için zulüm edenlerin arasına bile karışıyor.
Geçtiğimiz sekiz yıl boyunca Falun Dafa uygulayıcıları, karalayan ve vahşice zulmeden şeytana boyun eğmeyi ret ettiler. “Doğruluk – Merhamet – Hoşgörü” inançlarında dünyaya barışçıl bir şekilde gerçeği açıklayarak doğrulukla devam ettiler. Eğer biz onu “politik olmak” olarak adlandırırsak, o zaman bu politik eylemin daha da fazlası insanlara daha çok fayda getirecektir. Neden o zaman hepimiz zulmü sona erdirmek ve açığa çıkarmak, şeytanı dağıtmak ve kendimizi tamamen “Parti politikasından” kurtarmak için açıkça “politika” ile uğraşmıyoruz.
* * *
Here is the article in English language:
http://en.clearharmony.net/articles/a39149-article.html
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.